17’nci yüzyılda yaşamış İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân adlı tefsirinde Enbiyâ Suresi’nin 68. ayetini açıklarken Kürtler hakkında “Onların en salihleriyle dostluk kurmaktan ve yaşadıkları bölgelere uğrayıp geçmekten bile sakın” der. 17. yüzyılda yapılan bir ırkçılığın o kadar da önemi yoktu; evli evinde, köylü köyünde zamanlarıydı. Şimdi herkesler X’te, YouTube’da; hâliyle birbirimiz hakkında dediklerimizi görüyor, duyuyoruz. Türkiye şu aralar aniden bir gazoz şişesinin içine düşüp orada kala kalacakmış kadar başıboş ve kırılgan intibası uyandırmıyorsa, bu MİT sayesinde gibi görünüyor. MİT’in başında, devlet ricalinde bulup bulabileceğimiz en aklı başında adam var. 90’larda Teoman Koman’ın yönettiği bir teşkilattan, İbrahim Kalın’ın yönettiği bir teşkilata evrilmesi Türkiye için gerçek manada bir devrim. Türkiye’de eski milliyetçiliğin son temsilcisi Bahçeli ve MİT; Türkiye’de siyaset, yargı ve medya tamamen çökmüşken elimizde kalan, elle tutulur son dayanaklar. Ah bir de gazoz şişesinde ırkçı olsam yazısı ilk önce Serbestiyet adresinde yayınlanmıştır.