İşçi sağlığı ve işyeri hekimliği meselesi

Dr. Bülent Aslanhan - TTB İşçi Sağlığı İşyeri Hekimliği Kolu Bu ülkede iş kazalarından hayatını kaybedenler hep, işlerinde uygunsuz koşullarda çalışan emekçiler oluyordu… Bolu Kartalkaya otel yangınında yaşamını yitiren çoğu çocuk görece varsıl mağdurlar tartışmayı başka bir boyuta çekebilir, diye düşünüldü ancak beklenen sonuç gerçekleşmedi. Yine madenlerde, inşaatlarda, hemen her iş alanında emekçilerin hayatını kaybettiği karanlık tablo devam eder oldu… Bunların yanına MESEM ile çocuk ölümleri de eklendi. Sessizce izlenen bu karanlık tabloda, yaşanan bu tabloyu değiştirmesi beklenen işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları, sahanın OSGB’ler sistemiyle kuşatılmış ortamında düşük ücret ve kötü çalışma koşulları ile boğuşur bir hale getirildi… KRİZİN YANSIMALARI Sistem çok basit çalışıyor aslında, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alması gereken kuruluşların yaklaşık %30-35'ine bu hizmetler sunuluyor ve bu hizmetlerin yine -kesin bir ölçüm olmamakla birlikte- %90-95’i OSGB’ler aracılığıyla ulaştırılıyor. Diğer hekimlik disiplinlerinden farklı olarak, işyeri hekimliği alanı, ülkemizin ekonomik trendlerinden ve ortamından en fazla etkilenen grup olmaya açık bir hale geliyor. Yaşanan ekonomik kriz ve çalışma hayatındaki daralma sadece mavi yaka olarak çalışan işçilerin işsizliğini üretmiyor, buna bağlı olarak endüstride çalışan mühendis, büro elemanı, avukat, işyeri hekimi bu daralmadan işsizlik, düşük ücret, gerileyen haklar olarak payına düşeni alıyor. Durum böyle olunca; işyeri hekimi ücretleri ve çalışma koşulları ile ilgili gerilim OSGB’ler-işyeri hekimleri ilişkisi geriliminden, OSGB-Piyasa gerilimine kayıyor. Sistem çok basit çalışıyor. Birçok şirket yaşanan ekonomik kriz ortamında “ayakta kalmak ve varlığını sürdürmek” adına verimlilik adı altında tasarruf uygulamalarına başlıyor. Patronlar ya da şirket yöneticileri enerji, ham madde, lojistik gibi alanlarda belirleyici olamadığı için tasarrufa çalışan ücretlerinden başlıyor. Şirketlerin satın almalarına “her alanda %5-10 verimlilik hedefleri konuluyor” ve iyileştirmeler isteniyor. Şirket satın alma birimleri mal alımında reel durum izin vermediği için bu iyileştirmeyi yapamadığı için hizmet satın almalarında bu indirimleri hedefliyor. Zaten %95’i OSGB’ler aracılığı ile sürdürülen İSİG hizmetlerini sunan firmalara yeni yılda yapılan tekliflerde bu indirimler masaya konuluyor. Hizmeti sunan OSGB firması bir ikileme zorlanıyor. Ya bu indirim teklifini kabul edecek yada hizmet sunumunu sonlandıracak. Hayatın genel akışı gereği zaten daralmış ülke ekonomisinde başka çıkışlar bulamadığı için çoğu zaman bu teklif OSGB’nin kabulüyle sonuçlanıyor. Şimdi ikinci ikilem başlıyor. OSGB’ler, bünyesinde çalışan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanın ücretlerini nasıl düzenleyecek? Durumun ekonomi politiği gereği ücretlerde azaltma öneremese bile artan zor yaşam koşullarında durumunu anlatıp en azından ücret artışı yapamayacağını izah etmeye çalışıyor. Saat ücretleri düşürülüyor ya da arttırılmıyor. Ayrılan hekimlerin yeri kolay dolduruluyor, mesleki