AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta düzenlenen "Uluslararası Barış ve Güven Forumu" sonrası Türkiye'ye dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalar yaptı. "Türkmenistan'la ekonomik ve ticari işbirliğinin son derece güçlü durumda olduğuna" işaret eden Erdoğan, "İş insanlarımız, Türkmenistan'ın bağımsızlığından bu yana yaklaşık 55 milyar dolar tutarında projeyi tamamladılar. Halihazırda 10 milyar dolar tutarında 19 proje yürütülüyor. Türkmenistan bu anlamda Rusya Federasyonu'ndan sonra firmalarımızın en çok proje gerçekleştirdikleri ikinci ülke konumunda. 2024 yılında 2 milyar doları aşan ticaret hacmimizi 5 milyar dolara yükseltmenin gayreti içindeyiz" dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile de ikili görüşmeler gerçekleştirdiğini söyleyen Erdoğan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Türkmen tarafıyla bilhassa enerji, ulaştırma, ticaret ve diğer alanlardaki işbirliğimizi gözden geçirdik. Sayın Putin ile de ikili ilişkilerimiz ile Ukrayna'daki savaş ve bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Trump'ın girişimleriyle başlatılan diyaloğu olumlu bulduğumuza işaretle, ülkemizin barış çabalarına yapabileceği katkıları kendisiyle değerlendirdik. Ziyaretimiz vesilesiyle Türkmenistan'ın ulaştığı kalkınmışlık düzeyine ve Türk insanının ve firmalarının bu düzeye ulaşılmasındaki katkısına bir kez daha gururla şahit olduk. Bu duygu ve düşüncelerle ziyaretimizin dost ve kardeş ülkeler için hayırlara vesile olmasını, uluslararası barışa katkı sunmasını temenni ediyorum." 'Rusya ile ilişkilerimiz köklü bir tarih, güçlü bir diplomatik zemin ve karşılıklı güven üzerine kurulu' Putin'le oldukça verimli, kapsamlı, derinlikli bir görüşme gerçekleştirdiklerini bildiren Erdoğan, "Görüşmemizde özellikle kendisini her an beklediğimi ifade ettim. Bunun için de en kısa zamanda bir araya gelmemiz gerektiğini konuştuk. Kendisi de 'sözümü yerine getireceğim' dedi. Ümit ederim ki en yakın zamanda bu ziyareti gerçekleştiririz. Bizim Rusya ile ilişkilerimiz günübirlik çıkar hesaplarıyla yürüyen ilişkiler değildir. Köklü bir tarih, güçlü bir diplomatik zemin ve karşılıklı güven üzerine kuruludur. Ağırlıklı olarak savaşı ve barış çabalarını konuştuk. Türkiye'nin bu meselede nerede durduğunu bütün aktörler gibi Sayın Putin de çok yakından biliyor. Biz bu savaşın çoktan bitmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu da bütün muhataplarımıza açık bir şekilde söylüyoruz" diye konuştu. 'Ukrayna-Rusya arasında barış uzakta değil, Trump devrede' Ukrayna-Rusya Savaşı ile ilgili soru üzerine Erdoğan, şöyle devam etti: "Konuyla ilgili biliyorsunuz ABD Başkanı Donald Trump devrede. Trump'ın devrede olmasının yanında bizler de Amerika'yı teşvik ediyoruz. Dışişleri Bakanımız Hakan Bey'in Amerika'daki ilgililerle sürekli irtibatı devam ediyor. Bizler de zaman zaman liderlerle telefon diplomasisi yürütüyoruz. Putin ile yaptığımız bu görüşme sonrası, ABD Başkanı Trump'la da inşallah barış planını da değerlendirme fırsatı buluruz. Barış uzakta değil, onu görüyoruz. Tek yapmamız gereken istikametimizi barışın bulunduğu yöne çevirmektir. Karadeniz'in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerekir. Böyle bir durum Rusya ve Ukrayna'ya sadece zarar verir, hiçbir fayda sağlamaz. Karadeniz'de seyrüsefer güvenliğine herkesin ihtiyacı var. Bu mutlaka sağlanmalıdır." Suriye açıklaması: '10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması, bu iradeyi güçlendirecek' Erdoğan, "Sayın Trump'la Suriye'deki 10 Mart mutabakatı konusunda konuşur musunuz? Orada nasıl bir takvimin uygulanmasını bekliyorsunuz?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Suriye'de 10 Mart Mutabakatı'nın hayata geçirilmesi, bölgenin geleceğini yakından ilgilendiren bir süreçtir. Mutabakatın öngördüğü hedeflere ulaşılması, Suriye için en hayırlı netice olacaktır. Mutabakatın uygulanmasıyla Suriye'nin toprak bütünlüğü, birliği, beraberliği, istikrarı ve müreffeh geleceğe yürüyüşü tahkim edilecek. Ayrılıkların, çatışmaların Suriye'ye bir şey kazandırmadığı yakın geçmişte görülmüştür. Suriye yönetiminin, Suriye'yi oluşturan bütün unsurların bir araya gelmesi vizyonuyla hareket etmesi önemlidir. Bu yaklaşım kıymetlidir ve desteklenmeyi hak etmektedir. Suriye hakkında birçok odağın planları olabilir, hayalleri olabilir. Ancak önemli olan Suriye halkının ortak gelecek tahayyülüdür. Gerçekçi hayalleri Suriye'nin cefakar halkı kurmaktadır. Tuzak kuranların oyunlarını bu mutabakatın hayata geçirilmesi bozacaktır. Biz, Türkmen, Arap, Kürt, Sünni ve Nusayri ayırt etmeden, kardeş Suriye halkının tamamının barışını, huzurunu, refahını istiyoruz. 