Hiranur Nilgün Aygar davası: Sanıklar 'şakalaştık' dedi, avukatlar 'delil toplansın' çağrısı yaptı

Mersin'de yaşayan 16 yaşındaki lise öğrencisi Hiranur Nilgün Aygar, Eylül ayında tabancayla başından vurularak katledildi. Toroslar ilçesi Akbelen Mahallesi'nde park halindeki bir otomobilde öldürülen Hiranur Nilgün Aygar'ın vurulmasıyla ilgili aynı arabada bulunan 3 kişi yargılanıyor. Hiranur'u tutuklu yargılanan 19 yaşındaki erkek arkadaşı Hüseyin Arda Şark kendi ruhsatsız silahıyla öldürdüğünü söylüyor. Şark "kasten öldürme" suçlamasıyla, arabadaki N.Ç. (20) ve M.Z. (28) ise "suç delillerini karartma, yok etme" iddiasıyla yargılanıyor. Hiranur'un ölümü tam olarak aydınlatılabilmiş değil. Davanın ilk duruşması bugün Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği ve Kadın Dayanışma Komiteleri katıldı. Ailenin avukatlığını Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nin gönüllü avukatları üstlenmiş durumda. Dava avukatı Derya Demir de soruşturmanın etkin yürütülmediğini, delillerin toplanmadığını, duruşmada öncelikle bunların eksiksiz yerine getirilmesini talep ettiklerini söyledi: Duruşmada, maalesef etkili soruşturma hakkının ihlal edildiği bir soruşturma sürecinden sonra en azından yargılamanın düzgün yapılmasını sağlamak için her an her şekilde hesap soracağız. Dosyada gizlilik kararı alındığı için maalesef soruşturma aşamasında hiçbir dosyada etkili olamadık. Soruşturma çok kısa sürdü ve toplanması gereken birçok delil toplanmadan bugün dava açıldı. Hiranur öldürüldükten hastaneye götürülene kadar geçen zamanda ne oldu? Hiranur katledildikten sonra yaşananlar tam olarak bilinemiyor. Sanıklar önce Hiranur'u hastaneye götürmek yerine, panikle, olay yeri olduğu söylenen tekel büfesine yakın alandaki kurumuş dereye, bahçelik bir alana bırakıp yaşayıp yaşamadığına dahi bakmadıklarını iddia ediyorlar. Ardından "ağabeylerinden akıl aldıklarını" ve Hiranur'u hastaneye götürmeye karar verdiklerini iddia ediyorlar. Hastaneye gittiklerinde Hiranur'un öldürüldüğü belirleniyor. Hiranur'u öldürdüklerini söyledikleri saatle hastaneye götürdüklerini söyledikleri saat arasında 1 saat 15 dakikalık bir süre var. Avukat Derya Demir bu süreyle ilgili de soru işaretleri olduğuna dikkat çekti. "Olayların yaşandığı yerler birbirine çok yakın. Bu yüzden de bu süre çok uzun" diyen Demir, o süre boyunca sanıkların kimlerle konuştuklarının anlaşılması için HTS kayıtlarının detaylı dökümünü istediklerini belirtti. Mahkeme bu talebi kabul etti. Hiranur nerede öldürüldü? Hiranur'u öldürenler olayın tekel büfesinin önünde, araç içerisinde gerçekleştiğini iddia ediyor. İncelenen kamera görüntülerine göre, aracın o gece tekel önüne geldiği görülüyor ancak büfenin sahibi bir şey duymadığını söylüyor. Yaz günü kimsenin bir şey duymamasının pek mümkün olmadığının altını çizen ve cinayetin bu nedenle orada işlenmediğini düşündüklerini kaydeden Demir, mahkemenin tekel sahibini dinlemeye karar verdiğini ekledi. Ayrıca bu duruşmada alınan kararla Hiranur'un olaydan 2 saat önce mesajlaştığı arkadaşı da dinlenecek. 