Öyle bir liste ki, sıralamayı oluşturan Jonathan Nunn, 3 bin öğün yemeğin tadına bakıyor. Ve sonuçta Londra’daki En İyi 99 Restoran listesi ortaya çıkıyor. Bu yıl listede 5 Türk lokantası yer aldı. Üstelik ikisi tantunici. 4’üncü sıradaki Neco Tantuni, en çok dikkat çeken oldu. İngiltere’de Vittles dergisinde yayınlanan Londra’daki En İyi 99 Restoran listesi büyük yankı uyandırdı. Bu yankının sebebi tam 5 Türk lokantasının listeye girmesi, ikisinin tantunici olması ve üstüne üstlük Londra’nın kuzeyindeki en uç mahallelerden birindeki Neco Tantuni’nin 4’üncü sırada yer almasıydı. Öyle ki Londra’nın sayısız namlı lüks restoranı, Londra’nın kaymak tabakasının bile içeri zor adım attığı, kıyafet kuralları çok sıkı The Ritz 2’nci oldu, Neco sadece iki sıra gerisinde yer aldı. Herkesin şaşırdığı bu listeye doğrusu ben pek şaşırmadım. Çünkü listeyi yapan Vittles kurucusu, yemek ve restoran kritiği yazarı Jonathan Nunn, yıllar öncesinden tanıdığım, yazılarını takip ettiğim birisi. Jonathan Nunn bu listeyi yapmak için üç bin öğün yemek yediğini söylüyor. Üstelik bu yemeklerin hatırı sayılır bir kısmını Londra merkezde değil, dış mahallelerde yemiş, kimsenin gitmediği yerleri bile karış karış taramış. En İyi 99 Londra mekânı Bir zamanların efsanevi Time Out London dergisinin tamamen farklılaşması, anonim restoran kritiklerinin artık hayal olması, basındaki Londra merkezli yaklaşıma tepki olarak kurulan Vittles, öncelikle başkent merkezi dışındaki restoranlara odaklanıyor. Jonathan Nunn son olarak yaptığı En İyi 99 listesinde âdeta kendince bir başkaldırı ortaya koyuyor. Giderek sığlaşan yemek kritiği dünyasında, bariz bir şekilde sponsor ve iletişimci kıskacına hapsolan listelerin dışında bir mecra doğmasına vesile oluyor. Sonunda kendi deyimiyle son derece subjektif listesini yaparak yepyeni tartışmalara zemin hazırlıyor. Zaten “Listeler tartışılmak içindir,” diyor. Yediği yemeklerin hiçbirinde davet kabul etmemiş, hepsinin parasını ödemiş. Lüks mekânlar kadar sıradan Londralının da nerede ne yediğine odaklanmış. İnsanların süpermarket otoparklarında, benzin istasyonlarında ve futbol maçlarında yedikleri yemekler, gazetelerde yer alan, sansasyonel ve imaj odaklı yemek yazılarından çok daha gerçek aslında diyor. Bu amaçla editörlüğünü yaptığı “London Feeds It self” (Kendini Besleyen Londra) kitabı kısa sürede ikinci baskısının yapmış. En İyi 99 listesi için, “Asla diğer listelerden üstün olduğumu iddia etmiyorum, tam aksi farklı bir liste olabilir diye bir deneme yaptım. Kendi yayınım Vittles için, son yedi yılda yediğim yaklaşık üç bin yemeği, yazıp, eleyerek iki yıl süren bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan, daha büyük ve kimilerine saçma gelebilecek bir 99 restoranlık liste yayınladım. Listenin Londra’nın yemek kültürünün şaşırtıcı çeşitliliğini doğru bir şekilde yansıtma girişimi olduğunu söyleyebilirim” diyor. Zaten maksat başka bir açı sunabilmek, adı anılmayan ama hep kalbimizde olan mekânlara yer vermek. Vittles bunu başarıyor, yarattığı tantananın sesi Mersin’de bile yankılanıyor. Hangi Türk lokantaları listede? Jonathan Nunn gerçekten Türk mutfağına meraklı. Sık sık merkez dışında Türklerin yoğun olduğu bölgelerdeki mekânlara gidiyor ve yazıyor. Son derece kişisel diye tanımladığı listeye bu sayede beş Türk lezzetleri sunan lokanta girmiş ama gerçekte fazlası var. Örneğin Antepliler Green Lane’i dizi dizi sıralayan mekânlarının tamamıyla listede yer almışlar. Bu arada Dünyanın En İyi Sommellier’i seçilen İsa Bal’ın kurucu ortak olduğu Trivet 64’üncü sırada. * 4’üncü Neco Tantuni: Listenin üst sıralarına yerleşen bu mekân Jonathan Nunn’ın merkezden 90 dakika uzak kuralını bozmuş. Anne Hafize Kaya ve oğlu Eren Kaya’nın yaptığı tantuni ve künefeye teslim olmuş, “Londra belediye başkanı olsam insanın sadece bir tek şeyi iyi yapmasının örneği olarak burayı gösterirdim” diyor. * 17’nci Umut 2000: Dalston kebap kokularının havada uçuştuğu Londra mahallelerinden biri. Bu kokuların menşei de Umut 2000 ocakbaşı. Jonathan Nunn mangal başında oturup 1 buçuk kaburga ısmarlamanın ve elini kolunu yağ içinde bırakarak kemiği sıyırarak kaburga yemenin keyfine dikkati çekiyor. Ama belli ki mekânın renovasyon öncesi eski hâlini özlüyor ve eski hâlini arayanlar için GreenLanes’deki Umut’a gidin diye ekliyor. * 42’nci Durak Tantuni: West Green Road’daki bu mekân özellikle gececilerin yeri. Gece yarısından sonra hareketlenen bu yerde sadece tantuni var ve iki seçenek sunuluyor: Lavaş dürüm veya ekmek arası. Jonathan Nunn, “Londra gece hayatında iyi bir şeyler yiyebilmenin mümkün olduğunu ispat için arkadaşlarımı buraya götürüyorum” diyor. * 55’inci Haringey Çorbacısı: Jonathan Nunn bu mekânı ocakbaşılardan farklı olarak sadece çorba ve sulu yemek servis ettiği günlerde sevmiş. Yazısında sulu yemek ve kelle paça sözcüklerini Türkçe olarak kullanıyor, yeni eklenen kebap kısmına ikna olmamış görünüyor ve “insan ömür boyu sulu yemekleri ve kelle paçayla yetinebilir” diyor. * 74’üncü Antepliler/Döner/Ciğer&Beyran/Künefe: Kuzey Londra’da Green Lanes’e adım atan bilir. Burası bir anda sizi Antep’e ışınlar. Nitekim Oxford Sempozyum’da Antep mutfağı üzerine bir yemek yaptığımız zaman baklavalar, şöbeyitler, kadayıflar onlardan gelmişti.