Bakanın özel şirketini ve lüks yatını yazmak suç sayıldı: Gazeteci Nisanur Yıldırım ifadeye çağrıldı

Nefes Gazetesi muhabiri Nisanur Yıldırım, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un şikayeti üzerine hakkında açılan "kamu görevlisine hakaret" davası kapsamında bugün adliyede ifade verdi. Gazeteciliğin yargılandığı davanın konusu ise Ersoy'un kamu görevi değil, sahibi olduğu özel şirketin Antalya’daki orman arazisine yapacağı otel inşaatıydı. Haber neydi, Bakan Ersoy neden rahatsız oldu? Temmuz ayında yayınlanan "Bakanın şirketine 150 milyon dolar piyango vurdu" başlıklı haberde, Ersoy'a ait Nebula Otelcilik (ETS bağlantılı) şirketinin Antalya Kundu’da orman arazisine otel inşa ettiği, arazinin ihalesiz ve tahsisli olarak verildiği belgeleriyle ortaya konulmuştu. Haberin teknik detayları ve belgeleri yalanlanamazken, şikayetin odağında Bakan Ersoy'un unutturmak istediği "istifa" gerçeği yer aldı. Hatırlanacağı üzere Kartalkaya faciasının ardından tepkiler Bakanlık kapısına dayanmış, bina önünde toplanan yurttaşlar protesto düzenleyerek Ersoy'u açıkça istifaya çağırmıştı. İddianamede, Bakanlık kapısında yankılanan bu istifa sloganlarının ve Ersoy'un lüks yatıyla çıktığı Yunanistan tatilinin hatırlatılması "aşağılama" sayılırken; gazeteci Yıldırım, "Bakanlık önündeki protestolar da, lüks yat da kamuoyunun bildiği somut birer gerçekliktir" diyerek gazetecilik faaliyetini savundu. Şirket sahibi Bakanların, orman yağmalarını ve lüks yat sefalarını yazmak ve halkı gerçeklerle buluşturmak için soL'a abone ol, güç ver! ABONE OL Yat haberini Ahmet Hakan yazınca 'vizyon', muhabir yazınca 'hakaret' Duruşma sonrası soL’a konuşan Nisanur Yıldırım, suçlamanın tutarsızlığına dikkat çekti. Ersoy'un daha önce Ahmet Hakan’a verdiği röportajda aynı lüks yatla "rakipleri tanımak için geziyorum" diyerek övündüğünü hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi: "Ahmet Hakan o yatla röportaj yapıp, babasına kadar yazdı. Ben bunu aktardım. Yat, ekonomik verilerle de sabit bir 'lüks tüketim' aracıdır. Bakanın bunu hakaret olarak yorumlaması ilginç oldu. Üstelik Kartalkaya sürecinde istifa etmediği de bir somut gerçeklik. 'Neden etmedi?' diye sorgulamadım bile, sadece durumu tespit ettim. Ayrıca bir gazeteci olarak bunu sorabilir, sorgulayabilirdim. Ancak bu örnekte bu da yoktu. Bakan düne kadar servis ettirip övündüğü Yunanistan seyahati haberini, bizim haberimizde görünce 'küçük düşürücü' buluyor." Gazeteci Nisanur Yıldırım 'Bakanın özel şirketini eleştirmenin neden kamu göreviyle ne ilgisi var?' Yıldırım, davanın "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlamasıyla açılmasındaki hukuksal garipliğe de işaret etti. Haberin konusunun Bakanlığın icraatları değil, Bakan'ın özel şirketinin ticari faaliyetleri olduğunu vurgulayan Yıldırım, savunmasında şu ifadelere yer verdi: "Haberim Bakan'ın şirketinin otel inşaatıyla ilgili. ÇED raporları, şirket detayları... Bunun kamuyla, kamu göreviyle ne alakası var? Ortada bir kamu görevi değil, özel bir şirketin ticari faaliyeti var. Dolayısıyla suçlama boşa düşüyor. Bu dava tamamen bir yıldırma politikasıdır." Asıl duruşması 4 Şubat'ta İstanbul Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek dava için talimatla ifade veren Yıldırım, gazetecilik faaliyetini savunmaya devam edeceğini belirtti.