Düşünceme göre Doğu Akdeniz’de yeni ve bilinmeyen bir şey yok! Tarih boyunca Kıbrıs adasının jeopolitik değerini bilmeyen yok. Süveyş kanalının başında ne tür savaşlar yapıldı, bunu bilmeyen de yok. Yakın zamanda ve özellikle Levant’ta enerji yatakları bulunduktan sonra ortaya çokan gelişmelerden habersiz kimse de yok. Bugün ticaret de var enerji de, Doğu Akdeniz tarihte insanlığın çok şeyi öğrendiği bir beşik! O halde, İsrail, GKRY ve Yunanistan işbirliği için bilinmedik ne var? Hatta bir konuşmamda şöyle ifade etmiştim: Yunanistan ve İsrail tarih boyunca benzer tavrı takındı, suratlarını bir başat güce dayamak suretiyle bölgesinde politika yaptılar, şımarık ve hukuksuz davrandılar, biz yaparız diğerleri durumu düzeltmek için uğraşsınlar, bu kısmı bizi ilgilendirmez dediler… Yunanistan ve Türkiye Tarihi İçerisindeki Tezler Yunanistan’ı tarihsel bağlamda “şımarık” ve fırsatçı görmekteyim; Megali Idea (Büyük Yunanistan) hayalini Sevr’den bugüne taşır, AB/ABD pohpohlamasıyla durumu abartır. Türkiye’yi ise Avrasya hâkimi bir medeniyettir; Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Avrupa etkisiyle stratejik üstünlüğünü kullanır. Tarihsel tezler (2020-2025): Yunanistan, Osmanlı öncesi bağımsız devlet değildi (Roma’da Grek, Perslerde İyon); modern dönemde iç savaşlar, diktatörlükler (1967) ve işgallerle (II. Dünya Savaşı) zayıf kaldı. 1974 Kıbrıs sonrası şımarıklık arttı; adaları Lozan/Paris anlaşmalarına aykırı silahlandırır (16 ada fiili askerî, Meis örneği). Yunanistan’ın Ege/Kıbrıs iddiaları tarihsel revanşizmdir; Türkiye’nin 1974 Barış Harekâtı realist zorunluluktur. Türkiye tarihi bağlamı: Türkler on binlerce yıllık Avrasya medeniyetidir (Ön-Türkler’den Selçuklu-Osmanlı’ya); Anadolu merkezli hükümranlık Avrupa’yı şekillendirdi. Bugün Mavi Vatan ve yerli savunma ile realist güç birikimi şarttır. Doğu Akdeniz Çerçevesindeki Tezler Doğu Akdeniz (Levant) jeopolitiğini, yaklaşık 10 yıldır odaklandığım bir alan olup, yazılarımda ve konuşmalarımda sıkça Mavi Vatan doktrini, enerji kaynakları, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırları ve bölgesel ittifaklar üzerinden değerlendirmekteyim. Ana tez: Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), AB üyeliğini kullanarak, Doğu Akdeniz’i “Avrupa gölü” haline getirme çabasındadır, İsrail’in enerji ve savunma odaklı politikaları bu çabalarla birleşir, işte bu birleştirilmiş düşünce bir zorlamadır; Türkiye’nin vazgeçilmez konumu ise bu tür zorlamaların beyhude çabalar olduğunun kanıtıdır. Bu bağlamda ileri sürdüğüm başlıca tezler, tarih sırasıyla şöyle listelenebilir: 2019-2020 döneminde, Doğu Akdeniz’de kalıcı çözüm Türkiye’siz mümkün değildir; Türkiye coğrafi olarak merkezdedir, Fransa gibi uzak aktörler etkili olamaz. Türkiye-Libya deniz yetki alanları anlaşması barışçıl çözüme avantaj sağlar. Yunanistan’ın adaları silahlandırması uluslararası anlaşmalara aykırıdır ve enerji krizi bağlamında kriz tırmandırma çabasıdır. 