Geçen hafta Tedesco’ya saha içini konuştuğu, diğer tartışmalara hiç bulaşmadığı için teşekkür etmiştim. Bu hafta ise özür dilemek istiyorum. Sadece kendi adıma değil, göreve ilk geldiğinde hocaya burun kıvıran herkes adına… Evet, henüz bir derbi kaybetti. Ancak o derbinin oynandığı gün, takımdaki eksikler ve yaşanan birçok farklı etkeni alt alta koyduğumuzda tabloyu tek maç üzerinden okumak haksızlık olur. Bugün gelinen noktada Tedesco’yu ligin ilk yarısının en büyük çıkış yapan teknik adamı olarak göstermek yanlış olmaz. Dejavuyu değiştirebilecek mi? Son dört sezondur ligin ilk yarısı bittiğinde Galatasaray ile Fenerbahçe zirveyi paylaşan iki takım oluyor. Bu dört sezonun üçünde Galatasaray’ı zirvede gördük. İşin dejavu kısmı ise şu: Bu sezonların tamamında şampiyonluk ipini Galatasaray göğüsledi. Fenerbahçe ise neredeyse her seferinde kırılma anlarında kırıldı. İşte Tedesco’nun asıl sınavı tam da burada başlayacak. Bu kısır döngüyü kırabilecek mi, yoksa hikâye bir kez daha aynı yerden mi akacak? Lige Göztepe ve Samsunspor’dan daha fazlası lazım Süper Lig’in ilk yarısında Göztepe, oynadığı oyun ve bulunduğu konum itibarıyla alkışı fazlasıyla hak ediyor. İzmir ekibi aynı zamanda ligin en az gol yiyen takımı. Teknik direktörü, kulüp yapısı ve saha içi organizasyonuyla Göztepe’de örnek alınması gereken bir düzen kuruldu. Samsunspor ise Avrupa’da çok başarılı maçlar oynadı. Son iki karşılaşmadaki şanssız mağlubiyetler olmasa ilk 8 ihtimali hiç de uzak değildi. Eğer yeniden ritim yakalayabilirlerse, Samsunspor’un Konferans Ligi’nde yolunun açık olduğunu söylemek abartı olmaz.