Gerçekten utanmıyorlar: AKP'lilerin Meclis'teki bir günü, bir ömre yetecek yalanla süslendi

Ülkenin dört bir yanını saran çürüme en başta AKP'li isimler eliyle meşrulaştırılıyor, çürümeye sebep olan pek çok başlığın önü iktidar zihniyetiyle açılıyor. Bunların başında, son zamanlarda giderek daha fazla maruz kalmaya başladığımız yolsuzluklar, çeteler, bahis, kadın düşmanı açıklamalar ve uygulamalar var. AKP'li isimler de bu çürümeye son iki gündür yaptığı konuşmalarla adeta su taşıdı. Bakanlar deprem vergileri, kadın cinayetleri, suç örgütleri gibi konularda hiç de gerçek olmayan bir tablo çizdi. TBMM Genel Kurulu'ndaki 2026 yılı bütçe görüşmeleri sırasında muhalefetin eleştirilerine verdiği yanıtlar bakanların yalnızca "paçayı kurtarmaya" çalışmadıklarını, gerçeklerin üzerini sistematik bir şekilde örtme gayreti içerisinde olduklarını da gösterdi. İlk olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın dün yaptığı konuşmaya bakalım. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, partisinin İstanbul İl Başkanlığı binasına 5 bin polisle girildiğini hatırlatarak "O kanunsuz emirlerinizin hepsinin zamanı gelecek, teker teker hesabını soracağız" diye konuştu. Bu sözler üzerine Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan alışkın olduğumuz "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devletidir" cümlesini tekrar etti. Son dönemde AKP'nin en büyük suçlarından sayılabilecek "yargı kararlarını uygulamama" halini yok sayan Yerlikaya, CHP'yi "mahkeme kararına uymamakla" suçladı. Çetelerin, uyuşturucu ve kumarın pençesindeki ülke fotoğrafını görmezden gelen ve neredeyse suç örgütlerinin temizlendiği bir görüntü vermeye kalkan Yerlikaya, "Küresel Organize Suç Endeksi Raporu"na yönelik soruları şöyle yanıtladı: Ne hikmetse, yurtdışında bir ya da birileri, bu ülkeyi sevmeyen, bu ülkeye düşman olan kaçmış gitmiş buradan, defolmuş gitmiş... Onların yazmış olduğu düzmece raporların üzerine binin, doğru buraya gelin. Türkiye olarak başta organize suç örgütleri, uyuşturucu, insan ticareti, kaçakçılık ve yasadışı göçle mücadelede kimlerle işbirliği yapıyoruz? Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi, Interpol, Europol başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarla sıkı bir işbirliği içindeyiz. Bakanlık olarak bir yandan Terörsüz Türkiye'nin inşasına omuz verirken diğer yandan da sahada otoriteyi, güvenliği ve kamu düzenini tavizsiz biçimde ayakta tutuyoruz. "Son 2,5 yıldır organize suçlarla mücadelede yeni bir dönemin kapılarını araladıklarını" öne süren Bakan Yerlikaya, geçen yıla göre kadın cinayetlerinin de yüzde 24,5 azaldığını iddia etti. Bakan, koruma kararlarını uygulamayan, yargılamalarda kadının haklarını korumayan, şiddeti türlü söylemlerle meşrulaştıran AKP iktidarında "her kadının kendini güvende hissedene, her tehdit ortadan kalkana kadar mücadele ettiklerine" inanmamızı istedi. Deprem harcamaları, silinen vergi borçları, TÜİK'in tartışmalı verileri... Bir diğer çarpıtma dolu konuşmaysa Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yapıldı. Normalde az konuşması, tepkilere cevap vermekten kaçınmasıyla bilinen Şimşek, vergi borçlarıyla ilgili sorulara yanıt verdi. "Vergi borçlarının yalnızca TBMM kararıyla silinebileceğini" söyleyen ve "Benim böyle bir yetkim olmadı, Maliye Bakanının veya Bakanlığın vergi borçlarını silme, affetme yetkisi yoktur" diyen Şimşek'e, CHP'li Günaydın, "Vergi dairelerinde siliyorlar, sen silmiyorsun ama talimatla siliniyor. Ne anlatıyorsun bize! Göz göre göre çarpıtma olur mu ya!" sözleriyle tepki gösterdi. Şimşek, deprem sonrası toplanan vergilere ilişkin de konuştu. Depremzedeler konteynerlerde yaşamak zorunda bırakılıp, oradan bile tehditle çıkarılmak istenirken Bakan Şimşek utanmadan "deprem bölgesine 3,6 trilyon lira para harcadıklarını" savundu. Oysa toplanan vergilerin yok olması, bağışların nasıl