Depremde çocuklarını, eşlerini ve yakınlarını kaybeden aileler, sorumluların cezalandırılması için verdikleri mücadeleye şimdi bir yenisini daha eklemiş durumda. Güç bela yargı karşısına çıkardıkları, yargılatmak için büyük mücadele verdikleri katiller, şimdi bir af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmak üzereyken, aileler bir kez daha kolları sıvadı ve Ankara'da mücadeleye, nöbete başladı. Yağmura ve soğuğa rağmen inatla bekleyişlerini sürdüren ailelerle, Cemal Süreya Parkı'nda ateş başında süren "adalet nöbeti" sırasında konuştuk. Depremzede aileler, suçluların affedilmesine için gündeme gelen yasa teklifine karşı meclisin hemen yanındaki Cemal Süreya parkında başlattıkları adalet nöbetine devam ediyor. Yaşan yağmur ve soğuk havaya rağmen mücadelelerinde devam eden depremzedeler bu hatadan geri dönülmesini talep ediyor. Bir masum için yüz suçlu... Meclis'te AKP ve MHP milletvekilleriyle görüşebilmek için haftalardır çaba sarf ettiklerini belirten aileler, görüşmelerde duydukları sözler karşısında şaşkınlık ve öfke içinde. Nöbetteki depremzedelerden, Malatya'daki Trend Garden Rezidans'ta kızını kaybeden Sibel Köksalan, vekillerin kendilerine af yasasını savunurken, " Bir masumu içeriden kurtarmak için 100 tane suçluyu dışarıda bırakmak daha evladır " dediğini aktardı. Bunu kabul etmediklerini belirten Köksalan, " Ben acımdan utanıyorum, çünkü bakıyorum daha büyük acılar var. Ama onlar bize bunu tekrar yaşatmaktan, bunları söylemekten utanmıyor " ifadelerini kullandı. 6 Şubat depremlerinde on binlerce yurttaşımızın ölümüne sebep olan müteahhitler için af yasası düzenlenirken depremzedeler seslerini duyurmaya çalışıyor. Depremzedelerin sesini duyurmak için gerçek gazeteciliğe omuz verin. soL'a abone olun. ABONE OL 'Sizden önce de müteahhitlerin ailesi geldi diyorlar' Adıyaman'daki Zümrüt Apartmanı'nda ailesini kaybeden Mehmet Doğan, AKP ve MHP'nin Meclis gruplarında gördükleri muameleyi eleştirdi. İlgili vekillerin kendilerini küçümsemeye çalıştığı ve üstten bir tavır takındıklarını dile getiren Doğan, AKP'li bir vekilin kendilerine " Sizden az önce de onların (müteahhitlerin) ailesi geldi, herkes bir şey talep ediyor " dediğini belirterek, katillerle aynı kefeye konulmalarına isyan etti. "Bizim burada ne işimiz var?" diye soran depremzedeler, " Acımızı yaşamadan, yaralarımızı sarmadan buraya geldik. Bize ikinci bir 6 Şubat yaşatıyorlar" diyerek yaşadıkları acıların derinleştiğini ifade ettiler. 'Ben af değil adalet istiyorum' Sema Ulupınar, Kahramanmaraş'tan Ankara'ya gelip mücadele eden depremzedelerden biri. İlkokul mezunu bir müteahhidin yaptığı binada eşini ve çocuklarını kaybettiğini söyleyen Sema Ulupınar "İlkokul mezunu bir müteahhidin hatasını silelim, vazgeçelim diyorlar. Bizim hayatımız karardı. 3 kat kaçak yapılmış bir bina. Şimdi onu affedelim diyorlar. Ben af değil adalet istiyorum" sözleriyle duruma tepki gösterdi. Vekillerin "Artık binalar çok iyi yapılıyor, bir daha böyle şeyler olmaz" savunmasına karşı çıkan aileler, 6 Şubat'ta henüz 3 yıllık olan yeni binaların da yıkıldığını hatırlattı. Bilirkişi raporlarının onlarca ihmale işaret ettiğini vurgulayan aileler, cezasızlığın yeni ölümlere davetiye çıkaracağını belirtiyor. 'O butona basarken çocukların yüzünü hatırlayın' Nöbete Kıbrıs’tan gelerek destek veren, Isias Otel enkazında evladını yitiren Ruşen Karakaya, Ankara’daki nöbeti "vicdanın ayakta kalma çabası" olarak niteledi. Karakaya, olası bir affın aileler için ikinci bir yıkım olacağını vurguladı. Meclis’teki vekillere "Oylama butonuna basarken parti kimliğinizi değil, enkazdan çıkarılan çocukların yüzlerini hatırlayın" diye seslenen Karakaya, "Biz evlatlarımızı kaybettiğimiz gün zaten öldük, ‘adalet yerini bulacak’ diye ayakta duruyoruz. Suçluları korursanız bir daha hiçbir anneye adaleti anlatamazsınız" dedi. Bu kara lekeyi Meclis'e sürmeyin Yağmura, çamura ve dondurucu soğuğa rağmen parktan ayrılmayan aileler, adalet sağlanana kadar nöbeti sürdürmekte kararlı. "Biz buradayız, bir yere gitmiyoruz" mesajı veren aileler, Meclis'e son bir çağrıda bulundu: Umarım bu kara lekeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sürmezler.