2025 Almanağı: Daha fazla kontrol

Yaren ÇOLAK 2025, Rusya’da büyük kırılmaların, ani yön değişikliklerinin ya da tek bir belirleyici olayın yılı olmadı. Ama yıl bittiğinde geriye dönüp bakıldığında, ülkede yaşayanların gündelik hayatında alanların daraldığı, devletin daha düzenleyici, siyasetin ise daha düşük profilli hâle geldiği bir tablo ortaya çıktı. Bu yüzden 2025’i tek bir başlıkla özetlemek gerekirse, belki de en isabetli ifade şu olur: İçeride alan daraldı; siyaset değ il, y önetim konuşuldu. Bu daralma yüksek sesle, parmak sallayarak ya da olağanüstü hâl ilanlarıyla değil; daha çok küçük küçük ama çok ‘sinsice’ yapıldı. Süreç yönetmelikler, idari düzenlemeler, teknik yasalar ve alışkanlık değiştiren küçük hamleler üzerinden ilerledi. Ekonomiden dijital mecralara, sosyal politikalardan güvenliğe kadar uzanan bu süreç, Rusya’da siyasetin giderek daha fazla “kontrol”, daha az “çatışma” üzerinden yürüdüğünü gösterdi. EN ÇOK NE KONUŞULDU? Rusya’da 2025’in en çok konuşulan başlığı kuşkusuz sosyal medya kısıtlamaları ve erişim yasakları oldu. VPN’siz tek bir anın düşünülemediği Rusya’da bu çember 2025 yılı boyunca daha da daraltıldı. Yılın ilk aylarından itibaren internet, artık yalnızca “erişim” değil, nasıl ve ne amaçla kullanıldığı üzerinden de denetlenmeye ve düzenlenmeye başlandı. En çok konuşulan başlıklardan biri, WhatsApp üzerinden yapılan arama ve görüşmelere getirilen kısıtlamalar oldu. Resmî gerekçeler “teknik güvenlik” ve “iletişim altyapısının denetlenmesi” çerçevesinde sunulsa da, dinlenemeyen telefon görüşmelerinin daha fazla ‘kontrol’ politikası için tehlike olduğunu ve kısıtlamanın bu nedenle geldiğini gazeteler sık sık manşetlerine taşıdı. Benzer bir durum Instagram için de geçerliydi. Zaten uzun süredir VPN olmadan erişimin mümkün olmadığı platform, 2025’te fiilen “yasaklı” bir alan olarak işledi. Ancak bu yılın farkı, yalnızca erişimle sınırlı kalmayan ekonomik yaptırımların devreye girmesiydi. 1 Eylül 2025 itibarıyla Instagram ve Facebook gibi “istenmeyen” olarak tanımlanan platformlarda reklam vermek ve reklam yayınlamak idari yaptırımlara bağlandı. Yani artık sosyal medyada alışıldık #işbirliği, #reklam etiketleri burda ‘suç’. Birçok kişi paylaşımlarını sildi, arşivledi ya da tamamen pasif hâle geçti. VPN meselesi ise 2025’te bambaşka bir boyut kazandı. Yıl boyunca yüzlerce VPN servisi engellendi. Bu katlanarak artan engellemeler, kısıtlamalar ve kontroller bir bıkkınlık, halkta sıkışmışlık hissini de beraberinde getirdi. DUMA’NIN SESSİZ YILI 2025, Devlet Duması açısından da benzer duygularla geçti. Yasama süreci, büyük krizler ya da sert siyasi çatışmalar olmadan ilerledi. Kısacası bu yıl da Meclis, kararların alındığı yerden ziyade, alınmış kararların hukuki çerçeveye kavuşturulduğu bir durak işlevi gördü. Bu işleyişin en dikkat çekici örneklerinden biri, yılın ikinci yarısında öne çıkan demografi politikaları oldu. Kürtaj hizmetlerine ilişkin idari uygulamalar, bazı bölgelerden başlayarak Meclis gündemine taşındı. Federal düzeyde açık bir yasak getirilmedi; bunun yerine, yerel yönetimlere bırakılan “önleyici” ve “ikna edici” yöntemler tartışıldı. Kadın hakları alanında geriye gidişin artık şaşırtıcı olmadığı Moskova, bu yıl da ivmeyi bozmadı.Kadın bedenini hedef alan düzenlemelerin olağan dosyalar arasında değerlendirilip hızla karara bağlandığı bir yasama pratiği yaşandı. 