harcandığının açıklanmaması, şirketlerin ihya edilmesi hâlâ gündemde. Bakan kendisi ve ekibinin Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) müdahalesi olmadığını da öne sürdü. "Bu konuda bir talimatım olmuştur ne de olacaktır. Çünkü biz verilerin sağlıklı olmasını istiyoruz. Ona göre teşhisi ve tedaviyi doğru yapalım" dedi. TÜİK'in verileri çok sayıda davanın konusu olmuştu. Kurumun enflasyon verilerinin "asılsız" olduğu gündeme gelmişti. Mehmet Şimşek. Çeteler, suç örgütü hesaplaşmaları yayılırken Hakan Fidan: 'Kurtlar Vadisi' ve Çatlı paylaşımlarını kıymetli buluyormuş! AKP içerisindeki iktidar mücadelesinin taraflardan biri olarak ismi konuşulan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın görüntüleri bir süredir "Kurtlar Vadisi" dizisinin müzikleri eşliğinde ve çeşitli isimlerle birlikte paylaşılıyor. Bunlardan biri de Bahçelievler Katliamı başta olmak üzere devrimcilere yönelik saldırılardan sorumlu tutulan, ülkücü suç örgütü lideri Abdullah Çatlı. Katıldığı bir programda sosyal medyada kendisiyle ilgili yapılan “Kurtlar Vadisi” ve Abdullah Çatlı temalı videolara dair konuşan Fidan bunları "kıymetli bulduğunu" anlattı. Bakan Fidan şöyle konuştu: Zaman zaman güldüğümüz, ‘Bu nereden çıktı’ dediğimiz oluyor. Demek ki biz bir şeylerle meşgul olurken, verdiğimiz imajın ne olduğunun da farkında olmuyoruz. İnsanlar konuşuyor, reaksiyon gösteriyor. Ben bunu çok kıymetli buluyorum. Otantik olan her tepkiyi çok kıymetli buluyorum. Fidan, ayrıca “Bazen gençler bir şey deyince, 'Maskeyi çıkarayım mı' diyorum” diyerek Abdullah Çatlı göndermesi de yaptı. Hakan Fidan. Çocuk işçi cinayetlerinin hesabını vermeyen Tekin'den eğitim sistemine övgü İşyerlerinde sömürülürken, MESEM adı altında çalıştırılırken ölen çocukların hesabını vermeyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de son iki gündür çarpıtmalarla dolu açıklamalar yapmayı sürdürüyor. Eğitim sistemini öven Bakan Tekin, "Bundan 10-20 yıl önce meslek liselerimizde, anadolu liselerimizde öğrencilerimizin etkinliklerine baktığımız zaman bugün sabah çocuklarımızın hayal ettiği, hayallerini kurduğu şeylerin hiçbirisi yoktu" dedi. Yusuf Tekin, milletvekillerinin mülakatlarla ilgili eleştirilerine ise "İspat edin gereğini yapacağım" sözleriyle yanıt verdi: Burada bir milletvekili dedi ki 'Siyasi referanslarla mülakatlarda öğretmenler atandı birilerinin yerine.' Siyasi referansla mülakatlarda sıralamaya giren bir kişi ispat edin gereğini yapacağım. İspat edemezsiniz, özür dilemek zorunda kalacaksınız. Yusuf Tekin. Emekliler otel odasında yaşamaya mahkum edilirken: Aile Bakanı 'Araştırdık, yaşlılar kendi aileleriyle yaşlanmak istiyor' dedi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Meclis'teki konuşmasında "doğurganlık hızı"na değindi. Ailelerin geçim sıkıntısını hesaba katmadan konuşan Göktaş, "Doğurganlık düşüşümüz bir anda olmadı, 1960 yılından bu yana çok kapsamlı ve programlanmış şekilde indirildi. Şu anda maalesef nüfus planlaması ülkemizin gündemine oturdu. Nasıl oturdu biliyor musunuz, zihinlerde oturdu. 'Bir kız bir erkek yeter', 'az çocuk, öz çocuk, nitelikli çocuk' diyerek oturdu" sözlerini sarf etti. "Aileyi güçlendirmeden hiçbir kalkınma modelinin, hiçbir sosyal politikanın kalıcı olamayacağını" savunan Mahinur Göktaş, konuyu "ülkemizin rekabetçi gücünü güçlendirmeye" bağladı. Göktaş skandal açıklamalarını "yaşlı bakımı" konusuyla sürdürdü. Daha geçtiğimiz günlerde, emekli maaşları yetmediği için bir göz otel odasında birlikte yaşamaya mahkum bırakılan yurttaşlarımız ülke gündeminin ortasına oturmuşken, Göktaş bakanlık olarak "yaşlı bakım modelleriyle ilgili çalışma yaptıklarını" iddia etti. Göktaş, bir "Yaşlı Profil Araştırması" yaptıklarını, bu araştırmada "yaşlıların yüzde 75'inin kendi aileleriyle, kendi evlerinde ve mahallelerinde komşularıyla yaşlanmak istediklerini söylediğini" savundu. "Huzurevi