İnsan bu dünyaya mal biriktirmek için değil, kalbini arındırmak için gönderilmiştir; fakat çoğu zaman bu hakikat, “ekmek parası” telaşı içinde görünmez hâle gelir. Para, elde tutulan bir araç olmaktan çıkıp kalpte tutulan bir güvenceye dönüştüğünde imtihan başlar. Çünkü para, yalnızca kazancın değil; insanın neye yaslandığının, neyi kaybetmekten korktuğunun ve hangi boşluğu doldurmaya çalıştığının aynasıdır. Bolluk da yokluk da bu aynayı parlatır; ama en sessiz ve ağır sınav çoğu zaman bollukla gelir. İnsan “neden” diye sorulduğunda çoğu kez aynı cevabı verir: ekmek parası. Bu cevap, fakirde de zenginde de benzer tınıyı taşır. Kimi yaşamak için kazanır, kimi daha çok kişiye ekmek vermek için kazandığını söyler; fakat dünya sanki ekmek azmış gibi yaşanır. Oysa yeryüzü, paylaşmayı bilenler için bereketlidir. Kavga, rızkın kıtlığından değil; kalplerin daralmasından doğar. Korku, kin ve önyargı, geniş âlemi bir stada sıkıştırır; insanlar birbirini kovalayan taraftarlara dönüşür. Daha fazlasını isteyen, kazandıkça kendini daha açıkta hisseder; çünkü güven, biriktikçe artmaz. Para yaratılış itibarıyla nötrdür. Ne hayırlıdır ne de zararlı. Onu ağırlaştıran, insanın ona yüklediği anlamdır. Kimi parayı güven sanır; çünkü iç dünyasında emniyette değildir. Kimi parayı güç sanır; görülmek ve üstün olmak ister. Kimi tutar; kaybetmekten korkar. Kimi savurur; boşluğunu doldurmaya çalışır. Para bu hâlleri üretmez, açığa çıkarır. Kalpte duran para insanı ağırlaştırır; elde duran para ise hayra vesile olur. İlişkilerde para, en hassas alanlardan biridir. Birliktelik, iki insanın yalnızca hayatını değil, iç dünyasını da paylaşmasıdır. Para konuşulmadığında mesele çözülmez; sadece kalbin alt katına itilir. Orada sertleşir ve başka bir kılıkta geri döner. Bu yüzden para suskunluğu huzur değil, ertelenmiş bir yüzleşmedir. Adalet, her şeyin eşit olması değil; herkesin hakkının gözetilmesidir. Bir tarafın imkânı diğerinin sesini bastırıyorsa, parayla üstünlük kuruluyor, minnet üretiliyor, sessizlik dayatılıyorsa bereket değil vebal oluşur. Çünkü güç, sorumluluk doğurur; fazla imkân, daha çok merhamet yükler. Rızık yalnızca maaş değildir. Sağlık, emek, sabır, şefkat, anlayış ve birlikte geçirilen huzurlu zaman da rızıktır. Görünmeyen emekler; taşınan yükler, ertelenen hayaller, sessizce katlanılan yorgunluklar hesaba katılmadığında kul hakkı başlar. Kul hakkı yalnızca başkasının parasını yemek değil; emeğini, duygusunu ve fedakârlığını yok saymaktır. Bu yüzden para konuşmaları hesaplaşma diliyle değil, helalleşme diliyle yapılmalıdır. “Benim hakkım” kadar “senin kalbin” de gözetilmelidir. Psikolojik olarak insan, parayı bir zırh gibi kuşanır. “Param varsa güvendeyim” düşüncesi, derindeki bir korkunun işaretidir. Tedbir, kalbi ayakta tutar; fakat kalbe yerleşen para tevekkülü zedeler. Tevekkül, çalışmamak değil; sonucu paraya değil, Allah’a bağlamaktır. Sevgi parayla sigortalanmaz, güven hesapla kurulmaz. Gerçek emniyet, yarı yolda bırakılmayacağını hissetmektir. Tasavvuf, sahip olduklarımızın mülk değil emanet olduğunu hatırlatır. Emanet tutulmak için değil, yerinde kullanılmak içindir. İnsanı yücelten biriktirmek değil, emanete sadakattir. Sadakat; paylaşabilmekle, incitmeden davranabilmekle, üstünlük kurmadan ve minnet üretmeden vermekle olur. Para kalpte kibir üretiyorsa ağırlaşır; şükür üretiyorsa hafifler. Hayatın faniliği bu hakikati her gün hatırlatır. Nice insan, biriktirdiği hâlde paylaşamadan; sahip olduğu hâlde harcayamadan gider. Geriye kalan, hesap cüzdanı değil; onarılan yaralar ya da kırılan kalplerdir. İnsan bu dünyadan parasını değil, niyetini ve ahlakını götürür. Bir ilişkide para sevginin önüne geçtiğinde sınav başlar; sevginin hizmetine girdiğinde ise ilişki olgunlaşır. “Benim” ve “senin” dili yerine “bize ne iyi gelir” dili kurulduğunda para çatışma değil, vesile olur. Sonunda insan şunu idrak eder: Güven parayla satın alınmaz, sevgiyle kazanılır. Para tutulur, sevgi taşınır. Para sayılır, sevgi hissedilir. Gerçek zenginlik, korkmadan paylaşabilmek; gerçek birliktelik, rızkın sahibini unutmadan emaneti temiz taşıyabilmektir. Dünya, paylaşmayı bilenler için geniştir; kalbi daraltan, paranın kendisi değil, ona bağlanan niyettir. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. para KALP paylaşma Özgür Çelik, Independent Türkçe için yazdı Özgür Çelik Perşembe, Aralık 18, 2025 - 10:30 Main image:
Fotoğraf: Unsplash
TÜRKİYE'DEN SESLER Type: news SEO Title: Para, kalp ve paylaşma copyright Independentturkish: