Ankara’nın Elmadağ ilçesi Karacahasan Mahallesi mevkiinde bulunan ve daha önce çevre mücadelesi sonucu faaliyeti durdurulan kalker ocağı, bölgedeki otoban inşaatına malzeme sağlama gerekçesiyle yeniden faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Mustafa Akan’ın tek sahibi olduğu Elmadağ Maden İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilecek olan "86029 nolu Kalker Ocağı", kapasite artırımı talebiyle bölgeyi şantiye alanına çevirecek. Proje Tanıtım Dosyası'ndaki (PTD) verilere göre; şirket yılda 748 bin 800 ton kalker üretecek, bunun için de dinamitli patlatma yöntemini kullanacak. Bölge halkı toz, gürültü ve su kaynaklarının kirlenmesi riskiyle karşı karşıya. Elmadağ'da yaşayan ve konuyu soL'a değerlendiren Necati Kayhan, projenin bölgedeki yeraltı su barajını ve ağaçlandırma sahalarını yok edeceğini vurguladı. 'Pandemiden önce durdurduk, otoban bahanesiyle döndüler' Ocağın geçmişinin 2000'li yıllara dayandığını belirten Kayhan, o dönemde kaçak ve denetimsiz yürütülen faaliyetlerin çevre platformunun mücadelesiyle durdurulduğunu hatırlattı. Ancak şirket, bu kez otoban projesini arkasına alarak daha büyük bir kapasiteyle geri döndü. Kayhan süreci şu sözlerle anlattı: Pandemi öncesi yaptığımız mücadeleyle üretimi engellemiştik. Uzunca bir süre çalışmadı. Ancak şu anda bölgedeki otoban inşaatına malzeme verme gerekçesiyle hummalı bir çalışma var. Yaz boyu makinelerin bakımını yaptılar, bahar aylarında tam kapasite faaliyete geçecekler. Ankara'nın içme suyunu karşılayan yapılardan biri olan Elmadağ - Kargali Yeraltı Barajı, planlanan taş ocağının hemen yanı başında bulunuyor. Ankara'nın su kaynağı kuruma tehlikesiyle karşı karşıya Proje en büyük tehdidi, bölgenin su rejimi üzerinde oluşturuyor. Şirketin hazırlattığı raporda ocak alanının "Kargalı Barajı havzası dışında" olduğu iddia edilse de, yerel kaynaklar ve çevre aktivistleri durumun tam tersi olduğu görüşünde. Ocağın, Türkiye'nin en büyük yeraltı barajı olarak nitelendirilen Elmadağ - Kargalı Yeraltı Barajı havzasında yer aldığını belirten Kayhan, "Bahsi geçen taş ocağı, doğu-batı aksına sürekli su veren bölgenin tam üzerinde konuşlanmış durumda. Hemen dibinde ise yıllardır ilçeye su sağlayan su kaptajları mevcut. Eğer ocak faaliyete geçerse, birçok zararlı maddenin alüvyon yapı içerisinde süzülerek biriken temiz su kaynaklarını kirletme ve kurutma riskiyle baş başa bırakıyor" uyarısında bulundu. Evlere 85 metre mesafede dinamit patlatılacak Şirketin hazırladığı Proje Tanıtım Dosyası'ndaki itiraflar ise tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Dosyaya göre taş ocağı sahasına en yakın konut sadece 85 metre uzaklıkta. Üretim için ANFO ve dinamit kullanılarak "delme-patlatma" yöntemi uygulanacak. Ocakta günde 16 saat (08:00-24:00 arası), ayda 26 gün çalışma yapılacak. Ve yine firmanın proje tanıtım dosyasında yönetmelik sınırının tam 22 katı üzerinde toz oluşacağı hesaplanıyor. Şirket bu tozu "sulama yaparak" bastıracağını iddia ediyor. Doğayı ve yaşam alanlarını kâr hırsıyla talan eden şirketlere karşı yürütülen mücadelenin sesi olmak için soL’a abone olun. ABONE OL 'ÇED gerekli değildir' kararıyla korunuyorlar Şirketin elini güçlendiren en önemli belge ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı süreçlerinde sıkça rastlanan "ÇED Gerekli Değildir" kararı. 2007 yılında alınan ve revize edilerek bugüne kadar geçerliliğini koruyan bu belge sayesinde şirket, kapsamlı bir Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinden muaf tutuluyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen işletme ruhsatı ise 2028 yılına kadar geçerli. Orman sahasını yutuyor Necati Kayhan, maden sahasının kağıt üzerinde orman sınırında görünmesine rağmen, fiili durumda ağaçlandırma sahalarına girdiğine dikkat çekti: Burası yıllar önce bizlerin emekleriyle yapılan bir ağaçlandırma sahasının tam dibi. Proje dosyasında sınırda görünse de fiili olarak sahanın içine girmiş durumdalar. Bölge hem su havzası hem de orman bölgesi niteliğinde. Kamyonların ilçe merkezinden geçerek yaratacağı trafik ve güvenlik riski de Elmadağ halkının bir diğer endişesi. Yurttaşlar, hem yaşam alanlarını hem de doğayı tehdit eden bu projeye karşı seslerini duyurmaya çalışıyor.