2020’de ifade ettiklerim: ABD, Doğu Akdeniz’de aktif oyuncu haline gelmiştir; tatbikatlar ve politikalar bunu gösterir. Yunanistan’ın tehditleri gerçekçi değildir, Türkiye’nin savunma sistemleri üstündür. 2022: Avrupalı aktörler (Yunanistan üzerinden) Doğu Akdeniz’i enerji koridoru olarak Avrupa kontrolüne almak ister; Ukrayna savaşı sonrası enerji krizi bunu tetiklemektedir. Yunanistan’ın gri bölge yaratma çabası ve adacıklara el koyma girişimi hak ihlalidir. 2025 (“Levant Planı” makalesi, 31 Temmuz 2025): Doğu Akdeniz’de MEB sınırlarının belirlenmesi egemenlik meselesidir; GKRY ve Yunanistan’ın AB üyeliğiyle desteklenen iddiaları domino etkisi yaratır (Gazze, Lübnan, Suriye, Kıbrıs bağlantılı). Bölge şartları sürekli değişir, Türkiye dikkatli olmalıdır. 2025 genel: Doğu Akdeniz enerji savaşlarının merkezidir; Mavi Vatan ile Türkiye vazgeçilmez aktördür. İsrail’in politikaları (enerji altyapısı koruma) ve Yunanistan-GKRY-İsrail üçlü ittifakı (savunma derinleştirme) Türkiye’ye karşı caydırıcılık amaçlıdır, ancak realist bakışla Türkiye’nin stratejik üstünlüğü korunmalıdır. Değerlendirme Bu itibarla tezlerim, Yunanistan ve GKRY’nin petrol/doğalgaz sahalarındaki iddiaları (AB desteğiyle) maksimalist ve hukuka aykırıdır; İsrail’in Doğu Akdeniz politikalarını (Malta doğusundan İsrail’e uzanan enerji koridoru, elektrik/boru hatları) güvenlik ve altyapı koruma odaklı değerlendiririm, bütün bunları Türkiye’yi bypass etme çabası olarak eleştiririm. Savunma konusunda, Yunanistan’ın adaları silahlandırmasını ve üçlü ittifakları (2025 sonundaki Netanyahu-Miçotakis-Hristodulidis zirvesi gibi) tehdit olarak görürüm, fakat Türkiye’nin operasyonel realizmi (yerli savunma sanayi, erken uyarı sistemleri) ile üstün olduğunu savunurum. AB’nin rolünü hantallık ve tarafgirlikle eleştiririm; realist çerçevede Türkiye’nin enerji koridorlarında (Doğu Akdeniz dahil) merkez ülke konumunu perçinlemesi gerektiğini vurgularım. Bu görüşler, klasik realist düşünürler (Mearsheimer, Kissinger) ile Türk jeopolitiğini sentezler. Doğu Akdeniz Çerçevesindeki Güncel Tezlerim (2025 Odaklı) 2025 makalelerimde Doğu Akdeniz’i “enerji savaşlarının merkezi” olarak tanımladım; Mavi Vatan doktriniyle Türkiye’nin vazgeçilmezliğini savunurum. Ana tezleri tarih sırasıyla şöyle vereyim: •  Temmuz 2025 (“Levant Planı”, Independent Türkçe): Doğu Akdeniz’de MEB sınırları egemenlik meselesidir; GKRY-Yunanistan-İsrail-AB-ABD enerji şirketleri ittifakı (“Levant Bloğu”) domino etkisi yaratır (Gazze’den Kıbrıs’a). Bölge şartları değişkendir, Türkiye realist dikkatle hareket etmelidir. •  Ağustos 2025 (“Suriye’de kritik askeri hareketlenmeler”): İsrail, Suriye ve Doğu Akdeniz’de ilerleme peşindedir; Yunanistan-GKRY-AB ile oldubittiler yaratır. •  Eylül 2025 (“Yapay gerçeklik içinde derin çelişki”): Yunanistan’ın modern ulus-devlet öncesi