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması, kuşkusuz bu iradeyi güçlendirecektir." Gazze'deki ateşkes sonrası konuşulan "Barış Konseyi"nde Türkiye'nin yer alıp almayacağı sorusuna ilişkinse Erdoğan, "Henüz bize gelmiş bir teklif, talep yok. Böyle bir toplantının yapılacağı istikametinde dedikoduları duyuyoruz. Yeter ki barış için bu tür toplantılar yapılsın. Adım atalım, biz her an hazırız" diye konuştu. Erdoğan İsrail'in ateşkes ihlallerinin sürdüğünü söyledi. 'Avrupa'nın stratejik bir vizyonla ilişkilerimize bakması, onlar açısından da kazanç' "Belçika Savunma Bakanı'nın 'Türkiyesiz güvende olmayız'" açıklamasını hatırlatması üzerine, AKP'li Cumhurbaşkanı, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği üyelik sürecinde biliyorsunuz 50 yılı devirdik. Bizi bu tür tekerlemelerle maalesef oyaladılar. Avrupa Birliği'ne daha önce süreçte olmayan ülkeler alındı ama Türkiye, ne yazık ki bugün 86 milyon nüfusuyla, sanayisiyle, kapasitesiyle bu kadar güçlü bir ülke olarak Birliğe güç katacakken maalesef AB'ye hala alınmadı. Oyalama devam ediyor. Dışişleri Bakanıma ısrarla 'Avrupalılarla nerede görüşürsen hep kendilerine bunu hatırlat.' diyorum. Ben de görüştüğüm liderlere hala bunu söylemeye devam ediyorum. NATO'nun en büyük ikinci kara gücüyüz. Savunma sanayiinde son yıllardaki atılımlarımız herkesin malumu. Bu süreçte gizli-açık kısıtlamalarla hatta ambargolarla karşılaştık fakat savunma yeteneklerimizi geliştirmeye devam ettik. Biz, dostluk ve müttefiklik bağlarımızın bulunduğu Avrupa ülkeleri ile kazan kazan temelinde her alanda işbirliğimizi güçlendirmeye hazırız. Avrupa'nın stratejik bir vizyonla ilişkilerimize bakması, onlar açısından da kazanç olacaktır. Avrupa'dan gelecek adımlar ise bundan sonraki süreci inşa edecektir." Bahis skandalı: 'A kulübü, B kulübü fark etmez. Yargı, bu görevini en ideal şekilde yapıyor' Futbolda illegal bahis iddialarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "İdarecisinden yöneticisine ve futbolcusuna kadar birçok ismin burada bulunması ve bu kişilerin adının böylesi skandallara karışması, ülkemde bunun olması, bir Cumhurbaşkanı olarak bizleri gerçekten üzmüştür, hayretlere düşürmüştür. Bu rakamlar için milyonlarca lira transfer ücreti alan bu insanlar, bu işin içerisine nasıl bulaşır, nasıl girer? Yöneticilere bakıyorsun, ya bu yöneticiler bunu nasıl yapar, nasıl bulaşır?" ifadelerini kullandı. Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Eğer biz bu adaleti tesis edemezsek sahalardan çıkan netice bizi asla tatmin etmez çünkü adaletten uzak bir netice ortaya çıkacaktır. Bunun bizi tatmin etmesi mümkün olmaz. Bütün bunların yanında biz, futbolun asil ve temiz ruhundan yanayız. Ben yargı mekanizmasının adil bir şekilde çalışmasından sonra bunun da tesis edileceğine inanıyorum. Nereden gelirse gelsin, hangi kulüpten gelirse gelsin, A kulübü, B kulübü fark etmez. Burada adalet, bizim için çok çok önemli. Şu anda da bence yargı, bu görevini en ideal şekilde yapmaktadır. Biz, bu mücadeleyi özellikle de tribünlerin sesi, gençlerin hayalleri, bu milletin temiz futbol özlemi adına sonuna kadar sürdüreceğiz." Anayasa değişikliği: 'Bu konuda kararlılığımız var' Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soru üzerine de "somut netice almak için yola çıktıklarını" söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: "Soyutta kalırsak bunun bir anlamı olur mu? Olmaz. Şu an itibarıyla da hem sivil hem özgürlükçü hem kuşatıcı bir anayasayı yapma arzusu içerisindeyiz. Bunu yapalım ki milletimiz de 'İşte benim Anayasam.' desin. Kendi geleceği ile ilgili de herhangi bir endişeye kapılmasın. Yeni anayasa sözünü AK Parti olarak biz, özellikle meydanlarda verdiğimiz gibi bütün siyasi partiler de millete aynı taahhütte bulunmuştur. Öyleyse birlikte bu işe sahip çıkacağız. Hassaten Cumhur İttifakı olarak da yaptığımız çalışmayla bunu başaracağız. Bu konuda kararlılığımız var. Bütün bunların yanında yeni anayasa çalışmalarına şu anda partimiz, en hazır parti konumundadır. Sürekli olarak kurduğumuz anayasa çalışmaları ekibi, bu işi yürütüyor. Kendilerinden zaman zaman brifingler alıyorum. Bütün bunların yanında MKYK, MYK ekibimiz içerisinde sadece bu anayasa çalışmalarını yürüten arkadaşlarımız var. Bunlarla birlikte de inşallah üzerinde şüpheye yer bırakmayacak, köhnemiş değil milletimize 'Her yönüyle benim Anayasam.' dedirteceğimiz anayasamızı hazırlıyoruz. Diğer taraftan bu işin takvimi olmaz. Sürekli çalışırsın ve bu çalışmanın neticesinde de vakti, saati geldiğinde adımı da atarsın. Bu dönem, bu işin neticeye bağlanacağı dönem olacaktır."