“Kara para aklama” suçlamasıyla soruşturma yürütülen firari Sezgin Baran Korkmaz, Sözcü TV'de Serdar Cebe ile Ana Haber’e konuk oldu. ABD’den bağlanan Korkmaz, uyuşturucu soruşturmasında tutuklanan Habertürk TV eski yöneticisi Veyis Ateş ile ilgili konuştu. Korkmaz, geçmişte kendisinden 10 milyon euro rüşvet istendiğini ve bu talebi reddettiği için ailesiyle birlikte çeşitli mağduriyetler yaşadığını öne sürdü. Görüşmede, yargı sürecinin medya ve iş dünyasındaki nüfuzlu isimlere doğru genişlemesinin şaşırtıcı olmadığını, aksine bunun olması gereken bir temizlik süreci olduğunu savundu. Amerika’daki hukuk mücadelesinin bitmek üzere olduğunu belirterek kendi rızasıyla Türkiye’ye iade edilmeyi beklediğini belirtti. ABD'den bağlandığı yayında Ateş'in kendisinden 10 milyon Euro talep ettiği iddiasını bir kez daha dile getiren Korkmaz, şu ifadeleri kullandı: “Bu dalganın ‘dokunulamaz’, ‘yapılamaz’ denilen, iktidar cenahının kendisine yakın gördüğü kişilere doğru gittiğini görünce insanlar şaşırıyor. Ama aslında şaşırılmaması gereken, olması gereken bir şeydi bu. Daha önce dokunurdu ama dokunmadı. Veyis Ateş; kendinde, ‘o gün hiç tanımadığı birinden bu parayı isteme cesaretini’ buluyorsa, arka etkiler çok önemli bence. Yani burada bir tane Veyis Ateş yok; o benden bu parayı istediği için onunla ilgili böyle bir şey yapılmadı mı? ‘Bu parayı vermezsen böyle olur’ dediği için bu kavga çıktı. Yani biri sizden 700 bin talep edebilir; siz olumlu ya da olumsuz bir şekilde hayır dersiniz. Ama ‘hayır’ olursa, ‘senin eşinin pasaportu iptal olur, şöyle olur, böyle olur’ dedi. Böyle bir şey oldu.” ‘Bir medya figürünün söylediğini yerine getirmediğim için bunları yaşadım’ Korkmaz, bu süreçte ailesinden uzak kaldığını belirterek, “Ben eşimi, ailemi, 10 yaşındaki oğlumu göremedim. 4 yaşındaki çocuğumu göremedim. Bir medya figürünün söylediğini yerine getirmediğim için bunları yaşadım. Türkiye'de bugün iki üç tane kendini sanatçı, sosyetik olarak tanıtan çevrelerin içine girildiğinde, hatta hukuk ofislerinde ve onlar üzerinde yargı mensuplarına uyuşturucu servis ediliğini, oradaki ahlaksızlığın ve uyuşturucu kullanımının hangi boyutlara gittiğini görürsünüz” diye konuştu. Korkmaz, bunlara bizzat şahit olduğunu öne sürdü. ‘Bu iş bir mahallede kalmamalı’ Uyuşturucu soruşturmasında tutuklanan bir diğer isim olan eski Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy hakkındaki soruşturmanın geç olup olmadığını sorusu üzerine Korkmaz, “Medya sektöründe bir şey olunca herkes bir anda eline küreği alıp yangını söndürmeye koşuyor. Mehmet Akif'i şahsen tanımam. Habertürk'te birkaç kez programına katıldım. Bunları yaşamamış olsaydı bugün kapısında herkes sıradaydı. Ama bunları yaşayınca kendi mahallesindeki herkes küreği alıp kaçıyor. Bildiğim, kokain bağımlısı insanların bugün televizyonlarda Mehmet Akif'e ‘uyuşturucu bağımlısı’ diye bağırdıklarını duyuyorum. Buna gülüyorum. Bu iş bir mahallede kalmamalı; bütün mahalleye yayılmalı ki bunun gerçekten uyuşturucuyla mücadele olduğu anlaşılsın” dedi. Türkiye'ye dönecek mi? ABD'de devam eden yargı sürecinin yakında sonuçlanmasını beklediğini ifade eden Korkmaz, Türkiye'nin iade talebini kabul ettiğini belirterek ülkesine dönme isteğini yineledi. Korkmaz şunları söyledi: “Amerika’daki yargılamam çok kısa bir süre sonra sona erecek. Onu bekliyorum. Türkiye’nin iade talebini kabul ettiğimi ve ülkeme dönmek istediğimi söyledim. Fatih Altaylı’nın programında da ifade etmiştim. Türkiye’de kendine iş adamıyım deyip ‘temizim’ diye gezen 100 kişiden 99’undan daha temiz olduğumu düşünüyorum. Bugün kara para aklama operasyonlarında gözaltına alınan iş adamları var. Benim dosyamın