2021 Ağustos’unda Kabil’de Hamid Karzai Havalimanı’nda yaşanan sahneler, Afganistan’daki 20 yıllık savaşın sonunu anlatmaktan çok daha fazlasını ifade ediyordu. Binlerce insanın ABD askerlerinin kontrolündeki havaalanına doğru koşması, pistte havalanmaya hazırlanan uçakların çevresinde toplanan kalabalıklar ve tahliye listelerine girebilmek için verilen umutsuz mücadele, Washington’un sahadaki ortaklarıyla kurduğu ilişkinin sınırlarını çıplak biçimde ortaya koydu. Bazı sivillerin Amerikan askeri uçaklarının iniş takımlarına tutunarak ülkeden kaçmaya çalışması ve bu sırada hayatını kaybetmesi, savaş sonrası boşluğun ne kadar ölümcül olabileceğini gösteren simgesel görüntülere dönüştü. Bu sahneler, dünya kamuoyunda kaçınılmaz olarak Vietnam Savaşı’nın son günlerini hatırlattı. Yaklaşık yarım yüzyıl önce Saygon’da yaşananlar da benzer bir panik, belirsizlik ve terk edilme hissi üretmişti. Farklı dönemler, farklı coğrafyalar ve farklı düşmanlar söz konusuydu; ancak ABD’nin yerel ortaklarıyla kurduğu ilişkinin yapısı ve bu ilişkinin sona eriş biçimi dikkat çekici ölçüde benzerdi. Vietnam ve Afganistan, ABD’nin uzun süreli askeri angajmanlarının ardından sahadan çekilirken geride bıraktığı kırılgan yapıları göstermesi bakımından tarihsel öneme sahip iki örnek olarak öne çıkıyor. Washington, her iki ülkede de doğrudan askeri varlıkla sahaya girdi, kendisine yakın yönetimler oluşturdu ve bu yönetimlerin ayakta kalabilmesi için yerel güvenlik güçleri inşa etti. Ancak savaşın maliyeti arttığında ve stratejik öncelikler değiştiğinde, bu yapıların geleceği büyük ölçüde yerel aktörlerin omuzlarına bırakıldı. Vietnam: Yerel ordu, Amerikan desteğine bağımlı bir sistem Vietnam Savaşı’nın son aşamalarında ABD, Güney Vietnam Ordusu’nu (ARVN) kendi askerlerinin yerini alabilecek bir güç hâline getirmeyi hedefledi. “Vietnamlaştırma” stratejisi kapsamında ARVN’ye yoğun eğitim programları uygulandı, silah ve mühimmat desteği artırıldı. Ancak bu yapı, Amerikan hava desteği, istihbarat ve lojistik olmadan işleyebilecek kurumsal derinliğe sahip değildi. 1975 baharında Kuzey Vietnam ordusu Saygon’a yaklaşırken, bu bağımlılık ilişkisi tüm açıklığıyla ortaya çıktı. Havaalanının kısa sürede kullanılamaz hâle gelmesiyle tahliye helikopterlerle yürütüldü. ABD Büyükelçiliği ve çevresinde toplanan kalabalıklar, son anda içeri alınma umuduyla kapılara yüklendi. Tahliye listeleri hızla değişiyor, helikopterler sınırlı sayıda insan alabiliyordu. Vietnam Savaşı’nın simgesi hâline gelen o meşhur görüntüde, bir binanın çatısına kurulan dar bir metal merdivenden insanlar tek tek helikoptere binerken görülüyordu. Her kalkış, aşağıda kalanlar için umudun biraz daha azalması anlamına geliyordu. ABD için bu sahne, bir savaşın kapanışıydı; Güney Vietnamlı yerel ortaklar içinse ABD’nin sağladığı güvenlik şemsiyesinin sona erdiğinin ilanıydı. Afganistan: Daha büyük yatırım, daha görünür çöküş Afganistan’da ABD, Vietnam’dakine benzer bir modeli bu kez çok daha büyük bir ölçekte uyguladı. 