Güvenlik açığı tüm ülkeye yayıldı: Satılan veriler, korunamayan kurumlar, kara para aklama ve bahiste artış

Satışa çıkarılan kişisel bilgiler, mahallelere kadar ulaşan çeteler, ortaokula inen uyuşturucu kullanımı, kendini koruyamayan kamu kurumları... Ülkenin her tarafından bir güvenlik tehlikesi yayılıyor. Yalnızca emniyet ve jandarmada bulunması gereken bilgiler, mobil uygulamalarda satışa çıkarılıyor. Güvenlik kurumları, kendi güvenliklerini bile koruyamaz duruma düşürülüyor. Sadece son iki yılda sanal bahis ve kumar oynatan 300 bin yeni internet sitesi açıldı. Daha sonra "temiz eller" denilerek yapılan operasyonlarda tutuklanan, gözaltına alınan isimlerin bir bölümü AKP iktidarında parayı nasıl elde ettiği sorulmadan banka, holding, medya patronu, üniversite sahibi yapıldı. Yaşanan çöküş yalnızca çürümeyi değil büyük bir güvenlik açığını da beraberinde getirdi. Sadece emniyet ve jandarmada bulunması gereken bilgiler, mobil uygulamalarda satışa çıkarıldı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 2026 bütçesi üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, siber güvenlikten, uyuşturucu sorununa, kara paradan, organize suç örgütlerine kadar Türkiye’nin güvenlik alanında yaşadığı çöküşü anlattı. “Yoksul halk çocukları kurulan bu kirli çarkın, kurbanı olmuştur” diyen Kılınç, Cumhurbaşkanından, milletvekillerine, güvenlik ve istihbarat kurumlarının yetkililerine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, kapı numaralarına kadar, tüm adres bilgilerinin yabancı internet sitelerinde yayınlandığını hatırlattı. Ele geçirilmeyen, sızdırılmayan verinin neredeyse kalmadığını vurgulayan Kılınç, "Sadece emniyet ve jandarmada bulunması gereken bilgiler, mobil uygulamalarda satışa çıkarılmıştır" dedi. Sanal bahis ve kumar: Son iki yılda 300 bin yeni internet sitesi Uyuşturucuya bağlı ölümlerin katlanarak arttığını anımsatan Kılınç, yasadışı bahis ve sanal kumarın toplumu çürüttüğüne işaret etti. Buna göre sadece son iki yılda sanal bahis ve kumar oynatan 300 bin yeni internet sitesi açıldı. Kılınç şöyle konuştu: "Dijital devlet, neredeyse siber çetelerin işgali altındadır. Kentlerimiz, mahallerimiz yeni nesil çetelerin işgali altındadır. Hakemiyle, futbolcusuyla, taraftarıyla kulüp başkanıyla, futbol alanı da sanal bahis çetelerinin işgali altındadır." Gizli bilgiler 'işportaya' düşürüldü Devlete ve vatandaşlara ait gizli bilgilerin "işportaya düşürülmesine" tepki gösteren Kılınç, aynı zamanda TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu (GİK) üyesi. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, MİT Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun (MASAK) görev ve sorumluluk alanlarını ilgilendiren bilgileri açık kaynaktan derleyen Kılınç, komisyona yönelttiği sorularla güvenlik açığının durumunu ortaya koydu. Yaşanan skandalları Kılınç şöyle sıraladı: İçişleri Bakanlığı'na Emniyet Genel Müdürlüğü'ne: Türkiye'nin El Kaide üyesi olduğu gerekçesiyle aradığı Ömer Çiftçi, yeni Suriye Ordusu'na "Tuğgeneral" rütbesiyle atandı. Kırmızı bültenle aranan çete üyelerine vatandaşlık verildi. Milyonlarca vatandaşın bilgileri yasadışı yollarla ele geçirildi, üçüncü kişilere satıldı. Sahte diploma-imza skandalı ile dijital devletin ele geçirildiği anlaşıldı. Sadece polis ve jandarmada bulunması gereken bilgiler Telegram'dan satıldı. Uyuşturucu operasyonlarında baronlara dokunulmadı. Hakkında borsa