Denetim rejiminin sonuçları

Haber Merkezi Ülke genelinde ünlü isimlerden iş insanlarına, medya sektöründen holdinglere yönelik sürdürülen operasyonlar gündemde genişçe yer buldu. Uyuşturucu operasyonu kapsamında Adli Tıp Kurumu'nda test veren Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran'ın testi "kokain pozitif" çıkarken Saran, "Bırakın kullanmayı, söz konusu maddeyi yakından görmüşlüğüm dahi bulunmamaktadır" dedi. Saran akşam saatlerinde gözaltına alındı. Operasyonlar ise dün 4 ilde daha devam etti. 20 şüpheli gözaltına alındı.  Soruşturma kapsamında, "Uyuşturucu madde imal ve ticareti", "uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için özel yer, donanım veya malzeme sağlayan, kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alma", "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak" ve "fuhuşa teşvik ve aracılık etme" suçlarından 22 şüpheli hakkında gözaltı talimatı verildi. Sabah'ta yer alan habere göre, operasyon kapsamında Model Melisa Fidan Çalışkan, oryantal Nuran Çokçalışkan, iş insanı Mehmet Tosmur ve iş insanı Hamdi Burak Beşer'in gözaltına alınan isimler arasında olduğu öğrenildi. Soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilen sosyal medya fenomeni Ezgi Fındık hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yapım şirketi yöneticisi Yusuf Timur Savcı'nın uyuşturucu operasyonu kapsamında jandarma ekiplerince gözaltına alındığını açıkladı. Savcı'nın saç ve kan örneği vermek için Adli Tıp'a sevk edileceği öğrenildi. Art arda gerçekleştirilen operasyonlar ise neredeyse bir dizi senaryosuna dönmüş durumda. Kim kimle ne yaptı, neler konuşuldu, ‘ünlüler alemi’nde neler oluyor? temalı haberler birbirini kovalarken ülkede iktidar eliyle yaşanan çöküşe yer verilmedi. Yaşananların yalnızca basit operasyonlar olmadığını belirten Siyaset Bilimci Onur Alp Yılmaz her bir müdahalenin iktidarın denetim mantığının parçası olarak işletildiğine dikkat çekti. Yılmaz, “İktidarın asıl hedefi, fiilen herkese müdahale etmek değil, herkesin kendisine müdahale edilebileceğini bilmesinde yatar. Özel hayatın teşhir edilmesi, itibar suikastlarının normalleştirilmesi ve suçla ahlak arasındaki sınırın bilinçli biçimde bulanıklaştırılması tam da bu nedenle işlevseldir. Çünkü artık risk yalnızca hukuki bir yaptırım riski değildir. Asıl risk, toplumsal itibarı kaybetme, çevresinden kopma, yalnızlaşma ve “savunulamaz” bir pozisyona düşme riskidir’’ dedi. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan da ‘‘Memleket yatıyor Rümeysa’yla, kalkıyor Mehmet Akif’le, yatıyor Sadettin Saran’la, kalkıyor Furkan’la. Bu işler nasıl ortaya çıkmış? Bu toplumsal çürümenin yaşandığı ülkeyi yirmi iki yıldır siz yönetiyorsunuz, farkında değil misiniz?” diye konuştu.