Futbolda şike ve bahis soruşturmasında 3. dalga! 14 yıl sonra gelen belgeler ne anlatıyor?

Türk futbolunda 3 Temmuz’un üzerinden geçen 14 yılın ardından şike kumpası dosyası yeniden raftan indirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada bu kez odakta, Futbol Federasyonu ve futbol camiasından üst düzey isimler var. CNN TÜRK İstanbul Haber Koordinatörü Nihat Uludağ, hem “futbolda şike kumpası” hem de devam eden bahis soruşturmasına ilişkin yeni dalganın perde arkasını ve dosyanın nasıl yeniden açıldığını anlattı. Hacker’lar aracılığıyla ortaya çıkan yazışmalar, soruşturmayı bambaşka bir boyuta taşıdı. Mersin'de faciası: Anne ekmek almaya gitti, 2 çocuk hayatını kaybetti SÜREÇ NASIL BAŞLADI? CNN TÜRK İstanbul Haber Koordinatörü Nihat Uludağ'ın ifadeleri şöyle; "Futbolda şike kumpası soruşturması. Diğer yanına baktığımızda da futbolda bahis soruşturması. Bu operasyon çok ilginç. 3 Temmuz 2011 yılında futbolda şike kumpası diye bir operasyon gerçekleştirilmişti. Ve o dönemki FETÖ üyesi emniyet birimleri, FETÖ üyesi savcılık soruşturma birimleri bu soruşturmayı yürütmüştü. Daha sonra da bu şike operasyonunun bir kumpas operasyonu olduğu ortaya çıkmıştı. Hatta o operasyon 15 ayrı ilde yapılmıştı ve 93 sanıklı bir davaydı. O dönem Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım da gözaltına alınan isimlerdendi ve Aziz Yıldırım orada ilginç bir şey söylemişti. Demişti ki ilk duruşmasında: “Ne şikesi kardeşim, memleket elden gidiyor.” Bu sözler şike kumpası soruşturmasına damga vurmuştu. Tabii olayın bir kumpas olduğu sonraki dönemlerde anlaşıldı. Bununla ilgili dalga dalga operasyonlar da oldu. Yine o işin içinde olan FETÖ’nün emniyet ve yargı ağındaki kişilerle operasyon yapılmıştı ama bu operasyon farklı bir anlam içeriyor. Çünkü bu operasyonda TFF’den ve futbol camiasının içinden işbirlikçileri var mı yok mu ile ilgili ilginç bir soruşturma yürütülüyor. Peki bu soruşturma kapsamında gözaltına alınan isimler kim? Eski Galatasaraylı, TFF eski başkan vekili Lütfi Arıboğan önemli bir isim. Yine kim var? Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Ahmet Gülüm, Türkiye Futbol Federasyonu eski baş hukuk müşaviri İlhan Helvacı ve Galatasaray eski yönetim kurulu üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu genel sekreteri Ebru Köksal. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, futbolda şike kumpasının dahillerinin olduğu yönünde bir takım suç belgeleri ile birlikte bir tahkikat başlattı ve bu tahkikat FETÖ-PYD silahlı terör örgütüne yönelik futbolda şike kumpası soruşturması kapsamında. 14 yıl sonra nasıl ortaya çıkmış? Burası da çok ilginç. Mesela nasıl çıktığı ile ilgili bir bilgi var: Hacker’lar Lütfi Arıboğan’ın mail sistemine girmişler ve bu futbolda şike kumpası ile ilgili Lütfi Arıboğan’ın yazışmalarını ele geçiriyorlar. Bu yazışmaları kime gönderiyorlar? Şekip Mosturoğlu’na gönderiyorlar, iddiaya göre. FUTBOLDA ŞİKE KUMPASI SORUŞTURMASINDA EN KRİTİK İDDİALAR Ve Şekip Mosturoğlu da alıyor bu belgeleri ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına teslim ediyor. Böylece aradan geçen 14 yılın ardından ne oluyor? Yeni bir soruşturma başlıyor. Şekip Mosturoğlu da o konu ile ilgili olarak bir açıklama yaptı. Ne demişti açıklamasında? Şekip Mosturoğlu Fenerbahçe’de üst düzey yönetici. Yani o da Fenerbahçe adına bu şikâyeti yapıyor ve açıklamasında şunu demişti: “10 Mayıs günü benim yurt dışı mail hesabımdan bir takım yazışmalar, ekran