Havalimanı saldırısından Yalova'ya uzanan 'maslahat': IŞİD Türkiye'de nasıl örgütlenebiliyor?

IŞİD her zaman kendi adı ve bayrağıyla faaliyet göstermiyor, genellikle dergi ve sohbet grupları aracılığıyla kalabalıklara ulaşıyor, örgütleniyor. Nitekim IŞİD’e yönelik soruşturmaların birçoğu bu dergi ve grupların adıyla anılıyor. O gruplardan biri de Takvacılar. Merkezleri Konya’da. Kendi isimlerini taşıyan bir dergileri var. Bu dergi 2021’den bu yana yayında. Öyle ki baş yazarının tutuklanması dahi derginin yayın periyodunu aksatmamış. Hikaye de tam bu noktada başlıyor. Derginin her sayısında imzası bulunan Bilal Özbuğday, 2023 Mayıs’ında bir IŞİD operasyonunda gözaltına alındı. Elleri kelepçelendi, Emniyet arması önünde çekilen fotoğrafı hızla basına servis edildi. Bilal Özbuğday Yöneltilen suçlamalar ciddiydi. Bülent Özbuğday'ın kiraladığı bir yeri mescide çevirdiği, burada Takva grubunu kurduğu ve IŞİD’e bağlı hücresel bir yapı haline getirdiği belirtiliyordu. Özbuğday’a IŞİD tarafından “Marmara Bölgesi Kadısı” unvanı verilmişti. “Yardım” adı altında topladıkları paraları IŞİD’e aktarıyor, Avrupa ve Asya’dan gelip örgüte katılmak isteyenlerin Suriye ve Irak’a geçişlerini sağlıyordu. Emniyet’in paylaştığı bilgilere göre Bülent Özbuğday, aynı operasyonda gözaltına alınan Selman Salış'ı “İstanbul Valisi” olarak atamıştı. Selman Salış ismi konuyu yakından takip edenler için yabancı değil. Kendisi Tekirdağ Malkara’da bulunan UGS Yapı İnşaat Şirketi’nin iki ortağından biri. Diğer ortağının adı Rıza Coşkun. Coşkun, 28 Haziran 2016'da Atatürk Havalimanı’na bombalı saldırı düzenleyen Rakim Bulgarov’un kendini patlatmadan önce aradığı yani talimatı aldığı isim. Aslında Coşkun saldırıdan 6 ay önce bir IŞİD operasyonunda gözaltına alınmış ama bir şekilde serbest kalmıştı. Saldırılar göz göre göre geldi Atatürk Havalimanı’na düzenlenen saldırıda 46 kişi öldürüldü. Ancak anlaşılan o ki hiçbir ders alınmadı. Tam 7 yıl sonra, saldırının talimatını veren ismin ortağı IŞİD’in “İstanbul Valisi” denilerek yakalandı. Yanında onu atayan “Marmara Bölgesi Kadısı” da vardı. Gözaltındaki ikilinin tutuklanıp tutuklanmadığına ilişkin bilgi paylaşılmadı. Ancak bugün gelinen noktada bu bilginin bir önemi yok. Çünkü IŞİD’in “Marmara Bölgesi Kadısı” olmakla suçlanan Bülent Özbuğday, dün gece YouTube’da fetva veriyordu. Özbuğday fetva verirken, 1,5 yıl önce “sorumlusu” olduğu söylenen Yalova’da, polis ekipleri IŞİD’in bir hücre evine düzenledikleri baskın sırasında kurşunların hedefi oldu. Sekiz saat süren çatışmada üç polis hayatını kaybetti, 6 IŞİD’li ateşe verdikleri evde öldü. Saldırganların da tıpkı Coşkun, Salış ve Özbuğday gibi “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan kaydı olduğu ortaya çıktı. Takva Dergisi'nin YouTube kanalı 'IŞİD Kadısı' dergi çıkarıyor, fetva veriyor Yalova’da yaşananlara rağmen Takva grubu faaliyet göstermeye devam ediyor. Takva dergisi bu ay 60’ıncı sayısını yayınladı. Özbuğday’ın imzasını taşıyan bu sayı “Davanın Maslahatı” başlığıyla çıktı. Özetle “İslami mücadelenin” başarısının sayısal güçte değil, modern sistemlerden tamamen kopuşta yattığı anlatılıyor. Sayısal çoğunluk veya kitlelere ulaşmak yerine “Allah'ın belirlediği rabbani menheçten(yoldan) milim sapmamak" gerektiğini vurgulayan dergide IŞİD’in merkezi Suriye’ye dair de şu değerlendirmeler paylaşılıyor: “Bugün Suriye için yaşananlara bakalım. Bir benzerleri Bosna için, Çeçenistan için de yaşanmıştı. O günde tağutlar, bugün olduğu gibi Allah yolunda cihad eden mücahitlerin kanla yazdıkları gayretin ve fedakarlıkların meyvesini bir çırpıda yemiş bitirmişlerdi. Bugün Suriye sahasında Allah yolunda kendilerini ve sahip olduklarını feda eden insanların gayretlerinin semeresini demokratların ve batılıların yemesinin sebebi aslında ufak ufak cihadi hareket sahiplerinin eksen kaymalarıdır.” Adını açıkça anmasa da Özbuğday’ın bu eleştirilerinin hedefindeki isim HTŞ yönetiminin lideri Ahmed Şara. IŞİD’in ceketinden çıkan Şara’yı “yoldan çıkmakla” suçlayan Özbuğday, cihatçıların artık Batı güdümünde olduğunu söylüyor. Batı’nın bir dönem Suriye’yi yıkıma sürüklemek için palazlandırdığı ve işlevini yerine getirdiğinden emin olduktan sonra fişini çektiği IŞİD günden güne zayıflıyor. Özbuğday'ın HTŞ yönetimine eleştirileri de zayıflayan örgütün sempatizanlarına moral niteliğinde. Bu bağlamda dergideki bu ifadeler ve Yalova’daki saldırının zamanlaması tesadüf değil. Geçtiğimiz hafta ortaya çıkan Jandarma Komutanlığı’nın iç yazışmaları da bunu ortaya koyuyordu: “Sözde lider kadrolardan örgüt üyelerine verilen talimatlara göre, örgütten kopmaları engellemek, sempatizanlarına moral vermek, kamuoyunda baskı ve korku oluşturmak amacıyla, örgüt mensuplarının seçecekleri farklı tarz lokasyonlarda, inisiyatifi uyuyan hücrelere verilmiş ve birbirinden bağımsız ‘yalnız terörist’ tarzı eylemler gerçekleştirebilir.” Sorumlu kim? Açık kaynaklardan ulaşılabilen bu bilgiler bile bugün yaşananların bir "anlık güvenlik zafiyeti" değil, yıllardır beslenen, kollanan ve yargı eliyle sokaklara geri bırakılan gericiliğin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu gösteriyor. Takva dergisi bugün 60. sayısına ulaşabiliyorsa, bu sadece bir örgütün başarısı değil. 2016’da havalimanını kana bulayanların suç ortaklarını serbest bırakan, "Marmara Kadısı" ilan edilen isimlerin örgütlenmesine göz yuman ve cihatçı çeteleri dış politikanın bir aparatı olarak görenler de sorumluluk taşıyor.