manipülasyonu, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişisel verileri paylaşma ve mal varlığı aklama gibi çeşitli suçlamalarla açılmış dört ayrı dava bulunan eski Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban Türkiye'den kaçmayı başardı. Suriye'de katliam yaptığı söylenen cihatçıya vatandaşlık verildi. MASAK: Kapalıçarşı'da düzenlenen 'kara para aklama' operasyonlarında Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Özbey'in de aralarında olduğu 37 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin, suç gelirlerini yasal bankacılık sistemine entegre ederek 9 milyar TL'lik paranın dolaşıma soktuğu tespit edildi. Şüphelilerin kara para aklamak için 93 paravan şirket kurduğu tespit edildi. Kara paracıların Flash TV'yi satın almasına izin verildi. Türkiye’nin büyük holdinglerinden Can Holding’e 11 Eylül 2025’te kara para operasyonu yapıldı. Yıllardır kaçakçılık iddialarıyla gündeme gelen Can ailesine ait 121 şirket ile Can Holding’in satın aldığı Habertürk ve Show TV’nin de yer aldığı Ciner Medya Grubu’na da kayyım atanarak TSMF’ye devredildi. Can Holding'in sahiplerinden Kemal Can, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde Bilgi Üniversitesi, Doğa Koleji, Ciner Medya’nın satın alınması için "üst düzey yetkililer tarafından yönlendirme yapıldığını", aynı yetkililerin Türk Telekom’u almaları için de yönlendirme yaptığını ifade etti. Hızla artan ödeme şirketleri ve kripto para kuruluşlarına 2025 yılının son aylarında üst üste operasyonlar yapıldı. Milyonlarca kişinin on milyarlarca lira para transferi işlemi gerçekleştirdiği bu şirketlerin aniden "kara para akladığı" fark edildi. Mayıs ayından bu yana yürütülen soruşturmalar kapsamında 20'den fazla şirkete ya el konuldu ya da faaliyetleri askıya alındı yani fiilen kapatıldı. MİT: Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı mensuplarının çok gizli kişisel verileri deşifre oldu. Milli Güvenlik: Pastane, balıkçı ve otellerin kaçak yapılarıyla ilgili haberler milli güvenlik tehdidi sayıldı. Savunma Sanayiine ait kritik bilgiler yabancılara satıldı. Mafya lideri Halil Falyalı'nın kasası Cemil Önal'ın Türkiye ile ilgili yasadışı bahis, kara para ve üst düzey devlet görevlileriyle ilgili iddiaları araştırılmadı. Dışişleri Bakanlığı'nda 70’i aktif görevde 132 Cemaat üyesi bulunduğu belirlendi. BAE'den Türk yargısına 'casus' müdahalesi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 25 Kasım 2025’te Birleşik Arap Emirlikleri istihbaratı adına Türkiye’de kritik pozisyonlardaki isimler hakkında biyografik veri toplamaya çalışan 4 şüpheliden 3’ünün yakalandığını, 1 kişi için yurtdışında olması nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığını açıklamıştı. Savcılık yaptığı operasyon duyurusunu birkaç saat içinde önce silmiş, ardından "Birleşik Arap Emirlikleri" kısmını çıkarıp yeniden paylaşmıştı. Savcılık tarafından yapılan açıklamada, "Basın duyurusu yapılan casusluk soruşturması ile ilgili güvenlik kaynaklarımızdan alınan bilgilere göre şüphelilerin, Birleşik Arap Emirlikleri ülkesiyle herhangi bir irtibatının bulunmadığı anlaşılmıştır" denilmişti. Savcılığın ikinci açıklamasında "Siyasal veya askeri casusluk" ifadesinin "casusluk" ifadesiyle değiştirildiği görüldü. Cenevre merkezli Global Initiative Against Transnational Organized Crime 2025 raporuna göre Türkiye, Küresel Organize Suç Endeksi'nde 193 ülke arasında 10. sırada yer alıyor.