iddiası da aynı: suçtan elde edilen geliri aklamak. Normalde yer yerinden oynaması gerekirdi ama hâlâ magazinleştiriliyor. Takımlar, kulüpler; insanlar kendi sorunlu ticari hayatlarını gizlemek için bunları kullanıyor. MASAK raporlarına bakıyorsunuz, paranın nasıl aklandığı 70 sayfa anlatılıyor. Ama taraftar hala ‘takıma bir şey olmaz’ diyor. Bu bir kara para aklama operasyonu. Takımla ne alakası var? Türkiye’de ne kadar kirli, kriminal insan varsa saygın koltuklara oturmuş durumda. O koltukları da geçmişlerini örtmek için kullanıyorlar.” Ne olmuştu? ABD'de Utah Federal Savcılığı, mahkemeye başvurarak Sezgin Baran Korkmaz’ın (SBK) Türkiye’deki varlıklarının ABD tarafından geri alınmasını talep etmişti. ‘Kingston Kardeşler'in ABD Hazinesini dolandırarak elde ettiği yarım milyar dolar civarındaki teşviklerin en az 132 milyon dolarının Türkiye’ye gönderildiği görülmüş, iki kardeş de mahkeme süresince haftalarca şahitlik yaparak suçlarını itiraf etmiş ve mahkum olmuşlardı. 2014-2018 yılları arasında Türkiye’ye gönderilen paralar ile SBK’nin kontrolünde ilaç, inşaat ve teknoloji başta olmak üzere birçok farklı yatırımlar yapıldığı ve şirketler alındığı yine kardeşlerin duruşmalarda verdiği bilgilerle ortaya çıkmıştı. Kingston Kardeşler Türkiye’ye gönderdiği paraların işlem belgeleri de dahil olmak üzere, SBK ve SBK’ya yakın başka Türkiye irtibatları ile ilgili iletişim bilgilerini de ABD'li savcılarla paylaşmıştı. Aynı duruşmalarda sanık olan ve Sezgin Baran Korkmaz ile Kingston Kardeşleri tanıştıran ve işbirliği yapan Lev Dermen de; suçlu bulunarak mahkum olmuştu. Asıl adı Levon Termendzyan olan Dermen'in SBK’nın Türkiye’deki finansörü olduğu iddia edilmişti. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan fotoğrafları erişim engellemesine konu olan SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 2020 yılı Aralık ayında gözaltına alınmak istendi. En azından haber ülke gündemine bu şekilde servis edildi. Ancak operasyonda Baran'ın bulunamadığı, evinde yapılan aramada ise şömine içerisinde yakılmış cep telefonu ele geçirildiği belirtildi. Operasyon sonrası servis edilen bu bilgileri daha da ilginç kılan, 2020 Ekim ayında Korkmaz'a ilişkin verilen üç ayrı karar bulunuyordu. Bu kararlardan ilki Korkmaz'ın mal varlıklarına el konulması, yurt dışına çıkış yasağının devamı kararı olmuştu. Bu kararın gerekçesi kara para soruşturmasına ilişkin ortaya çıkan gelişmelerdi. Ancak bundan sadece bir hafta sonra, 17 Ekim tarihinde, Sezgin Baran Korkmaz ile 13 kişinin şirketlerine ve mal varlıklarına el koyma koyma kararı aldıran İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelilerin ve şirketlerinin banka hesapları üzerindeki tedbirleri kaldırdı. Dikkat çeken bu gelişmenin ardından, söz konusu ismin AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan fotoğraflarına da erişim engeli getirildiği haberi gündeme geldi. Bu üç gelişmenin ardından Sezgin Baran Korkmaz'a yönelik 132 milyon dolar kara para akladığı iddiasıyla operasyon başlatıldı. Ancak operasyon sonrası servis edilen haberde, Baran'ın yurt dışına kaçtığı, evinde sadece yakılmış telefon bulunduğu iddia edildi. 2 Mayıs 2021 tarihinde hakkında açılan soruşturmalar tamamlanan Korkmaz hakkında 6 şirketi üzerinden 132 milyon dolar kara para akladığı gerekçesiyle 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenmişti. Avusturya'da yakalanan Korkmaz, ABD'ye iade edilmiş, "1 milyar dolarlık biodizel sahtekarlığına karıştığı, haksız bir şekilde vergi dairesinden teşvik olarak alınan parayı akladığı ve para transferi dolandırıcılığı yaptığı" iddialarıyla açılan davada tutuklanmıştı. Korkmaz 1 Ağustos 2023'te ise tahliye edilmişti.