2025’te Devlet Duması, bu yönüyle siyasî tartışma üretmekten çok, toplumsal dönüşümü sessizce yasalaştıran bir kurum olarak kayda geçti. DIŞARDAN İÇERİ SIZANLAR Ukrayna savaşının ne zaman biteceği sorusu, kocaman bir soru işareti olarak 2026’ya devredildi. Diğer küresel gelişmeler ise Rusya iç politikasına yalnızca güvenlik ve ekonomi başlıkları üzerinden değil, rejimin kendine biçtiği rol üzerinden yansıdı. Yılın en çok konuşulan dış gelişmelerinden biri, ABD’deki yönetim değişikliğiydi. Joe Biden’ın sahneden çekilmesi ve Donald Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a dönmesi, Moskova’da açık bir beklenti yarattı. Kremlin çevrelerinde, Trump’ın dönüşünün en azından iletişim kanallarını açabileceği, hatta bir anlaşma zemini oluşturabileceği konuşuldu. Ancak 2025 ilerledikçe bu beklentinin karşılıksız kaldığı görüldü. Sert söylem yumuşamadı, yaptırımlar gevşemedi, müzakere kanalları açılmadı. Vladimir Putin’in “ülkenin her türlü senaryoya, savaşa da hazır olduğu” yönündeki açıklamaları, yalnızca bir caydırıcılık mesajı olarak değil; Rusya’nın son on yılda Batı’yla ilişkilerinde geldiği noktanın en net ve en sert ifadesi olarak değerlendirildi. Bu açıklama, Rusya’nın artık bir beklentiyle hareket etmediğini, kopuşu kabullendiğini gösteren bir eşik olarak okundu. İçeride bu durum, Rusya’nın yalnızlaşan değil yönünü değiştiren bir güç olduğu anlatısıyla karşılık buldu. Bu anlatının merkezinde Çin yer aldı. 2025 boyunca Çin’le ilişkiler yalnızca siyasal ve ticari başlıklarla sınırlı kalmadı; gündelik hayatta da daha görünür hâle geldi. Kültürel temaslardan tüketim alışkanlıklarına kadar uzanan bir etkileşim alanı oluştu. Enerji projeleri, ticarette ulusal para birimlerinin kullanımı ve lojistik işbirliği, devlet medyasında istikrarlı biçimde öne çıkarıldı. Çin’le temaslar, Batı’yla yaşanan kopuşun yerine konan geçici bir alternatif olarak değil; zaten var olan bir hattın güçlenmesi şeklinde sunuldu. Bu çerçeve, toplumda da büyük bir dirençle karşılaşmadı; aksine, gündelik hayata hızla uyum sağlayan bir normalleşme yarattı. BRICS ise Kremlin için her şeyden öte bir vitrin halini aldı. Batı-dışı dünyanın anlatısı. ALIŞILDIK AMA TARIŞMALI 2025’te de Rusya’ya yönelik işçi göçünün ana kaynağını Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan vatandaşları oluşturdu. Daha sınırlı olmakla birlikte Kazakistan ve Türkmenistan kaynaklı iş gücü de bu tabloya dâhildi. Rusya’da “Orta Asya göçü” denildiğinde, pratikte bu ülkelerden gelen, çoğunlukla geçici ya da yarı kayıtlı çalışan emekçiler kastediliyor. Bu işçiler ağırlıklı olarak inşaat, belediye hizmetleri, temizlik, lojistik, perakende ve konut bakım sektörlerinde istihdam ediliyor. Büyük şehirlerde ve sanayi merkezlerinde gündelik hayatın görünür bir parçası hâline gelen bu göç, Kamuoyunda devamlı güvenlik, suç, kayıt dışılık ve entegrasyon başlıkları üzerinden tartışılıyor. 2025 yılı da bu açıdan önemli oldu. ‘Daha fazla kontrol’ politikasını burda da devreye sokan Kremlin, devletin göç politikalarına ilişkin birçok adım attı. Kayıt zorunlulukları, belge kontrolleri, çalışma izinleri ve denetimler artırıldı ve doğrudan bu grubu hedef aldı. İÇ GÜVENLİK ÇATLAĞI Yıl boyunca çeşitli bölgelerde yaşanan drone saldırıları, patlamalar ve sabotaj girişimleri haber oldu. Ancak bu olaylar Rusya’da toplum genelinde yaygın bir tedirginlik ya da panik havası yaratmadı. Gündelik yaşam, büyük şehirlerde ve ülkenin geniş kesimlerinde olağan seyrinde devam etti. Bunun önemli bir nedeni, gündemde tutulmaması. Olaylar genellikle kısa açıklamalarla duyuruldu; “kontrol altında” denip sayfa kapandı. Batı medyasında sıkça rastlanan “istikrarsızlık” ya da “iç güvenlik krizi” anlatısı, Rusya içindeki genel algıyla örtüşmedi. 2025’te güvenlik başlığı, daha çok arka planda yönetilen bir mesele oldu. ÇÖZÜM: KABULLENMEK Büyük protestolar, kitlesel çıkışlar ya da sert kopuşlar bu yılın sözlüğüne de giremedi. Yine sessizlik, kabulleniş, uyum benimsendi. İnsanlar yasaklara, kısıtlamalara ve yeni kurallara yüksek sesle itiraz etmekten çok, hayatlarını bu koşullara göre yeniden ayarlamayı seçti. Platformlar değişti, alışkanlıklar dönüştü, gündelik hayat yeni sınırlar içinde yeniden kuruldu. Belki de bu yüzden, yılın sonunda geriye dönüp bakıldığında hatırlanan şey tek tek olaylar değil; bu olayların nasıl olağanlaştırıldığı oldu. Ve belki de 2025’i en doğru özetleyen ifade şu olur: Rusya krizleri çözerek değil, onları gündelik hayatı n parçası hâline getirerek geçirdi.