ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela’ya yönelik baskı ve kuşatma politikasını daha da sertleştireceklerinin sinyalini verdi. Rusya ve Çin’den gelen tepkilere rağmen geri adım atmayan Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun istifa etmesinin “akıllıca olacağını” öne sürdü. Trump, Florida’daki Mar-a-Lago’da Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile birlikte yaptığı açıklamada, Karakas’a yönelik dört aydır sürdürülen baskının daha da tırmandırılabileceğini açıkça dile getirdi. Maduro’nun iktidardan uzaklaştırılmasının hedeflenip hedeflenmediği sorusuna yanıt veren Trump, “ Muhtemelen evet… Ne yapacağına bağlı. Bence bunu yapması akıllıca olur. Ama göreceğiz ” dedi. ABD Başkanı, “ Eğer sert oynamayı seçerse, bu onun sert oynayabileceği son sefer olur ” sözleriyle açık bir tehditte bulundu. Trump’ın bu açıklamaları, ABD Sahil Güvenliği’nin Venezuela’nın ABD yaptırımlarını delmek için kullandığını öne sürdüğü “gizli filo”ya ait olduğu üçüncü bir petrol tankerini ikinci gündür takip ettiği sırada geldi. Trump, tankerler için “ Sonunda ele geçireceğiz ” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, daha önce el konulan iki gemi ile yaklaşık 4 milyon varil Venezuela petrolünün de ABD’nin elinde tutulacağını belirterek, “ Belki satarız, belki stratejik rezervlere koyarız ama elimizde tutacağız. Gemileri de tutacağız ” dedi. Maduro: ABD kendi krizleriyle ilgilensin Venezuela Devlet Başkanı Maduro ise devlet televizyonunda yayımlanan konuşmasında Trump’ın açıklamalarına sert yanıt verdi. Maduro, ABD Başkanı'nın Venezuela’yı tehdit etmek yerine kendi ülkesindeki ekonomik ve sosyal sorunlara odaklanmasının daha doğru olacağını söyledi. “ Eğer kendi ülkesinin sorunlarıyla ilgilenseydi, hem ABD hem de dünya daha iyi bir durumda olurdu ” diyen Maduro, Washington’un asıl amacının Venezuela’yı istikrarsızlaştırmak olduğunu vurguladı. Petrol ablukası, askeri yığınak, ölümcül operasyonlar Washington'un Venezuela’nın kritik öneme sahip petrol sektörünü hedef alan bu saldırgan politikası, ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele iddiasıyla bölgede yoğun bir askeri yığınak yapması ve Pasifik Okyanusu ile Karayipler’de çok sayıda gemiye yönelik operasyonlarıyla birlikte yürütülüyor. Bu operasyonlarda 100’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, insan hakları savunucuları ve hukukçular saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguluyor. Trump’ın açıklamalarından kısa süre sonra ABD ordusu, Doğu Pasifik’te “düşük profilli” bir gemiye düzenlenen saldırıda bir kişinin daha öldüğünü duyurdu. Venezuela ise uyuşturucu kaçakçılığıyla herhangi bir bağlantısı olduğunu reddediyor ve ABD’nin hedefinin Maduro yönetimini devirmek ve dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine el koymak olduğunu vurguluyor. Karakas yönetimi, ABD’nin gemi el koyma operasyonlarını “uluslararası korsanlık” olarak tanımlıyor. BM öncesi Rusya ve Çin’den tepki Gerilim, Venezuela’nın talebi ve Rusya ile Çin’in desteğiyle salı günü yapılması planlanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde tırmandı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ile yaptığı görüşmede ABD’nin Karayipler’deki operasyonlarına ilişkin “derin endişe” duyduklarını belirterek, bu adımların bölgesel istikrar ve uluslararası denizcilik açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. Moskova, Venezuela yönetimiyle “tam dayanışma” içinde olduğunu açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian ise ABD’nin hamlelerini “uluslararası hukukun ağır ihlali” olarak nitelendirdi. Lin, “ Venezuela’nın bağımsız kalkınma ve diğer ülkelerle karşılıklı yarara dayalı iş birliği yapma hakkı vardır. Çin, Venezuela’nın meşru haklarını desteklemektedir ” dedi. Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil de Maduro tarafından imzalanan ve BM üyesi ülkelere gönderilen mektubu kamuoyuna açıkladı. Mektupta, ABD’nin uyguladığı ablukanın küresel petrol ve enerji arzını tehdit ettiği belirtilerek, bu politikanın özellikle Latin Amerika, Karayipler ve kırılgan ekonomiler üzerinde yıkıcı sonuçlar doğuracağı vurgulandı. 'Dünyanın kalbi' kan kırmızısına mı, devrimin kızılına mı boyanacak? Trump'ın Karayip Denizi'ndeki adı konulmamış savaşı, dünyayı bekleyen büyük savaşın hazırlık cephelerinden biri. Yargısız infazlar, suikastler ve korsanlık faaliyetlerinin arkasında, tarihi çok gerilere giden bir emperyalist stratejinin yattığını soL Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Günay geçtiğimiz hafta ele almıştı .