'HTŞ anlaşmayı kabul etti, SDG’nin ordu içindeki kurumsal varlığı tanınacak'

Suriye’de Beşar Esad'ın düşmesinin ardından iktidara gelen HTŞ yönetiminin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) orduya kendi komuta kademesiyle katılmasını kabul ettiği öne sürüldü. Demokratik Suriye Meclisi yöneticisi, Şam yönetiminin SDG unsurları için "bireysel teslimiyet" dayatmasından vazgeçerek, SDG'nin kendi komuta kademesi ve birlikleriyle orduya entegre olmasını kabul ettiğini duyurdu. SDG'nin yapısı korunacak Demokratik Suriye Meclisi İlişkiler Ofisi Eşbaşkanı Hasan Muhammed Ali, Rûdaw'a yaptığı açıklamada, Şam ile yürütülen müzakerelerin seyrine dair detaylar paylaştı. Ali, Şam hükümetinin uzun süredir SDG mensuplarının orduya sadece "bireysel katılım" yoluyla dahil olmasını şart koştuğunu, ancak gelinen noktada bu tutumdan vazgeçildiğini öne sürdü. Şam yönetiminin, SDG’ye bağlı 3 ana birliğin (kolordu) kendi varlığını ve yapısını koruyarak Suriye ordusu çatısı altında yer almasını kabul ettiğini öne süren Ali'ye göre, bu gelişme, SDG’nin sadece insan kaynağı olarak değil, kurumsal ve askeri bir irade olarak tanınması anlamına geliyor. Ali, SDG’nin talebinin de Suriye’nin doğu bölgesinin komutasını üstlenmek olduğunu kaydetti. Yeni yıla kadar somut adımlar bekleniyor Görüşmelerin teknik boyutunun devam ettiğini belirten Demokratik Suriye Meclisi yetkilisi, görev tanımları ve entegrasyonun detaylarını belirlemek üzere uzman komitelerin kurulacağını ifade etti. SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin geçtiğimiz günlerde işaret ettiği "yılbaşı müjdesi"ne atıfta bulunan Ali bu sözlerle uyumlu olarak, önümüzdeki iki hafta içinde pratik adımların atılmasının beklendiğini söyledi. Süreç sadece askeri değil Sürecin sadece askeri bir birleşme değil, aynı zamanda idari bir dönüşüm içerdiğini ifade eden Hasan Muhammed Ali, "uluslararası güçler"in de Suriye’de "merkezi olmayan" bir çözümü desteklediğini savundu. Özellikle HTŞ lideri Ahmed Şara’nın ademi merkeziyetçilik konusunda esneklik gösterdiği ifade eden Ali'ye göre bu olasılık SDG cephesinde umutları artıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Hasan Muhammed Ali aynı zamanda İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin de sürece gözlemci ve destekçi olarak dahil olduğunu, diplomatik trafiğin hızlandığını dile getirdi.