Bu duruş Beşiktaş duruşu değil!

Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, son Divan Kurulu toplantısında bütçeden yatırımlara ve transfere kadar hemen her konuda açıklamalar yaparak ciddiyet örneği sundu. Esip gürlemeden, yanak okşayıp gülücükler dağıtmadan. Özellikle kulüp mülklerini yurt edinmiş (!) aylarca kira ödemeyen, tesisi tahliye etmeyen kişilere ve şirketlere karşı sergilediği kararlı ve hukuka dayalı tutum, her türlü övgüye değerdi. Üyeler de heyecan ve alkışlarla takdirlerini sergiledi. Buradan Başkan’ı kutlayarak, “duruş” konusuna geçelim. Beşiktaş duruşu, öteden beri tanımlanır, anlatılır, örnek gösterilir ama kısa ve kesin tarifnamesi yoktur. Önce etik anlayışa ve ahlak kurallarına uymak, spor kurallarına itaat etmek, hakeme, rakip oyunculara saygı göstermek, sporsever toplumla sürekli barış içinde karşılıklı anlayışla uyumlu olmak, tarihe, tüm formalara saygı duymak, hak ve adalet duygusundan, fair play anlayışından sapmamak Beşiktaş duruşunun ne olduğunu anlatabilir, diye düşünüyorum. Başkan Adalı’nın Necip Uysal ve Mert Günok konusundaki “Kendinize kulüp bulun, önümüzdeki sezon kadromuzda düşünülmüyorsunuz” biçimindeki açıklamasını, kusura bakmasın anlayışsızlık olarak değerlendiriyorum. Dahası da var: Necip Uysal (4 şampiyonluk) ve Mert Günok Beşiktaş’ta emekleriyle başarılar kazandılar. Kulübün ve takımın her türlü sıkıntısında sorun yaratmadan çalışmalarına devam ettiler. Necip Uysal, gençler bilmez ama, raflardaki hazır kitaplar gibiydi. Beşiktaş takımının ne zaman ihtiyacı olsa her türlü görevi üstlenir, elinden-ayağından ne gelirse ardına koymazdı. Gösterişsiz bir emek kahramanı ve sadakat örneğiydi. Transfer takıntıları yoktu. Pazarlıklara kapalıydı. Mert Günok’a dönersek. Fenerbahçe’nin Trabzonspor’un önüne geçerek şampiyonluğu kazanmasında onun kurtardığı penaltının belirleyici katkısı oldu. Averajda İstanbul ekibi öne çıktı. Fenerbahçe’den Başakşehir’e geçip şampiyonluk yaşadıktan sonra Beşiktaş’a geldi. Ayaklarını iyi kullanan, zor pozisyonlarda beklenmedik kurtarışlar yapan Mert Günok, Milli Takım’da da sürekli yer alan oyunculardan biri oldu. Dostların anlattığına göre Mert Günok ve Necip Uysal, Sergen Hoca’nın taktik uyarılarına pek uymamışlar. Daha da ileri gidip takım içinde eleştirel konuşarak ses yükseltmişler. Bunlar onayladığım davranış örnekleri değil. Ama el insaf!.. Sergen Yalçın hocamız da benzer maceraları yaşamadı mı? Yuvadan çıkıp İstanbulspor’a giden, oradan başarılı Dört Büyükler turunu tamamlayarak 100. yılda yuvaya dönen o değil mi? İyi ki de öyle olmuş, güzel olmuş. Hocamızdan şefkat ve anlayış beklerdim. Sezon sonuna kadar oynatmaz, sonra taraftarın alkışlayacağı bir maçta 10 dakika oynatar ak bir veda törenini imzalayabilirdi. Genel Koordinatör Serkan Reçber’in de bu duruşa küçük bir dokunuşta bulunduğunu duymadık. … Sonunda olay Divan Kurulu’na kadar geldi ve… Olmadı! Bu duruş Beşiktaş’a yakışmadı!