görüntüleri geldi. O ekran görüntüleriyle çok net ve sabit. O dönemin TFF Başkan Vekili Lütfi Arıboğan UEFA’yı manipüle ediyor. Onunla da yetinmiyor. Medyaya kozmik odada olan evrakları servis ediyor.” Burası çok ciddi suçlamalar. Hem de kime ediyor? Mehmet Baransu’ya. İşte böyle devam eden bir durum var. İlginçtir, bir hacker’ın çalışması sonucunda yurt dışından gelen belgelerle başlayan bir soruşturma ve ne ile suçlanıyor şüpheliler? FETÖ terör örgütü üyelerinin yaptığı o şike kumpası soruşturmasına TFF’nin içerisinden de katkı sağlayan, kozmik odadaki bilgi verdiği iddia edilen isimlere yönelik yürüyen bir soruşturma. İstanbul’da yılbaşı gecesi kar sürprizi! Prof. Dr. Şen yüzde verdi: Meteoroloji 38 ili uyardı UEFA’YA, FIFA’YA KADAR GİDER Mİ? Tabii. Çünkü iddiaya göre zaten bu isimlerin FETÖ-PYD terör örgütünün yürüttüğü soruşturma kapsamında UEFA ve FIFA nezdinde de birtakım olayları manipüle ettiği yönünde suçlamalar var. Soruşturmanın sonucuna bakacağız. Şu an konu İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tarafından soruşturuluyor. Şüpheli sıfatıyla gözaltı işlemleri yapıldı. İfadeleri alındı ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Tabii soruşturmanın sonucu önemli. Sonucunda bu soruşturma nereye gidecek? MASAK, HTS VE PFDK RAPORLARI MASADA Bütün dünyadaki futbol kulüpleri zorluk yaşıyor. Transfer paralarını ödemekte güçlük çekiyorlar ama ana sorun bu değil. Türkiye maalesef yasa dışı bahsin odağı noktasına getirildi belli bir çark tarafından. Öyle mekanizmalar, büyük devasa suç örgütleri kuruldu ki bu örgütlerin Türkiye’den yıllık götürdüğü, yani vatandaşın cebinden çalarak götürdüğü para 150 milyar dolar. Tabii bu kadar devasa bir bütçeye sahip olan bu yasa dışı bahis çeteleri otomatikman sistemi de ele geçirmeye başlıyor. Ekonomik hayata müdahale ediyor, ister istemez futbol kulüplerine de müdahale ediyor. İşte bu soruşturma da onu izah eden bir soruşturma ve dolayısıyla futbol camiasına yapılan o baskıyı anlatan bir çalışma. Mesela o soruşturmada kritik isimler var gözaltında değil mi? 14 futbolcu var mesela şu an gözaltı işlemleri devam ediyor. Toplamda 26 isim. Savcılığın iddiasına göre bu kirli çarka dahil oldukları yönünde değerlendirme var. Nasıl oluyor peki? Savcılık şöyle bir şey yapmış: MASAK raporlarını almış, yasal bahis sitelerinden kayıtları almış, PFDK’nın raporlarını almış. Yani PFDK raporlarından yola çıkmış ve ne yapmış? HTS analiz çalışmaları yapmış. MASAK raporları, HTS analizleri, PFDK raporları derken ağı ortaya koymuş savcılık. Diyor ki: “Bir çark var, kirli bir çark var ve futbol camiasına bulaşmış. Kim organize etmiş, kim yürütmüş, kim nasıl dahil olmuş?” Bunu hem para hareketleriyle hem de HTS kayıtlarıyla ortaya koyuyor. Yani HTS dediğimiz cep telefonu arama kaydı, sinyal kaydı vs. derken kim kiminle temas kurmuş? Hangi maç öncesinde kim kimi aramış? Ne kadar konuşmuş? Ne demiş? Nasıl hareket etmiş? Kim birlikte olmuş? Onları anlatan bir yapı. Buradaki çok ciddi suçlamalardan birisi de 26.10.2024 tarihli Kasımpaşa-Samsunspor futbol müsabakasında bahis oynayan altı şüphelinin sonucu etkilediğinin tespit edilmesi. Birinci ve ikinci dalgadaki gözaltına alınan futbolcular hep şunu demişti: “Evet, ben bahis oynadım ama kendi takımıma oynadım.” Ama bu dalgaya geldiğimizde, üçüncü dalgada futbolcuların rakip takıma oynadıkları ortaya çıkıyor." Aracı olan herkesi ilgilendiriyor: Resmi Gazete'de yayımlandı! Trafik sigortasında sistem değişti