yapmaya devam edeceklerini, evde destek modellerini güçlendireceklerini" öne sürdü. Mahinur Göktaş. Turizm Bakanı doymuyor Çürümenin bir diğer boyutu da yolsuzluk ve menfaat. AKP'lilerin yakından bildiği bu kavramlar, patron bakanlar üzerinden defalarca gündeme gelmişti. Kartalkaya başta olmak üzere suç dosyası kabarık Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da zenginleşme adımları sürüyor. Patron Bakan'ın ETS Ersoy Turistik Tesisleri Anonim Şirketi lüks otel projelerine devam ediyor. Cumhuriyet 'in haberine göre, Maxx Royal, Voyage ve Caja By Maxx Royal gibi otellerin sahibi şirket, Antalya Aksu’daki kapasite artışı için çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecini tamamladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı projeye ilişkin son kararın verildiğini duyurdu. Buna göre her adımını tamamlayan projeye yakın zamanda onay çıkacağı düşünülüyor. 2026 yaz sezonunda açılması planlanan proje için şirketin tatil rezervasyon sitesinden başvuruları bile başladı. Hulusi Akar'ın kızının tartışmalı yatay geçişi yine gündemde: 'Bunu kafanıza sokun' Bir örnek de eski Bakan Hulusi Akar'dan. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında Hulusi Akar’ın kızının eğitim sürecini yine gündeme taşıdı. Akar’ın kızının ABD’de biyoloji eğitimi alırken daha sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçiş yaptığını ve mezun olduğunu söyleyen Günaydın, bu sürecin yıllar sonra soruşturma konusu yapıldığını ancak “kazanılmış hak” gerekçesiyle diplomanın iptal edilmediğini belirtti. Ardından Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesini eleştirdi. AKP'li vekili Hulusi Akar ise iddialara çirkin bir üslupla yanıt verdi: "Yapılan işlem yatay geçiş, elli kere söyledik. DePaul Üniversitesi Pre-Medical Biyoloji bölümü programı ABD’de sadece tıp fakültesine girmek isteyen öğrencilerin kabul edildiği bir program. Türkiye gibi değil. Bunu kafanıza sokun kardeşim. Utanmıyor musunuz, aynı şeyi temcit pilavı gibi tekrarlıyorsunuz.” Hulusi Akar'ın kızı Serra Akar 16 Temmuz 2003’te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kabul edilmiş, 2009 yılında mezun olarak doktorluk mesleğine başlamıştı. Yıllar sonra bir yurttaşın yaptığı şikâyet üzerine yatay geçişin usulsüz olduğu iddiasıyla açılan soruşturma "zamanaşımı" gerekçesiyle kapatılmıştı. Hulusi Akar aynı zamanda TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı. Erdoğan torpile sahip çıktı Ve son olarak AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan. CHP ve AKP arasında “sınavsız, mülakatsız işe alıyorsunuz, hiç utanmıyor musunuz?” tartışması çıkmış, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Grup Başkanvekili Özlem Zengin de "Utanmayıp, gurur duyuyoruz" demişti. İktidarın gurur duyduğu torpil vakalarına Erdoğan da sahip çıktı. Erdoğan muhalefetin Özlem Zengin eleştirilerine de sinirlendi. Dün akşam kabine toplantısı sonrası açıklamalar yapan Erdoğan da AKP'li bakanlarıyla aynı türküyü tutturdu. "AK Parti olarak kadın haklarının tam ve etkin şekilde kullanılması için göreve geldiğimiz ilk günden itibaren devrim niteliğinde adımlar attık" diye konuştu. Erdoğan, Meclis'teki görüşmelerdeki "utanın" sözlerini çirkin ifade olarak kabul etti, üslup uyarısı yaptı: Bu vesileyle, bütçe görüşmeleri esnasında partimizin grup başkanvekiline yönelik, ana muhalefet partisi milletvekilinin edep sınırlarını aşan çirkin ifadelerini esefle karşıladığımızı burada ifade etmek istiyorum. Grup başkanvekilimiz şahsında kadın milletvekillerine ve gazi Meclis'e yapılan saygısızlığı şiddetle kınıyorum. Siyasette nezakete herkes dikkat etmeli, siyasetin seviyesini düşürecek bu tür yakışıksız ifadelerden uzak durulmalıdır. Milleti temsil edenler evvel emirde millete örnek olacak bir siyasi üsluba sahip olmalıdır. Gezi eylemcilerine "sürtük" diyen Erdoğan, Meclis'te "özenli bir dil kullanmasını" istedi.