Şam çıkarmasında öne çıkan başlıklar

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Suriye’nin başkenti Şam’a yaptığı çıkarma en çok zamanlaması açısından dikkat çekiciydi. Çünkü tam da ana omurgasını PYD - YPG’nin oluşturduğu SDG’ye tanınan sürenin dolmasına bir buçuk hafta kala yapıldı. Doğal olarak hem görüşmelerde hem de Bakan Fidan ile mevkidaşı Şeybani’nin ortak basın toplantısında da öne çıkan konu bu oldu. Edindiğim bilgilere göre, Türk heyetindeki her üç isim de mevkidaşları ile ayrı ayrı toplantılar yaptılar. Üçlünün yine mevkidaşlarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yaptıkları görüşmede de beklendiği gibi SDG’nin entegrasyonu konusu temel başlık oldu. Her ne kadar SDG ve destek verenleri tarafından sanki Şam yönetimi aslında SDG ile bir noktada buluşabilir, asıl baskı uygulayan Türkiye gibi bir propaganda yürütülse de gelen bilgiler, Suriye tarafının entegrasyon konusunda güçlü mesajlar verilmesinden yana olduğu yönünde. Kaynaklar, Türkiye’nin bu konuda güçlü mesajlar vermesinin istendiğini ifade ediliyor. SDG’nin entegrasyonu, İsrail’in Suriye’ye dönük faaliyetlerinden bağımsız ele alınabilecek bir konu değil. İsrail’in Suriye’nin güneyinde Dürzileri, Fırat’ın doğusunda da SDG’yi kışkırtıcı eylemselliği Şam yönetiminin istikrar arayışını sabote ediyor. Dolayısıyla İsrail’in faaliyetlerinin de üzerinden geçilen dosyalardan biri olduğu kaydediliyor. 22 Aralık görüşmelerindeki bir başka dosyayı ise DAEŞ konusu oluşturdu. Bilindiği gibi Suriye’nin komşularıyla birlikte DAEŞ’e karşı ortak mücadele edilmesi için bir mekanizma oluşturuldu. Çünkü mesele sadece Suriye’nin sorunu değil. Ancak gelinen aşamada Ankara ve Şam daha yakın dirsek temasında kaldı. İki tarafın ortak merkezi de bunun somut çıktısı oldu. ABD ile Şam’ın DAEŞ’e karşı birlikte operasyonlar düzenlemeye başlamasından kısa süre sonra gerçekleşen ve iki asker, bir tercüman olmak üzere üç ABD’li ile iki Suriye güvenlik gücünün ölümüyle sonuçlanan saldırı gerçekleşti. Saldırının yaşandığı Palmira, radikal unsurların ağırlıkta olduğu bir bölge. Ama saldırıda asıl dikkat çeken, bunun yeni oluşturulmuş asayiş güçleri içinden bir kişi tarafından düzenlenmiş olmasıydı. Türk heyetiyle yapılan görüşmelerde Şam yönetiminin DAEŞ ile mücadele konusunda kararlılık mesajı vermenin yanı sıra özellikle mücadelede kullanılmak üzere eğitim ve donanım konusundaki ihtiyaçlarını da vurguladığı ifade ediliyor. Ayrıca Şam yönetiminin Türkiye’den özellikle uluslararası toplumdan beklenen destek konusunda mesaj verilmesini istediği belirtiliyor. Mealen Şam yönetiminin “DAEŞ ile mücadele konusunda kararlıyız ancak kapasitemiz sınırlı. Bu sorunu ortadan kaldırmak için destek gerekiyor” dediği ifade ediliyor. Türk heyetinin görüşmeleri sırasında Gazze’deki durum, son dönem bu çerçevede yapılan görüşmeler hakkında bilgi verdiği kaydediliyor. Bu çerçevede Gazze’nin Suriye sahasına etkileri konusunun da değerlendirildiği belirtiliyor.