Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), yurttaşlarla birlikte açtıkları dava sonucunda 19 Mart sürecinde İzmir Valiliğinin kentte uyguladığı toplantı, gösteri ve basın açıklaması yasaklarının mahkeme tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edildiğini duyurdu. CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart'ta gözaltına alınması ve ardından tutuklanması üzerine Saraçhane Meydanı başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde yurttaşlar kararı protesto etmek için eylem düzenlemişti. İzmir Valiliği de 21 Mart’tan ve 25 Mart’a kadar “il genelinde” her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasını yasakladığını basın duyurusuyla ilan etmiş, ardından yasağı beş gün daha uzatmıştı. 'Kanunilik şartını karşılamıyor' BirGün 'ün haberine göre, EGEÇEP’in yurttaşlarla birlikte açtığı dava sonucunda İzmir 6. İdare Mahkemesi, Valiliğin bu “toptan yasak” işlemini iptal etti. Mahkemenin verdiği kararda, Valiliğin dayanak gösterdiği 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesinin, tüm ili kapsayan ve bütün toplantıları hedefleyen bir yasak için kullanılmasının mümkün olmadığı vurgulandı. Bu hükmün yalnızca “yer, zaman ve kişi” bakımından sınırlı önlemler öngördüğü belirtildi. Mahkeme ayrıca, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na göre yasaklama yetkisinin belirli toplantılar veya ilin bir ya da birkaç ilçesiyle sınırlı olabileceğini belirterek, İzmir Valiliği’nin ise ilin tamamında, belirli olmayan bütün toplantılar için yasak getirdiği ve bu nedenle "kanunilik şartını karşılamadığını" ortaya koydu. Mahkeme ayrıca barışçıl toplanma hakkının “genel ve soyut gerekçelerle” askıya alınamayacağını da hatırlattı. 'Yasaklar, gerekçeli, ölçülü ve hedefi belirli olmak zorundadır' EGEÇEP, yasak kararıyla sadece 19 Mart sürecine dair yurttaş tepkisinin kısıtlanmadığını, aynı zamanda Dünya Su Günü kapsamında yapılacak farkındalık çalışmaları gibi çevre etkinliklerinin, imza kampanyalarının ve demokratik protesto hakkının da fiilen ortadan kaldırıldığını belirterek, iptal kararıyla ilgili şunları kaydetti: "Bu karar neden önemlidir? Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının 'il genelinde toptan' yasaklanamayacağı yargı kararıyla netleşmiştir. Bu, demokratik toplum düzeninin asgari güvencelerinden biridir. Çevre mücadelesi de dâhil olmak üzere sivil toplumun barışçıl etkinlikleri 'soyut provokasyon' iddialarıyla durdurulamaz. Yasaklar, gerekçeli, ölçülü ve hedefi belirli olmak zorundadır. 'Etkisi tükenecek işlem' niteliğindeki yasaklar uygulanırken doğan zararlar telafisi güç sonuçlar yaratır: Nitekim yasak döneminde İzmir’de çok sayıda yurttaş ve avukat gözaltına alınmış, İzmir Barosu da gözaltılara ilişkin açıklamalar yapmak zorunda kalmıştır. EGEÇEP olarak bu kararın, yalnızca bir davanın sonucu değil; İzmir’de ve Türkiye’de temel haklar bakımından bir 'hukuki eşik' olduğunu vurguluyoruz. 20. yılımızda bir kez daha altını çiziyoruz: Doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır; yaşamı savunmak ise söz söyleme ve barışçıl biçimde bir araya gelme hakkını savunmayı da içerir." İstanbul Barosu’nun açtığı dava sonucunda aynı dönemde İstanbul'da ilan edilen toplantı, gösteri ve basın açıklaması yasağı da hukuka aykırı bulunarak iptal edilmişti.