2001’den sonra Taliban’a karşı yeni bir devlet ve güvenlik mimarisi kuruldu. Afgan Ulusal Ordusu ve polis teşkilatı için milyarlarca dolarlık kaynak harcandı, on binlerce asker eğitildi, modern silah sistemleri sağlandı. Ancak bu yapı, kâğıt üzerindeki büyüklüğüne rağmen kritik alanlarda ABD’ye bağımlıydı. Maaş ödemeleri, hava desteği, istihbarat paylaşımı ve teknik bakım, büyük ölçüde Amerikan varlığına dayanıyordu. 2020’de imzalanan Doha Anlaşması ve ardından gelen çekilme kararı, bu bağımlılık zincirini kopardı. Taliban’ın ilerleyişi sırasında Kabil Havalimanı’nda yaşanan kaos, bu sistemin ne kadar hızlı çözülebileceğini gösterdi. ABD ile yıllar boyunca çalışmış tercümanlar, şoförler ve güvenlik personeli, ellerinde belgelerle kapılara dayandı. İsimler listelerden okunuyor, içeri alınamayanlar tel örgülerin arkasında kalıyordu. Aileler birbirinden ayrıldı, çocuklar askerlerin kollarına uzatıldı. Kapılar kapandığında, ABD’nin Afganistan’daki varlığı fiilen sona ermişti. Yerel ortaklıkların sınırı Vietnam ve Afganistan örnekleri, ABD’nin yerel güçlerle kurduğu ilişkinin niteliğini sorgulatıyor. Washington açısından bu aktörler, sahadaki askeri yükü azaltan ve siyasi maliyeti paylaşan unsurlar olarak görüldü. Ancak bu ilişki, kalıcı ve eşit bir müttefiklikten ziyade, çıkarların örtüştüğü sürece devam eden koşullu bir ortaklık niteliği taşıdı. ABD desteği sürdüğü müddetçe güçlü görünen yerel yapılar, bu destek çekildiğinde hızla çözüldü. Güvenlik garantileri, ahlaki bir taahhüt değil; stratejik bir tercih olarak şekillendi. ABD’nin öncelikleri değiştiğinde, yerel ortakların güvenliği ikinci plana itilebildi. Prestij ve güvenilirlik sorunu Vietnam’dan Afganistan’a uzanan bu deneyim, ABD’nin askeri kapasitesinden çok, siyasi taahhütlerinin güvenilirliğini tartışmalı hâle getirdi. ABD hâlâ küresel ölçekte güçlü bir aktör; ancak sahadaki ortaklarını ne ölçüde ve ne kadar süreyle destekleyeceği sorusu giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu soru, yalnızca savaş bölgeleri için değil, ABD’nin küresel ittifak sistemi açısından da belirleyici. Washington’un desteğine yaslanan aktörler, ABD’nin iç politik dengeleri ve stratejik öncelikleri değiştiğinde ne olacağını hesaba katmak zorunda kalıyor. Değişmeyen ders Saygon ve Kabil’de yaşananlar, farklı dönemlerin ve farklı savaşların sahneleri olsa da aynı temel gerçeği ortaya koyuyor. ABD, yerel güçleri eğitebilir, donatabilir ve uzun yıllar boyunca destekleyebilir. Ancak kendi çıkarları değiştiğinde, bu yapıları ayakta tutma sorumluluğunu üstlenmeyebilir. Bu nedenle ABD’ye güvenmek, güçlü ama koşullu bir desteğe dayanmak anlamına geliyor. Vietnam’dan Afganistan’a uzanan çizgi, bu koşulluluğun uluslararası siyasette nasıl ağır insani ve siyasi sonuçlar doğurabildiğini gösteren kalıcı bir hatırlatma olarak hafızalarda yerini koruyor. Tarih, kendisinden ders almayanlar için benzer sonuçları farklı coğrafyalarda üretebilir. Buna hazırlıklı olmak gerekir. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. ABD Güven yerel güçler BEDEL Dr. Osman Gazi Kandemir, Independent Türkçe için yazdı Dr. Osman Gazi Kandemir Cumartesi, Aralık 20, 2025 - 09:30 Main image:
Fotoğraf: Getty images
TÜRKİYE'DEN SESLER Type: news SEO Title: Yerel güçlerin ABD’ye güvenmesinin bedeli ağır olabilir copyright Independentturkish: