Can Holding'e yönelik operasyonun ardından Investco Holding hakkında da "Sermaye Piyasası Kanununa muhalefet" suçundan soruşturma başlatılmış, gözaltılar yaşanmıştı. 16 Eylül 2025 tarihinde soL’da bu gözaltıları duyurmuş ve iki isme özel olarak işaret etmiştik. Bunlardan biri AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hayatını anlatan " Bir Liderin Doğuşu " adlı kitabın yazarı Ömer Özbay ’dı. Özbay’ın adı kimi haberlerde aynı zamanda Erdoğan’ın danışmanları arasında da geçiyordu. Diğer isimse daha önce de hakkında "borsa manipülasyonu, tehdit, şantaj" suçlamaları gündeme gelen Nihat Özçelik ’ti. Özçelik'in bir numaralı isim olduğu soruşturmada Erdoğan’ın danışmanının da adının geçmesi oldukça dikkat çekiciydi. Üstelik bu danışmanın CEO’su olduğu Verusa da, Investco da iddiaya göre Özçelik'in perde gerisinden yönettiği firmalardı. Peki, kimdi bu Özçelik? Tehdit ve şantaj suçlamasıyla tutuklanıp tahliye edilmişti Özçelik, 2024’ün Aralık ayında "tehdit" ve "şantaj" suçlaması nedeniyle gözaltına alınmış, sonrasında tutuklanmıştı. Yani hakkında ilk kez suçlamalar gündeme gelen bir isim değildi. “ Şaibeli borsacı ” zaten namıydı… Özçelik, tutuklu yargılandığı davada, rakiplerinin kişisel verilerini polisler aracılığıyla elde etmekle suçlanıyordu. "Şantaj" ve "tehdit" suçlamasıyla gündeme gelmesi ve tutuklanması bu nedenleydi. Sonrasında geçtiğimiz Haziran ayında pek de beklenmedik şekilde tahliye edildi. Tahliye edilirken aynı zamanda polislere rüşvet verdiği iddiasıyla yargılandığı bağlantılı bir dava daha vardı. Kendisiyle birlikte yargılanan polislerle birlikte tahliye edilmesi bu açıdan da son derece manidardı. Her bağlantısıyla ilginç bir isimdi Özçelik. 2025’in Eylül’ünde Özçelik’in, Erdoğan’ın danışmanı olan bir isimle birlikte gözaltına alındığını yazmıştık. 2024’teki soruşturmada ise CHP Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi Cem Özçelik ile, yani yeğeniyle birlikte gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Her partiyle bağı vardı! Polise rüşvet, şantaj, manipülasyon ve savcıya rüşvet İddiaya göre borsada manipülasyonla ciddi para kaldırıyor, işlerini de rüşvet ve şantajla büyütüyordu Özçelik. Polislerle ilgili rüşvet iddialarıyla tutuklanmıştı. Ancak belli ki rüşvet polisle de sınırlı değil. Bir savcının Nihat Özçelik’i sık sık ziyaret ettiği, bu ziyaretler sırasında rüşvet aldığı haberi de gündeme gelen bir diğer önemli iddiaydı. Yani vurguncu olduğu herkesçe bilinen bu ismin iş takibini, dosya takibini yapan polisler ve savcılar vardı… Tüm yollar aynı isimlere çıkıyor Dönelim başa… Habere, Can Holding operasyonuyla bağlantılı bir notla başladık, öyle de devam edelim. Can Holding davasının tutuklu isimlerinden biri malum, Rezan Epözdemir . Bu ismin AKP içinde de güçlü ilişkileri vardı, bir anda Can Holding bağlantılı olarak gözaltına alınınca bu nedenle ciddi bir şaşkınlık yaşandı. Şaşkınlık kısa süre sonra yerini AKP içi bir krize bıraktı. AKP’li Şamil Tayyar'ın ilginç paylaşımlarını bir kez daha hatırlayalım: Gürlek, İmamoğlu dosyasında bile görmediği yoğun baskı karşısında bunalmış vaziyette, şahsına yönelik iftira kampanyası başlatılmasından endişe duyuyor. Devrede olanlar cep telefonu şifresinin verilmesine karşı çıkarak soruşturmanın mevcut delillerle tamamlanmasını, serbest bırakılmasını istiyorlar. Peki neden? Şüphelinin cep telefonunun açılma ihtimali, Uçum başta olmak üzere kimleri neden rahatsız etti? Kavganın AKP içi bir güç savaşıyla bağını en doğrudan şekilde ortaya seren çıkışlardan biri olarak kayda geçmişti bu paylaşım. Peki, Nihat Özçelik’in bununla ne ilgisi var? Bu konuda konuşan isim yine Tayyar oldu ve Rezan Epözdemir’in Özçelik’in avukatlığını 5 milyon dolar karşılığında aldığını dile getirdi. Bu iddialar Epözdemir tarafından sert sözlerle yalanlandı. Sonrasında bir paylaşım daha yapan Tayyar, şunu diyordu: Rezan, Nihat Özçelik’in avukatı Tahsin Emircan Bilginer’i yanından uzaklaştırdığını söylüyor ama Yargıtay’daki dosyada hâlâ avukatı olduğunu izah edemiyor. Yüksek meblağlı işlerde doğrudan vekâlet vermediği, aracı avukatlarla çalıştığı biliniyor. Aksi halde 40 yaşında yüksek tarifeli davalara girmeden, sadece parasız piar davalarıyla milyonlarca Euro serveti nasıl kazanacaktı? Yakında MASAK raporu çıktığında boğazından geçen her haram lokmanın da hesabını verecek, bilgisi olsun. Yani tüm izler, dönüyor dolaşıyor ve aynı hatta bir araya geliyor. Geçtiğimiz gün konuya ilişkin konuşan isimler arasına Ahmet Şık da katılırken, “ Nihat Özçelik'in adının telaffuz edilmesi bir tesadüf değil. Nihat Özçelik'in borsada yaptığı işlemlerden çok fazla paraya hükmettiği söyleniyor. Son uyuşturucu merkezli operasyonların içerisindeki paranın kaynağını da biraz burada aramak lazım. Ekol TV'nin kapanmasında, Flash TV'nin sahibinin hapishanede olmasında aramak lazım ” ifadesini kullandı. Sonuç mu? AKP’den çeşitli isimleri kapsayan; yargıyı ve emniyeti de içine alan kirli iddialar ortada duruyor. Polislere dağıtılan rüşvetler, yargıçlara verilen rüşvetler ve yurtdışı tatilleri adeta havada uçuşuyor. Tüm bu yaşananların ardından oluşan büyük toz bulutunu aralamak ise her geçen gün daha karmaşık bir hâl alıyor. Oysa bu karmaşık ilişkiler ağının biraz dışına çıktığımızda, iktidar ve düzen merkezli derin bir çürüme tüm çıplaklığıyla görünür oluyor. “Temiz eller” komedisi de tam olarak bu noktada sahneye çıkıyor.