Bu nasıl bir DNA?

Mitoloji’de önemli karakterler vardır. Pes etmeme ruhu taşırlar. Örneğin Thor. Örneğin Kayra Han Kehanete göre öleceğini bile bile son ana kadar savaşırlar, direnirler ve asla pes etmezler, hep ayakta kalmaya çalışırlar. Ve günümüzde Fenerbahçe’ye bakalım. 3 Temmuz’da başkanı hapiste mücadele ederler bir sonraki sezon finalde kaybederler. Sanki hiç o kadar olayı yaşamamış gibi. Pes etmezler. Sadece o mu? Bir golle iki şampiyonluk daha kaçırırlar. Yine pes etmezler. UEFA Kupası finalini bir golle kaçırırlar. Yine durmazlar. Önlerine bakarlar. Bir de penaltılarla kaçan çeyrek finalleri saymıyorum. Otobüsleri kurşunlanır, bütün futbolcular ölümden döner bir hafta sonra yine maça çıkarlar. Sahada linç girişimine uğrarlar. Neredeyse Fenerbahçeli futbolcuları suçlarlar yine devam ederler. 99 puanla şampiyon olamazlar. Aynı hırsla bir sonra ki sezona devam ederler. Başkanları dün Çağlayan’da uyuşturucu iddiası ile soruşturma geçirirken futbolcular maça çıkar ve başkan Adliyede iken 2-0 öne geçerler. Yani bu adamlara, bu kulübe ne denir? Asla pes etmeyen bir kulüp ve bu DNA’sında var. Bu nasıl bir DNA? insan gerçekten merak ediyor. Şampiyon oluyorlar mı hayır. Ama sonuna kadar pes etmeden yılmadan bir an olsun savaşmayı bırakmıyorlar. Hep yeniden, hep yeniden başlıyorlar. Buna can mı dayanır? Belki mitoloji kahramanlarına benzetmek fazla oluyor. Ama bu kulübün bu durumunu nasıl açıklayabilir insan. Tek kafamda tek şapkam var onu da çıkarıyorum. Eyüp maçında özellikle ilk yarı müthiş oynadılar. Muazzam iki gol attılar. Hazırlanış, planlama, organizasyon ve son vuruşlar üst düzeydeydi. Fred’in müthiş oyunu Talisca, Assensio ve Duran’ın sihirli dokunuşları Eyüpspor’u çaresiz bıraktı. 2.yarı idare ettiler. Kontrolü bırakmadılar. Ama son dakikalarda Duran öyle bir gol attı ki yıllar önce Bergkamp’ın efsane golünü hatırlattı. Ve ligin ilk yarısını yenilgisiz kapadı Fenerbahçe. Dinamo Zagrep maçından beri Avrupa’da da yenilmiyor. Sadece bu takımı ve Tedesco’yu tebrik etmek gerekiyor.