Şehirler böyle böyle değişiyor

Bir belediyenin binasında değil, bir sokak arasında başladı bu hikâye. Geçen hafta Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel ile buluştuk; yarım günümü ilçenin sokaklarında geçirdim. Daha ilk dakikada kulağıma çarpan bilgi şuydu: Yüzüncü Yıl Atatürk Kütüphanesi ve Müzesi çok yakında kapılarını açıyor. Bin 672 metrekarelik, dört katlı bu yapı sadece bir müze değil; araştırma kütüphanesi, atölyeleri ve Ata Kafe’siyle yaşayan bir buluşma noktası olarak tasarlanmış. 2026’nın ilk yarısında hizmete girdiğinde Ataşehir’in simgelerinden biri olmaya aday. Sahada gezdikçe tablo netleşti. Altı yüz günü aşan sürede yüzün üzerinde proje hayata geçirilmiş. Yenilenen aşevinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan yemekler, öğrencilere verilen yüz binlerce öğün, kırtasiye destekleri, ücretsiz çamaşırhane ve evde temizlik hizmetleri… Bunlar broşürlük işler değil, doğrudan hayatın içinden dokunuşlar. Aşevi pırıl pırıldı; insanın içinden “sosyal belediyecilik dediğin tam olarak bu” diyesi geliyor. Sağlık tarafında da önemli bir eşik var. Yapımı süren Mustafa Saffet Sağlık Kompleksi Prof. Dr. Türkan Saylan Tıp Merkezi, yedi bin beş yüz metrekarelik alanıyla acil müdahaleden aile hekimliğine, laboratuvardan yirmi sekiz polikliniğe kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunacak. Çocuk Kampüsü, Duyu Bütünleme Merkezi, Ata Akademi, Festival Park, Ata Kafeler, yenilenen parklar, akıllı atık sistemi, Afet Köyü… Liste uzayıp gidiyor ama mesele saymak değil, yapılanların tabelada kalmayıp sokağa değmesi. Yarım gün yetmedi ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Ataşehir’de planlı ve karşılığı olan bir belediyecilik anlayışı var. Şanlıurfa’da geri sayım Millî teknoloji hamlesinin en büyük buluşmalarından TEKNOFEST, 2026’da Şanlıurfa’ya geliyor. Selçuk Bayraktar’ın 30 Eylül-4 Ekim 2026 tarihini açıklamasıyla şehirde heyecan gözle görülür biçimde artmış. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar da bu karardan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, kentin köklü tarihiyle gökyüzü arasındaki bağa dikkati çekiyor. Haklı; bu şehir teknolojiyle de güçlü bir bağ kurabilir. Yalova’nın Armutlu ilçesinde sessiz ama çok kıymetli bir hikâye büyüyor. Polat Enerji’nin Türkiye Kadın Girişimciler Derneği ile hayata geçirdiği “Kadın Emeğiyle Geleceği Aydınlat” projesini İstanbul’daki bir basın toplantısında izledim. Bu kapsamda kurulan Armadis Kooperatifi, kadınların üretime ve hayata daha güçlü katılmasının önünü açıyor. Bazen bir kasabanın kaderi büyük yatırımlarla değil, kadınların emeğiyle değişiyor. Kadın emeğinden söz etmişken, bu hafta dikkatimi çeken bir başka ince düşünülmüş iş de CarrefourSA’nın hayata geçirdiği PATiFOUR oldu. Patili dostlar için tasarlanan bu alan, evcil hayvanlarla birlikte vakit geçirilebilen küçük ama anlamlı bir buluşma noktası. Ve Tokyo… “Be the Change” Zirvesi’nden gelen bir kare bu hafta içimi ısıttı. Otuz üç ülkeden gençler aynı salondaydı. Türkiye’den giden yirmi altı kişilik kafilenin heyecanı yüzlerinden okunuyordu. Halide Edip Adıvar Ortaokulu’nun “Ctrl + Alt + KIND” projesi ise iyiliği yaratıcı bir dile dönüştürmüş. Umut bazen çok uzakta değil; çocukların cesaretinde saklı. 2027’ye emin adımlar Kayseri’den de geçen hafta sevindiren bir haber geldi. 2027 Türk Dünyası Kültür Başkenti adaylığı burada bir unvan arayışından ibaret değil. Kültepe Kaniş-Karum’un mirası, Erciyes’in gücü, müzecilikte atılan adımlar ve Turizm Master Planı… Yıllardır sabırla örülen bir kültür ve turizm hamlesi var. Konserlerden kış şenliklerine uzanan programla Kayseri, 2027’ye kendinden emin adımlarla yürüyor. Gaziantep’in hikâyeleri ise her zaman emek kokar. “Antep İşi Nakışı” dosyasının UNESCO’ya gönderilmesi de bu emeğin izini taşıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü süreçte hedef yalnızca bir nakışı yaşatmak değil; ecdat yadigârı bir kültürü hak ettiği uluslararası vitrinle buluşturmak. Bazen bir şehir kendini en iyi sabırla anlatıyor.