İlk elden, 2000 sonrası Türk romanına dünya edebiyatıyla ilişkisi açısından baktığımda, net bir ikilik gördüğümün altını çizmeliyim: Bir yanda gerçekten temas kuran, çeviriyle, etkileşimle, estetik alışverişle kendini besleyen; diğer yanda küresel eğilimlere haddinden fazla hevesli bir uyum göstererek özgünlüğünü yitiren romanlar. Sorun, dünya edebiyatıyla temas kurmak değil; bu teması taklit düzeyinde bırakmak. Bugün birçok roman, sanki "uluslararası okura daha kolay nasıl açılırım?" sorusuyla yazılıyor. Bu soru başlı başına romanın yükünü haf