Helen/Grek kökeni abartılıdır; Osmanlı/Roma döneminde bağımsız devlet yoktu, bugün AB desteğiyle maksimalizm sürdürür. •  Kasım-Aralık 2025 (“Jeopolitik tezler”, “ABD’nin küresel polislik dönemi bitti”): Doğu Akdeniz enerji koridorlarında Türkiye merkezdir; ABD içe kapanırken (Monroe 2.0), İsrail-Yunanistan-GKRY savunma derinleşmesi (2025 Netanyahu-Miçotakis-Hristodulidis zirvesi) Türkiye’ye karşı caydırıcılık amaçlıdır, ancak Türkiye’nin yerli savunma üstünlüğü realist zafer sağlar. İsrail’in Gaz Keşifleri Sonrası Faaliyetler Özellikle 2025 “Levant Planı” makalemde (Independent Türkçe, 31 Temmuz 2025) ve ilgili yazılarında kronolojik çerçeve şöyle özetlenir: •  2009-2011 (Tamar ve Leviathan keşifleri): İsrail’in büyük gaz rezervleri bulması, enerji bağımsızlığını sağlar ve bölgesel hâkimiyet kozu yaratır. Düşünceme göre bu, “Levant Planı”nın başlangıcıdır; İsrail egemenlik alanını genişletmek için fırsatları değerlendirir, Türkiye ile ilişkiler bozulunca alternatif akslar arar. •  2011-2013 (GKRY Afrodit keşfi ve MEB anlaşmaları): GKRY’nin 2011 Afrodit keşfiyle tek taraflı parselleme ve ruhsatlandırma hızlanır. Yunanistan ve GKRY, İsrail ile yakınlaşır (MEB anlaşmaları, enerji ortaklıkları). Ben bunu Türkiye ve KKTC haklarını gasp etme, AB desteğiyle oldubitti olarak görürüm. •  2019-2020 (EastMed anlaşması ve Gaz Forumu): İsrail gazını GKRY-Yunanistan üzerinden Avrupa’ya taşıma projesi (EastMed) 2020’de imzalanır. Doğu Akdeniz Gaz Forumu kurulur (Mısır, İsrail, GKRY, Yunanistan vb.). Bunu Türkiye’yi bypass etme ve “Avrupa gölü” yapma çabası olarak eleştiririm; realist bakışla sürdürülemez görürüm (maliyet, teknik zorluklar). •  2025 (Üçlü zirveler ve savunma derinleşmesi): Netanyahu-Miçotakis-Hristodulidis zirvesi (Aralık 2025) ile enerji, güvenlik ve ortak müdahale gücü iddiaları gündeme gelir. Bu, Gazze süreciyle bağlantılı olarak “Levant Planı”nın devamıdır; domino etkisiyle (Gazze’den Kıbrıs’a) egemenlik alanları genişletilir. Sonuç İsrail’in gaz keşiflerini fırsatçı genişleme stratejisinin tetikleyicisi olarak görmekteyim; Yunanistan ve GKRY’yi AB/ABD destekli “şımarık” aktörler olarak nitelemekteyim, maksimalist iddialarını (adalar silahlandırma, MEB gaspı) hukuka aykırı bulmaktayım. Tüm süreci Levant Bloğunun domino planı olarak çerçevelemekteyim: Bölge şartları değişkendir, Türkiye realist dikkat ve Mavi Vatan doktriniyle merkez konumunu korumalıdır diye düşünmekteyim. Bu ittifaklar (üçlü zirveler, EastMed) Türkiye’ye karşı olsa da, operasyonel üstünlük (yerli savunma, coğrafi merkezlik) ile başarısızlığa mahkûmdur; enerji koridorlarında Türkiye vazgeçilmezdir. Tezlerim, klasik realizmle (Mearsheimer benzeri) Türk jeopolitiğini sentezler. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. DOĞU AKDENİZ tez Gürsel Tokmakoğlu, Independent Türkçe için yazdı Gürsel Tokmakoğlu Perşembe, Aralık 25, 2025 - 11:30 Main image:

Görsel: AA