geleceğini işçi sağlığı üzerinden planlamayan “TUS’a hazırlan hekimler” ve “yeni emekli olmuş ve emekli maaşı yanında bir ek gelir arayan uzman emekli hekimler” bu alanı “geçici iş” olarak dolduruyor. OSGB sistemi gereği bazen 30, bazen 60, hatta iddia öyle ki bazen 80 işyerine, bazen haftada bir saat, bazen ayda bir saat uğrayarak işyeri hekimliği hizmeti sunulması bekleniyor… Çoğunda bir muayene odası bile olmayan, bırakın muayene odasını bir odası bile olmayan işçi sağlığı hizmetleri böyle ilerliyor. Ekonomi daraldı, çalışma hayatı karıştı! Bu durum sadece işyeri hekimlerini değil elbette mavi yaka işçileri, mühendisleri, büro elemanlarını, temizlik işçilerini, muhasebe elemanlarını özetle bir bütün olarak endüstride çalışan tüm emekçileri nasıl etkileyebilir ki? Yanıtı zor değil. İşin ekonomi-politiği çok açık değil mi? TTB VE İŞYERİ HEKİMLERİ Sadece ülkemizde değil, dünyada bir bütün olarak emek değeri ucuzlatılırken özellikle beyaz yaka olarak tanımlanan başta mühendisler olmak üzere tüm çalışanların ücretleri düşürülürken bundan işyeri hekimlerinin etkilenmeyeceğini düşünmek bir iyi niyetli bir düşünce tarzı olacak elbette. Yakın zamanda ülkenin iyi üniversitelerinden mezun, yüksek lisans yapmış, iki dil bile parlak genç mühendisler 100- 120 bin TL ile işe başlarken bugün aynı özellikte mühendislerin hem de görece kurumsal şirketlerde 60-65 bin TL ücretlerle iş başı yapmak zorunda kalması nasıl izah edilebilecek. Çalışma ekonomistleri ve sosyologlar bunu yeni bir sınıfın doğuşu olarak tartışıyor: Prekarya. İşçi sağlığı ortamına emek veren hekimler bir birbirine “TTB ücretlerine uyalım, uymayanları uyaralım“çağrısı yaparak önüne geçmeye çalıştığı bu çöküşten kurtulmak ne kadar mümkün? Her hekim buna uyum sağlarsa iyimser bir yorum olarak belki mümkün! Çok kullanılan bir metafor var, hepimiz bir gemideyiz ve gemi güneye doğru ücretlerin ve çalışma koşullarının kötüleşeceği bir yöne doğru gidiyor ve biz işyeri hekimleri olarak geminin içerisinde ters yöne koşarak bu gidişatı durdurmaya çalışıyoruz… Bu ne kadar mümkün? Evet TTB asgari ücret belirlesin, evet hekimler buna uymaya çalışsın ancak TTB ve TMMOB’u sistemin dışına bilinçli bir şekilde iten bu sistemle baş etmek biraz güç değil mi? Bir yanda TUS’a hazırlanan ve emekli olmuş hekimlerin kendilerince haklı gerekçeleri ortada iken… BİR DEVRİM DEĞİL MODEL SORUNU Sonuç olarak yaşanan bu iş kazaları ölümleri ve kötü sunulan işçi sağlığı hizmetlerinin çözümü bu OSGB sisteminde kurtulup, TTB tarafından başlatılan, dünyada başkaca örnekleri olan “Özerk ve Kamusal bir Hizmet Sunum Modeli” ile mümkün olabilir. Mutlak çözüm olmayabilir ama mevcuttan her açıdan daha iyi olacağı çok açık bir sisteme doğru ilerlemeliyiz. Bünyesinde işçi sendikaları, işveren örgütleri, meslek örgütlerinin ve ilgili kamu kuruluşlarının yer alacağı “Özerk bir işçi sağlığı ve iş güvenliği enstitüsü” yaratma tartışmalarını ve pratiğini umutla, inatla ve başka bir sağlık sistemi mümkün hedefiyle büyütmeye çalışabilirsek ve diğer emekçi ve prekarya ile ilişkilerimizi bu düzlemde arttırabilirsek “patinaj yapmaktan çıkarak” sahici çözümlere ulaşabiliriz. Umutla…