3 sanıktan biri hakkında 'kasten öldürme' suçlaması var: Ek iddianame talebi reddedildi Yalnızca Hiranur'un erkek arkadaşı hakkında "kasten öldürme", diğer 2 sanık hakkındaysa "suç delillerini karartma, yok etme" suçlamasıyla iddianame düzenlendi. Bu nedenle diğer iki sanığın üst sınırı 5 yıl olan bir suçla yargılandığını ifade eden Demir, "Bu çok tehlikeli, aslında tahliye sebebi" diye konuştu. Bugün görülen duruşmada diğer iki sanığın da benzer suçlardan, en iyi ihtimalle ölüme terk edip "olası kast"la suç işlemekten yargılanmalarını talep ettiklerini anlattı. Annesi ve babası ayrı olan Hiranur annesiyle yaşıyordu. İşçi olan anne Gülten Tan, "Bu işin arkasında başka bir şey var, kızımı anlık hevesle vurmadılar" diyor. Cinayetin planlı olduğunu savunuyor. Fotoğraf: AA 'Şakalaşıyorduk' dediler Derya Demir, Hiranur öldüğünde arabada olan 3 kişinin de bu duruşmada ağız birliği yapmışçasına "şakalaşırken oldu" dediğini de aktardı. Hiranur'un erkek arkadaşı Hüseyin Arda Şark ifadesinde "Şaka olsun diye, 'kafasına sıkayım mı?' diye sordum, 'sık, sık' dediler. Bir anda ateş aldı, ne olduğunu anlamadım" şeklinde konuştu. Ancak diğer iki sanık daha önceki ifadelerinde bu "şakalaşma"dan bahsetmedi. 'Silaha dokunmadım' diyen sanığın elinde barut izi var Derya Demir ayrıca silahta parmak izi olmadığa, yalnızca sanık N.Ç.'nin elinde barut izi bulunmasına da dikkat çekti. "Tutuklamanın devam etmesi sevindirici ancak ek iddianame talebimizin reddedilmesi üzücü. Ama bunu ısrarla istemeye devam edeceğiz. Zaten deliller toplandığında ortaya çıkacaktır" diye konuşan Demir şöyle devam etti: Adli Tıp Uzmanı'ndan görüş alacağız çünkü silahta parmak izi yok ama kan lekesi var. Belli ki temizlenmiş. Ayrıca ateşli silahlarda en önemli delillerden biri atış artığı. Silahı ateşleyen kişinin elinde atış artığı kalır. Şu anda 'kasten öldürme' ile yargılanan Hiranur'un erkek arkadaşının elinde atış artığı yok, diğer sanık N.Ç.'nin elinde var. N.Ç. ise kesinlikle ateş etmediğini, silaha el sürmediğini iddia edip reddediyor. Silaha dokunmayan birinin elinde barut izinin neden olduğu hiç değerlendirilmiyor bile. 'Silahlar korunuyor ama kadınlar, çocuklar korunmuyor, failler cesaretleniyor' "Savcılık soruşturma aşamasında yeterli delil toplanmadığı için ek iddianame düzenlenmesi için savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını istedik" diyen Derya Demir, bu taleplerinin mahkeme tarafından reddedildiğini söyledi. Ve ekledi: Silahlar korunuyor ama kadınlar, çocuklar korunmuyor, failler cesaretleniyor. Kız çocukları savunmasız bırakılıyor. Hiranur’un öldürülmesi, yalnızca bir bireysel suç değildir. Bireysel silahlanmayı önlemeyen siyasi iktidarın İçişleri Bakanı'nın da suçudur. Devlet tarafından korunması gereken bir yaşam hakkı bilerek korunmamıştır. Geçtiğimiz hafta 24 saat içinde dört kadın öldürüldü. Bu kadınların öldürülmesinin önüne geçmemek, suça ortak olmaktır. Mahkeme heyeti tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine, delillerin ve sanıkların HTS kayıtlarının toplanasına karar vererek duruşmayı 6 Şubat 2025'e erteledi.