Türkiye 2025’te tarımda ne yaşadı farkında mı?

Uzmanlara göre, 2025 yılı tüm dünyada tarım piyasalarının artık rol yapmayı bıraktığı karar yılı olarak tarihe geçecek. Piyasalarda “ekonomik daralma, para politikalarındaki sıkılaştırma, pandemi etkisi, iklim belirsizliği kaynaklı” yoğun bir yorgunluk var. 2026, piyasalar için, kırılganlıkları, kör noktaları görerek yapısal kararlar alma zamanı. 2026, performansların gerçek verilerle izlendiği “gerçeklik yılı” olarak kurgulanıyor. Yapay zekâ, kuantum, bilgi ve ileri teknoloji tarımsal performans ve dayanıklılık için kurgulanacak, finanse edilecek. Lityum, bakır, nikel, kritik mineraller güç oyunlarının ana enstrümanı olurken tarım tüm sektörlerin katalizörü olmaya devam edecek. Dünya 2026’da da Büyüyecek Goldan Sacs’a göre küresel GSYİH 2026’da yüzde 2,8, BM’ye göre yüzde 2,6 büyüyecek. ABD yüzde 1,3 büyürken AB yüzde 2,6, Çin yüzde 4,8, Hindistan yüzde 6,5, Rusya ve Almanya yüzde 1 büyüyecek. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı Rusya, Almanya, Irak görece durgun bir döneme giriyor. Türkiye, tarım ihracatında pazar çeşitlendirmesi yapmak zorunda. AB’de ürün varlığı Türkiye’yi ikinci alternatif olmaya itiyor. Türkiye pazarlarını nasıl koruyacak, AB’nin organik ürün, daha kaliteli ürün, tropikal ürün, fonksiyonel gıda beklentisini nasıl karşılayacak. Türk tarımı küresel tarım ticaretiyle rekabet ederken içerde gıda fiyatlarını nasıl dengeleyecek. Tarım artık, görünenden çok daha kırılgan, Türkiye kırılganlıklar içinde pozisyon tazelemek zorunda. Türkiye’nin yarın sabah yapacağı işlerin hepsi öncelikli hepsi ivedi. Küresel Tarım Ticareti Büyüyor FAO, 2026 tarım ihracatı öngörüsü yüzde 8 artışla 2,22 trilyon dolar olarak güncellendi. Küresel gıda ithalatındaki artışın altında kakao, kahve gibi ürünlerin fiyatındaki iklim kaynaklı yüzde 34,5’lik artış var. 2026’da Reel tüketici harcamaları yüzde 3 artacak. Türkiye büyümeden ne kadar pay alacak, stratejimiz hazır mı? Tarım Piyasalarında Kâğıt Üstünde Bolluk, Gerçekte Gerginlik Var 2025’te dünyada 10 milyar ton birincil tarım ürünü üretildi, üçte biri, dünyanın temel gıda maddesi olan tahıllardı. Fao’ya göre küresel tahıl üretimi yüzde 4,4 artışla 2, 99 milyar ton olarak gerçekleşti. Tahıl stokları yüzde 5,7 artışla 916 milyon ton oldu, ancak yoksul ülkeler hala gıdaya çok yüksek fiyattan erişiyor. İhracat Var Karlılık Yok 2025, istatistiksel olarak bakıldığında bolluk yılı olarak görülse de uzmanlara göre karlılıklar düşüyor, riskler artıyor. Yüksek üretim seviyeleri, iklimsel lojistik, jeopolitik şoklar ülkelerin gıda şoklarını ve kırılganlıklarını artırıyor. Yaklaşık 2,2 trilyon dolarlık tarım ticaretinin yüzde 30’u tahıllardan, yüzde 17’si meyve sebze, yüzde 9,9’unu et, yüzde 34’ünü işlenmiş paketli gıdalar, yüzde 7’sini içecekler, yüzde 14,6’sını şekerli mamuller oluşturuyor. Küresel toplam tarımsal hasıla 3,8 trilyon dolar düzeyinde. Tüm dünyada 616 milyon çiftçi, yaklaşık 1 milyar insan tarım gıda ekosisteminin bir paydaşı olarak enflasyon, iklim bozulmaları, gıda korumacılığı gibi pek çok politik hamleden etkileniyor. FAO’nun yeni bir raporuna göre, küresel gıda üretiminde geniş tabanlı artışlar, güçlü tüketim büyümesi ve stoklarda toparlanma var, ancak hava koşullarındaki değişkenlik tarımda belirsiz ticaret görünümü yaratıyor, kırılgan ticaret ilişkileri doğuruyor. Türk Tarımının Afet Yılı Türkiye, afetlerle dolu 2025’i 55 milyardan fazla maddi ve manevi destekle yöneterek tarihinin en büyük sınavlarından birini verdi ancak başardıklarının ne denli önemli olduğunu