Dersimliler Gağan geleneğini yaşatıyor

Yeni yılın gelişini müjdeleyen Gağan kutlamaları, Dersim’de başladı. Her yıl Aralık ayının son haftasında başlayan Gağan zamanı, kış günlerinde kapı kapı dolaşılarak yeni yılın karşılandığı, paylaşmanın ve bereketin öne çıktığı kadim bir gelenek olarak yaşatılıyor. Bu süreçte evlerin kapısı çalınıyor, ev halkının yeni yılı kutlanıyor; dut, ceviz, yağ, un gibi ürünler ortak pişirilmek üzere toplanıyor. Bu ziyaretler aynı zamanda yeni yıla katılma daveti anlamı da taşıyor. Ev sahipleri ise bu temennilere karşılık misafirleri ya evlerine davet ederek ikramda bulunuyor ya da gönüllerinden kopan gıdaları kapıda bekleyen ziyaretçilere veriyor. Gağan zamanı evler temizleniyor, evin bacasından su dökülerek gelecek yılın bereketli geçmesi temenni ediliyor. Gağan etkinliklerinin önemli duraklarından biri olan Gola Çetu’da da kutlamalar gerçekleştirildi. Dersimliler, yeni yılın gelişini simgeleyen “Gağan Bayramı” için Gola Çetu’da bir araya geldi. Yaşlısından çocuğuna kadar çok sayıda yurttaş lokmalarıyla ziyaretgâha gelirken, burada çerağlar uyandırıldı. Yapılan konuşmaların ardından getirilen lokmalar tüm canlara pay edilerek ikrarlar yerine getirildi. Gola Çetu Ziyaretgâhı’nda Gağan ayı nedeniyle lokma dağıtımı yapılırken, Gağan’ın manasına ilişkin bilgilendirmeler de paylaşıldı. Lokma dağıtımına sanatçılar Metin Kahraman, Kemal Kahraman ile araştırmacı yazar Cemal Taş katıldı. Yazar Mehmet Mükan lokma duası verirken, yazar Cemal Taş Gağan ayı vesilesiyle temennilerini dile getirdi. Sanatçı Kemal Kahraman ise Gağan ayına ilişkin kapsamlı bir bilgilendirme yaptı. Kemal Kahraman, Gağan ayının en önemli ve yaygın uygulamalarından birinin 24 Aralık’ta, günlerin uzamaya başladığı akşam oynanan ve “Khalkek” ya da “Khalık u Fatık” olarak adlandırılan oyun olduğunu belirtti. Kahraman, bu oyunun üç figür üzerine kurulu olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Üç genç erkek, üç ayrı karakter olarak hazırlanır. Birincisi eski, yırtık ve sökük giysiler giyer, sakal ve bıyık takarak yaşlı bir erkek donuna girer. İkincisi güzel ve yeni kadın elbiseleri giyer; kaşını, gözünü ve dudaklarını abartılı biçimde boyar. Üçüncüsü ise yine güzel ve yeni giysiler giydirilerek, yüzü siyaha boyanmış genç bir delikanlı olarak hazırlanır. Bu figürlerden yaşlı erkek geçen yılın yaşlı sultanını, güzel ve bakımlı kadın bu dünyayı yani ‘hane’yi, yüzü siyaha boyanmış genç delikanlı ise yeni gelen sultanı temsil eder. Yeni sultanın yüzünün siyaha boyanmasının nedeni, yıldızının batın âlemde henüz yeni doğmuş olması ve zahir âlemde henüz zuhur etmemesidir. Bu nedenle Gağan ayında yeni yılın sultanının yıldızı gaipte doğar; yeni sultan mart ayında, yani Newroz’da bu âlemde zuhur eder, görünür ve tahtına oturur.”