HANDE ATILGAN / ANKARA - Başta çocuklar olmak üzere insilün kullanmayı bırakan diyabet hastalarının ciddi hayati riske girdiğine dikkat çeken Aycan, “Aileler çocuklarındaki Tip-1 diyabeti kabullenmekte zorlanıyor. Tamamen çözümü olmayan, bununla nasıl yaşanılacağı öğrenilen bir hastalık. Bu duygusal boşluk istismar edilmemeli. Ailelerin durumundan faydalanıp umut tacirliği yapan uzmanlar en üzücüleri. İnsilünü kesmek yaşamla bağdaşmaz. Biz uzmanlar bu söylemlere karşı hukuk mücadelesini başlatacağız. Ailelerin de aynı şeyi yapması gerekli” dedi. Sensörlü çocuklar Diyabet hastalarının düzenli kan şekeri kontrolüyle ABD’de artık pilotluk gibi uzak kaldıkları alanlara bile girebildiğini belirten Aycan, erken teşhis ve kontrol olanakları üzerine de şöyle konuştu: “Bazı antikorların tespitiyle Tip-1 tanısını erken koyabiliyoruz ama bu taramalar maliyet etkin olmalı. Günün sonunda Tip-1’i tedavi edemiyoruz sadece erteleyebiliyoruz. 18 yaş altı yaklaşık 28 bin çocuğa ücretsiz verilen sensörler önemli; 24 saat takiple çocukların kan şekerini sağlıklı insanlarla aynı aralıkta 70-140 aralığına getirebildik. Bu cihazların yerlileştirilmesinde de ilerleme var. Deri altına yerleştirilen insilün pompası olan ‘yapay pankreas’ diye bilinen cihazın ödeme kapsamına alınması için bir niyet olduğu sinyalini aldık.” Çocukluk kilolarına dikkat Kötü yaşam koşullarıyla körüklenen Tip-2 diyabet için de uyarılarda bulunan Aycan, yetişkin hastalığı Tip-2 için yurt çapında yüzlerce çocuğa teşhis konulmaya başlandığını söyledi. Aycan, “Anne karnından itibaren çocuklarımıza sağlıklı yaşam alışkanlıklarını edindirmemiz lazım. Çocuklarda obezite artıyor, Tip-2 diyabet de bunun yanında geliyor. Başta önlenebilir bir hastalık olan Tip-2, daha kalıcı bir diyabet tipi oluyor. Obez olan çocuk, erişkinlikte de yüzde 50 obez; ergenlikte obezse erişkinlikte devamı yüzde 70-80... Çocuklukta bunu önlersek erişkinler için de risk azaltmış oluyoruz. Formül basit; küçük porsiyonlar yiyeceksin, hareket edeceksin” dedi.