Batı’nın ve bölgesel müttefiklerinin yıllara yayılan Suriye hedefi, geçtiğimiz yıl gerçekleşti. Suriye'de Beşar Esad yönetiminin düşmesinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti, ancak ülkedeki dengeler bir türlü sağlanamadı. Bu süreçte Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı blok iktidara geldi. İktidara geldi ama ülkenin parçalı yapısı cihatçıların yönetimi tam anlamıyla sağlamasına olanak vermedi. Başta ABD olmak üzere çeşitli aktörler, Suriye'nin paylaşımına yönelik krizi nihayete erdirmek amacıyla adımlar attı. Bu hamleler sonuç verdi ve ülkenin kuzeyinde kontrolü sağlayan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile HTŞ masaya oturdu. Yıl sonuna kadar SDG'nin Suriye devlet kurumlarına entegrasyonunu öngören mutabakat, HTŞ lideri Ahmed Şara ile SDG Komutanı Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalandı. Fakat anlaşmanın üzerinden dokuz ayı aşkın süre geçmesine rağmen ne çatışmalar son buldu, ne de entegrasyona yönelik ciddi bir yol kat edilebildi. Entegrasyonun sağlanması için öngörülen sürenin bitmesine iki haftadan az süre kalmışken, görüşmelerin olumlu ilerlediğine dair haberler servis edilmeye başlandı. HTŞ yönetiminin, SDG'nin orduya kendi komuta kademesiyle katılmasını kabul ettiği öne sürüldü, tarafların 2026 yılına girmeden el sıkışabileceği iddiaları gündeme geldi. Bu iddiaların üzerinden birkaç gün geçmişken, Suriye yeniden hareketlendi. İKi taraf arasında dün yeni bir çatışma patlak verdi. Yapılan karşılıklı açıklamalarda taraflar birbirini yalanladı, ölü ve yaralı haberleri geldi... 3 kişi hayatını kaybetti, 14 kişi yaralandı Çatışma, Halep kentindeki SDG tarafından kontrol edilen Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde yaşandı. SDG tarafından yapılan açıklamada, çatışmanın HTŞ'ye bağlı grupların Halep’teki Şeyhan Meydanı’nda bulunan bir "asayiş" noktasına saldırmasıyla başladığı savunuldu. HTŞ yönetimi ise çatışmanın SDG güçlerinin HTŞ'ye bağlı Suriye ordusunun kontrol noktalarına ateş açmasıyla başladığını öne sürdü. HTŞ yönetimi, SDG'nin bombardımanı sonucu iki sivilin öldüğünü, sekiz kişinin yaralandığını; SDG ise HTŞ'ye bağlı milis güçlerce gerçekleştirilen bombardıman ve açılan ateş sonucu bir kişinin öldüğünü, altı sivilin de yaralandığını iddia etti. Taraflar suçlamaları reddetse de yapılan açıklamalara göre çatışmada toplam üç kişinin hayatını kaybettiği, 14 kişinin ise yaralandığı belirtiliyor. Okullar ve devlet dairelerindeki faaliyetler askıya alındı Kentte çatışmaların sürdüğü esnada, Halep Valisi Azzam Garip tarafından açıklama yapıldı. Vali Azzam Garip, kent merkezindeki okullarda, üniversitelerde ve devlet dairelerinde tüm faaliyetlerin geçici olarak askıya alındığını duyurdu. Vali, özellikle Noel öncesi, çatışma bölgelerine yakın yaşayan Hristiyanlar başta olmak üzere sivillere, "tüm bölgeler güvenli hale getirilinceye dek", güvenlikleri için geçici olarak toplu etkinlikleri ve kutlamaları durdurmaları çağrısı yaptı. Rojava: Sistematik bir politika haline geldi Kuzey ve Doğu Suriye (Rojava) Demokratik Özerk Yönetim tarafından yapılan açıklamasında, itidal ve ateşkes için ciddi çabaların yürütülmesi gereken bir dönemde gerçekleştirilen bu saldırıların yeni krizlere yol açtığı ifade edildi. Saldırıların ve ortaya çıkabilecek tehlikeli sonuçların sorumluluğunun HTŞ yönetimine ait olduğu vurgulanan açıklamada, bu tür eylemlerin Suriye halkının birliğini zayıflatmayı ve kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşma çabalarını sabote etmeyi amaçladığı öne sürüldü. Açıklamada, Şeyh Maksut ve Eşrefiye mahallelerinin daha önce de benzer saldırılara maruz kaldığı ve yapılan anlaşmaların defalarca ihlal edildiği belirtildi ve söz konusu saldırıların sistematik bir politika haline geldiği ifade edildi. HTŞ'den ateşe karşılık vermeyi durdurma kararı, SDG'den yalanlama HTŞ'ye bağlı Savunma Bakanlığı ise SDG'nin ateş açtığı noktaları hedef almayı durdurmaya yönelik talimat verildiğini duyurdu. Söz konusu talimatın sivillerin çatışma alanından uzaklaşması için verildiği öne sürüldü. Açıklamada, ordunun kontrol noktalarını değiştirmek gibi bir amacı olmadığı, savunma kapsamında SDG güçlerine karşılık verildiği belirtildi. SDG ise HTŞ yönetiminin açıklamasını yalanlayarak, HTŞ yönetimine bağlı grupların çatışmanın yaşandığı mahalleleri bombalamak için bölgeye zırhlı araçlar ve topçu sistemleri getirdiğini iddia etti. Söz konusu hamlenin, sivil hayatı tehdit eden tehlike bir tırmanış olduğu belirtildi. 'Abluka sürüyor' iddiası Öte yandan Rudaw'a konuşan kaynak, yaklaşık üç saat süren çatışmaların ardından bölgede şu an görece bir sakinlik olduğunu ancak HTŞ güçlerinin Şeyh Maksut ve Eşrefiye mahallelerine yönelik iki aydır sürdürdüğü ablukanın devam ettiğini söyledi. Kaynak, bölgeye yakıt ve inşaat malzemelerinin girişinin engellendiğini belirterek, halkın tüm zorluklara rağmen mahallelerini terk etmediğini ve ortak kontrol noktalarının görevini sürdürdüğünü ifade etti.