“Türkiye siyasetinde nasıl iktidar olunur?” sorusu etrafında sıklıkla tartışmalar yürütülmektedir. Siyasal kültürden kaynaklı her toplumun kendine özgü iktidarı belirleme kriterleri olsa da insan doğasının ortak özelliklerinden kaynaklı iktidarın belirlenmesinde çoğu defa geçerli genelgeçer prensipler bulunduğu da söylenebilir. Siyaset olgusunu bilim yapan da bu yasa benzeri prensiplerin kendisidir zaten. Bu anlamda, bütün bilimler gibi siyaset bilimi alanında otorite kabul edilen kişilerin farklı toplumların siyasal yaşamlarına açıklık getiren yasa benzeri tespitleri olmuştur. Ünlü İtalyan filozofu Machiavelli siyasette başarılı olmanın iki ölçütünden bahsetmektedir: Birincisi, zaman ve mekânın vazettiği koşulların uygun olması, İkincisi, söz konusu koşulları siyasi hedefleri açısından kullanabilecek güçlü bir irade. Ona göre bu iki koşuldan birinin eksik olması her hâlükârda başarısızlığı getirecektir. İtalyan düşünürün belirlediği bu ölçütler - önemli ölçüde - Türkiye siyaseti için de açıklayıcıdır. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılında bu iki koşulun bir araya gelmesi ile iktidara gelmişti. Erdoğan’ın AK Parti şahsında iktidara geldiği 2002’de seçmenlerin kahir ekseriyeti çok partili hayata geçildiği 1946’dan beri sağ ve sol iktidarların bir türlü üstesinden gelemediği ekonomideki başarısızlıklar, rüşvet, nepotizm, liyakatsizlik vb. uygulamalara karşı 50 yıllık biriken kızgınlığı içinde taşıyordu. 2001 küresel ekonomik kriz de bu kızgınlığın tuzu biberi oldu. Erdoğan güçlü kişilik özelliklileri, ikna edici üslubu, halktan olan kimliği ve belediye başkanlığı dönemindeki başarılarının etkisi ile kitlelerde hakim kızgınlığa tercüman olacak güven verici bir profil olarak toplumun karşısına çıktı. Yani Erdoğan’a başarıyı getiren zaman ve mekanın vazettiği koşullar ile bunu harekete geçiren Erdoğan’ın liderlik vasfı (iradesi) idi. Aslında sadece Erdoğan değil 1950’den bu yana Türkiye siyasetine damgasını vurmuş liderlerin tümünün başarısı söz konusu uygun koşullara eşlik eden güçlü iradelerinin (liderlik vasfı) bir sonucudur. Menderes, tek parti rejimine itiraz etmişti ve vizyon sahibiydi; Demirel, mağduriyet yaşamış Menderes’in varisiydi ve yüksek ikna gücüne sahipti; Özal, sivil bir liderdi ve hala ülkeyi fiili olarak yöneten darbecilerin sevmediği bir figürdü; Erdoğan, halkın hoşnut olmadığı vesayet düzeninin istemediği sakıncalı biriydi ve başarılı bir belediyecilik geçmişine sahipti; Ecevit, statükocu devlet anlayışını temsil eden İnönü’ye ve 1971 muhtırasına “hayır” diyebilmiş bir muhalifti ve yanı sıra “Kıbrıs Fatihi” idi. Kısacası bütün bu liderler belli yoğunluk ve nitelikte verdikleri mücadele ile siyasette yer edinmişlerdi. Ve tabi ki liderlik vasıfları ile. Bu liderlik vasfı Türkiye siyasetinde lider olmanın neredeyse vazgeçilmez mütemmim cüzünü oluşturmaktadır. Nedir bu vasıflar? Birincisi, iyi bir hatip olmak. Dikkat edilirse ismi zikredilen liderlerin tümü de iyi hatipti. Dolayısıyla hatip olmak Türkiye siyasetinde çok önemli bir liderlik vasfı. Aslında Eski Yunanlı Sofistler bundan 2.300 yıl önce retoriğin liderlik için taşıdığı öneme vurgu yapmışlardır. İkincisi, topluma temas eden bir üsluba ve sorunları çözeceğine ilişkin ikna edici bir söylem içeriğine sahip olmak. Üçüncüsü, topluma hâkim olan muhafazakar değerleri (bundan dindarlık kast edilmiyor) temsil etmek. Bazıları yaşanan bunca ekonomik sıkıntılara ve siyasi-hukuki sorunlara rağmen Ak Parti’nin hala iktidarda olmasının bu kriterlerle nasıl açıklanabileceğini sorabilirler. Yaşanan bu kadar soruna rağmen Ak Parti’nin iktidarda kalmayı başarıyor olması belki de şu iki nedenle açıklanabilir: Birincisi, Ak Parti’nin son birkaç seçimdir iktidarının hala ilk on yılındaki başarılarının kredisini kullanıyor olması, İkincisi de, Machiavelli’nin bahsettiği zaman ve mekanın koşullarını dizginleyecek güçlü bir iradenin (muhalefet) olmaması. Türkiye siyasetinde belli bir başarı hikayesi olmayıp, kendi çabasından ziyade başka bir iradenin cevaz vermesi ile siyasette başarılı olmuş bir lidere rastlanmış değildir. Bu konuda ne Yıldırım Akbulut ne de Tansu Çiller başarılı oldu. Fatih Erbakan’ın durumu ortada. Sözün özü Türkiye’de siyaset, zaman ve mekanın sunduğu uygun koşullarda, kendi hikayesini yazan liderlerin tarihinden ibarettir. Başka bir ifade ile zaman ve mekanın koşullarını dizginleyen başarılı bir siyasi irade Türkiye siyasetinde lideri belirleyen iki temel koşuldur. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. Türkiye BAŞARI siyaset İKTİDAR Vahap Uluç Independent Türkçe için yazdı Vahap Uluç Cuma, Aralık 26, 2025 - 09:15 Main image:
Fotoğraf: AA
TÜRKİYE'DEN SESLER Type: news SEO Title: Siyasette başarı ve Türkiye’de iktidar olmak copyright Independentturkish: