Âkif’in Mısır yılları, sadece bir sürgün hikâyesi değil; bir vicdanın, devrinden kovulmasının hikâyesidir. Yeni rejim, onun temsil ettiği düşünceyi tehdit olarak gördü; o da kırılgan bir ruha sahip olduğundan kavga etmeyi değil, susup çekilmeyi tercih etti. Yine bugün anlıyoruz ki Mehmet Âkif’in Mısır’a gidişi bir kaçış değil, bir duruştu.