Sezona girilirken hiç kimse Trabzonspor’un, yaptıkları transferlerle şampiyonluğun en güçlü iki adayı Galatasaray ile Fenerbahçe’nin en yakın takipçisi olacağını, hatta nefesinin iki takımın ensesinde hissettireceğini tahmin etmemiştir. Gelinen noktada bordo-mavili takımın yukarılarda olmasında en büyük katkıyı; dün sahada olmayan Onuachu, Tim, Mustafa ve Oulai vermiştir. Dememiz o, onlar da olmayınca, tel tel döküldü bordo-mavililer… Hele ilk yarı Trabzonspor’u tanıyana aşk olsun, hangi oyuncuyu yazalım! Ankara temsilcisinin ilk yarı attıklarının yarı sıra kaçırdıkları iki elin parmak sayısına yakındır. Her şey bir yana ilk yarı bordo-mavili takımın aynı dakika içinde Sikan ve Muçi’nin kaleci ile karşıya bir pozisyon vardı ki, kaçırması daha zor olan. Öyle ya onu da atamazsanız hangisini atacaksınız? Soyunma odasına girmeden önce Trabzonspor’un gölü bulması, ikinci yarı başlar başlamaz beraberliği yakalamaları onlar adına büyük şanstı, moral olacaktı ancak, Tekke’nin öğrencileri, yaptıkları her atakta ev sahibi takımın elini boş döndürmediler; hele duran toplarda o kadar çaresiz kaldılar ki. Benzer pozisyonlar, atılan goller emin olun halı sahalarda kurumlar arasında yapılan turnuvalarda ancak olur. O derece işte; bu kadar basit, bu kadar hatalı goller yenmez, yenmemeli. Anlayacağınız Trabzonspor’un forveti attı, defans oyuncuları gol yemeye doymadı! Bu kadar kötü oynadığınız, olmayan oyuncuların yerine oynayanların katkısının olmadığı bir karşılaşmada rakibin geldiği her pozisyonda elini boş döndürmezseniz; mağlubiyet kaçınılmazdır. Açık konuşmak gerekirse Gençlerbirliği galibiyeti anasının ak sütü gibi hak etmiştir. Trabzonspor’da ise eksikler bir kez daha görülmüştür. Altını çizerek; Trabzonspor’da gelecek yılların planlaması yapıldı, hedef yukarılarda olmak, seneye Avrupa Kupalara gidebilmek. İlk yarı itibariyle alınan puan gayet iyi. İkinci yarıyı hatta seneyi düşünerek ara transferde birkaç hamle yapılması, eksiklerin tam anlamıyla giderilmesi gerekir. Zira ligin ikinci yarısı çok daha sert geçeceğinden hem yarıştan kopmamak hem de en kötü ihtimalle ligi 3. Bitirmek gerekir.