Kemal Okuyan'dan 'Yalova' açıklaması: 'İktidarın Suriye politikalarının ve güvenlik anlayışının sonucu'

Önce Ankara İl Jandarma Komutanlığı'nın personeline gönderdiği yazı ortaya çıktı. Yıl başında IŞİD saldırısı ihtimaline karşı Ankara ve İstanbul’a işaret edildi ve halkın kalabalık olduğu bölgelerde birkaç gün içerisinde patlayıcı yüklü araçlarla eşzamanlı saldırı planlandığına dair duyum alındığı bildirildi. Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun talimatıyla operasyonlar düzenlendi. Operasyonun hedefinde, IŞİD'in yaklaşan yılbaşı etkinlikleri öncesinde Türkiye’yi hedef alan eylem hazırlığı içinde olduğu belirtildi. Bugün ise 15 ilde, 108 ayrı adrese eş zamanlı IŞİD operasyonu düzenlendiği öğrenildi. Bu operasyonlardan biri Yalova'da gerçekleştirildi. Ancak operasyon yaklaşık sekiz saat süren bir çatışmaya evrildi. 3 polis hayatını kaybetti, 8 polis ve 1 bekçi yaralandı. 6 IŞİD'linin öldürüldüğü, hepsinin de Türk vatandaşı olduğu açıklandı. Çatışma esnasında olaya dair yayın yasağı getirildi ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından "Kamu düzenini hedef alan dezenformasyon içerikli paylaşımlara itibar edilmemesi önemle rica olunur" açıklaması yapıldı. Gerçekleştirilen operasyonları bol emojili sosyal medya paylaşımlarıyla kamuoyuna duyurmayı pek bir seven İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise saatler süren bir sessizliğe gömüldü. Yerlikaya ilk açıklamasını, çatışmanın başlamasından yaklaşık 10 saat sonra yaptı ve operasyonun tamamlandığını bildirdi. AKP bir kez daha tüm ülkeyi IŞİD saldırısı tedirginliğine ve korkusuna teslim etti. Bu tedirginliğin de korkunun da kaynağında yıllarca Suriye’de destek verilen cihatçı çetelerin ülkemizde istedikleri gibi cirit atması var. Konuya ilişkin sosyal medya üzerinden açıklama yapan Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan da Yalova'da yaşananların iktidarın ideolojik tercihlerinin, Suriye politikalarının ve “güvenlik” anlayışının sonucu olduğunu vurguladı. Okuyan, açıklamasını şöyle devam ettirdi: Devletin tüm olanakları ve sopası emekçi halkın bastırılması ve muhalefetin susturulmasına ayrılmış durumda. Yayın yasağı da bu tabloyla uyumludur. Çıkıp yine “siyasi istismar yapanlar var” diyecekler. Ama konu siyasi, yüzde yüz siyasi! Devam edin gazetecileri içeri atmaya, tetikçileri salmaya, tarikatları yasallaştırmaya… Sonra “gerçek dışı haberlere itibar etmeyelimmiş…” Gerçek dışı habere ihtiyaç yok bu ülkede. Her şey gereğinden fazla gerçek.