AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU / Ankara - TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi komisyonunun nihai rapor yazımına geçmesi için parti raporlarının TBMM’ye sunumu dün AK Parti ile tamamlandı. AK Parti’nin 60 sayfalık “Çözüm” raporu, toplam 15 bölümden oluştu. Terörsüz Türkiye sürecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Ağustos 2024’te “iç cephenin güçlendirilmesi” çağrısıyla başladığı vurgulanırken, sürece liderlik yapan Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür edildi, “Silahların bırakılmasının tarihi bir adım olarak görüldüğü” belirtildi. Ne pazarlık ne... Terör örgütünün varlığının sona erdirilmesinin devlet tarafından “tespit ve teyit” edilmesinin sürecin en önemli noktası olduğuna işaret edilen raporda, “Bu an, sadece sahada bir fiil değişikliğinin kaydı değil, aynı zamanda hukuki işlemler için bir başlangıçtır. Bu tespit ve teyit olmadan hiçbir ileri aşamaya geçilmemelidir” denildi. “Tespit ve teyit” sürecinin devletin ilgili güvenlik kurumları arasında sağlanacak koordinasyonla, objektif, ölçülebilir ve kriterlere bağlanmış göstergeler üzerinden yapılması gerektiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: “Örgütün silahlı kapasitesinin ortadan kalktığına, lojistik ağların sürdürülebilir bir tehdit oluşturamayacak ölçüde dağıtıldığına ve silahların sahada tekrar kullanılmasına imkân bırakmayacak biçimde imha edildiğine dair somut tespit ve delillerle ortaya konulmalıdır. Süreç boyunca uygulanacak yöntemler şeffaf olmalı; idari kararlar ile bunlara esas teşkil eden delil, bilgi ve kıstaslar kayıt altına alınmalı ve gerektiğinde yargısal ya da hukuki incelemeye tabi tutulabilecek biçimde muhafaza edilmelidir. Tespit ve teyit kararının alınması ne bir pazarlık ne de keyfi bir tasarruf zemini olacaktır.” Tüm uzantılarıyla tasfiye “Terörsüz Türkiye” hedefinin “Terörsüz Bölge” perspektifi ile ele alındığına işaret edilen raporda, “Suriye ve Irak sahasında, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden hiçbir terör yapılanmasının yaşamasına ve genişlemesine asla müsaade edilmeyecektir. PKK’nın bölgedeki ve Suriye’deki bütün unsurlarının, örgütün bileşen ve uzantıları oldukları gerçeğinden hareketle, tasfiyesi ve Şam yönetimi ile imzaladıkları 10 Mart Mutabakatı’nın gereğinin bir an evvel yerine getirilmesi gerekmektedir” vurgusu yapıldı.Sürecin her türlü sabotaj ve provokasyona açık olduğu belirtilen raporda, “Toplumsal hassasiyetleri istismar etmeyi amaçlayan girişimler, hukukun ve devlet otoritesinin kararlı müdahalesi ile karşılanmalıdır. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir adıma müsaade edilmemelidir” denildi. ‘Kayyuma gerek kalmayacak’ Raporun “Tasfiye Sonrası Demokratikleşme Perspektifi”nde ise “Terör baskısının kalktığı yeni dönemde demokratik siyasetin önündeki tüm sınırlandırıcı unsurlar kaldırılırken; terörün ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine hiçbir surette izin verilmeyecektir. Bu çerçevede Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu gibi kanuni çerçevelerin ele alınarak yüksek standartlı demokrasi yolunda ilerlemeye devam edilecektir. Terör dolayısıyla alınan siyasi-hukuki idari tedbirlerin uygulanmasına gerek kalmayacaktır” ifadeleri dikkati çekti. Müstakil vegeçici kanun Raporda, örgütsel yapının tasfiyesi, mensuplarının hangi hukuki ve sosyal mekanizmalar aracılığıyla topluma geri döndürüleceği ve mağdur haklarının hangi çerçeveyle korunacağı konusunda geliştirilen “Türkiye Modeli” de detaylı olarak anlatıldı. Bu bağlamda yapılacak yasal düzenlemenin, “müstakil ve geçici bir kanun” niteliğinde hazırlanmasının zorunlu olduğuna işaret edilerek, özetle şu öneriler getirildi: “Kanun, sürekli uygulanacak ceza hükümlerine istisna veya ayrıcalık niteliği taşıyan bir alan açmalı. Düzenlemenin yalnızca varlığını sona erdirdiği tespit edilen ve doğrulanan terör örgütleri bakımından uygulanacağı açıkça tarif edilmeli.Uygulamada ortaya çıkabilecek ihtiyaçlara bağlı olarak, TCK, CMK ve İnfaz Kanunu’nda sınırlı ve yalnızca terörün ortadan kaldırılması ve örgütün feshine yönelik düzenlemeler yapılması gerekebilir. Terör örgütü mensupları bakımından fiilin niteliği ve kişinin örgüt içindeki konumu esas alınarak farklılaştırılmış, ölçülü ve denetlenebilir bir hukuki çerçeve oluşturulmalı. İşlenen fiilin ağırlığı ve toplumsal etkisi bakımından da ayrım yapılmalı. Bireyin mevcut tutumunu, silahı ve şiddeti reddetmesi ve hukuk düzenine uyma iradesi esas alınmalı. Bireylerin sürece uyumu düzenli olarak izlenmeli, suçun tekrarı ihtimalini azaltan hukuki bir güvenlik mekanizması oluşturulmalı.” ‘Barış değiltasfiye yasaları olur' Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da Hakimevi’nde düzenlenen sempozyum sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Adalet Bakanlığı’nın terör örgütünün feshi ve tasfiyesiyle ilgili yasal düzenleme yaptığı haberlerini yalanlayarak,“Kanun yapma yetkisi milletvekillerimizdedir. Bizler teknik destek veririz”dedi ve şöyle devam etti: “Bunlara ‘barış yasası’ demek doğru değil. Çünkü savaş halinde değildik. Terör örgütünün feshi, sonrasında tasfiyesiyle ilgili hukuk devleti çerçevesi içerisinde yasal düzenleme gerekiyorsa bunu Meclis elbette ki yapacaktır. Ama bunun adı ‘barış yasası’ olmaz, ‘geçiş yasası’ da olmaz. Burada rejim değişmiyor. Dolayısıyla terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili ihtiyaç duyulan ‘tasfiye yasaları’ söz konusu olacaksa olur. Bu da tabii ki TBMM’deki kurulan komisyonun çizeceği yol haritası çerçevesi içerisinde gerçekleştirilecek konulardır.” ANKARA Milliyet İmralı Heyeti, AK Parti ve TİP ile görüşecek DEM Parti İmralı heyeti siyasi parti turlarına bugün de devam edecek. Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Özgür Faik Erol’dan oluşan heyet ilk olarak TBMM’de AK Parti grubunu ziyaret edecek, görüşme saat 14.00’de yapılacak. Heyet saat 16.00’da ise, TBMM’de TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile bir araya gelecek. Heyet,CHP Genel Başkanı Özgür Özel ilepazartesi görüşecek. ANKARA Milliyet