anlatamadı. Dünyada bolluk yılı yaşansa da Türkiye yılı iklim dersleriyle bitirdi. Katran karasıydı, donu, kuraklığı, şap hastalığını hepsini aynı anda yaşayarak çiftçinin maddi olanakları yanında motivasyonunu da aldı götürdü. Raporlara göre, “dünyadaki en riskli işlerden tarımsal faaliyetlerin yapılabilirliği giderek zorlaşıyor. Karar yılıydı politika yapıcılar durumun vahametini anlayarak DSİ’ye verilen desteği 235 milyara çıkararak suyun, iklimin ne denli önemli olduğunu gördüklerini gösterdiler. Karar yılıydı Tarımsal Üretimde Planlı dönemin arkasında durulması gerekliliği görüldü. 2025, üretim–ihracat–hasıla çelişkisini odağa alarak durumun artık antroposenin normali olduğunu gördük. Türkiye Kıt Kaynaklara Rağmen Dünyanın 7. Tarımsal Hasılasını Üretti Ancak Anlatamadı Türkiye 2024’de 137 milyon ton bitkisel ürün üretti. 74 milyar dolarlık hasıla ile 36,2 milyar dolarlık tarım ihracat gelirini çayır, mera, tarım arazisi açısından dünyanın 33. ülkesi olarak kıt kaynaklarla gerçekleştirdi. Ancak durumun gerçekliğini anlatamadı. Yüksek hacimli, düşük etkili 2026 tarımı, Türkiye için doğru okunmadığında felaket, sakinlikle karşılandığında çıkış yılı olabilir. Türkiye 2025’te Tarımda Ne Kadar Büyük Bir Kırılma Yaşadı Farkında Mıyız? 2025’te 16 milyon ton bitkisel ürün kaybeden Türkiye, iklimin ne denli önemli bir üretim faktörü olduğunu yeniden anladı. 2025 ilk 10 ayında yüzde 1,01 düşerek 22,2 milyar dolarlık tarım ihracatı yaparken yüzde 21 artışla 18,48 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. 10 ayın ticaret fazlası 7 milyardan 3,72 milyar dolara geriledi. Türkiye ihracatta usul usul kaybetmekten hızlı düşüşe geçti. Türk tarımının 74 milyar dolar hasılasıyla dünyada yedinci sırada olması iyi mi kötü mü? Ekilebilir tarım arazileri açısından dünyada 15. Sırada olan Türkiye’nin topraklarının sadece yüzde 3’ünün organik madde miktarı açısından verimli olduğunu düşünürsek performansı alkışa değer. Ancak 74 milyar dolarlık tarımsal hasılasına rağmen ihracatta ilk 20’de bile olmamayı açıklayabilecek bir anlatı yaratamadı. 2025’te Kaybettiklerimiz 74,9 milyon ton olan tahılların üretimi 68,1 milyon tona, 33,6 milyon ton olan sebzeler 33,3 milyon tona ve 28,4 milyon ton olan meyve ve baharatlar 19,6 milyon tona gerileyerek 2024’de 137 milyon ton olan bitkisel ürün varlığı 2025’te 121 milyon tona düştü. Un ihracatında Ocak- Ekim döneminde toplam ihracat değer bazında yüzde 28 düşüşle 1,01 milyar dolardan 725 milyon dolara geriledi. 2025 yılının ilk 10 ayında Irak’a yapılan ihracat yüzde 6,67, Almanya’ya yüzde 7,40 azaldı. ABD’ye yapılan ihracat yüzde 10 arttı. İlk 10 ayda fındık ihracatı yüzde 22 azalırken ayçiçeği ihracatı yüzde 17 arttı. Elmada yüzde 48,3, kirazda yüzde 70 ve Antep fıstığında yüzde 61,5 gibi rekor seviyelerde üretim kayıpları açıklandı. Domateste yüzde 7,6'lık bir düşüş görülürken, kuru soğanda yüzde 9,8'lik bir artış yaşandı. Örtü altı tarım ve sulu tarımdan elde edilen ürünler kısmen düşüşten korundu. TÜİK’e göre yıllık en yüksek iş geliri yüzde 79 artarak 332 bin olmasına rağmen tarımda iş geliri 2024’e göre sadece yüzde 54 artarak 237 bin TL gerçekleşti. 2025’te Bolluğun da Çiftçi İçin Afet Olduğunu Gördük Mandalina örneğinde olduğu gibi bazen bolluğun da çiftçi açısından bir afet olduğunu anladık. Dünyada Ne Oluyor, İnsan Medeniyetinin Omurgası Tarım Çöküyor Mu? Türkiye’de bunlar olurken dünyada gıdayı gerçek bir silaha dönüştürülmek için tarım diplomasisi ustalıkla yönetiliyor. Navlun fiyatları yükselmeye devam ediyor. Lojistik iklimi önemli riskler arasına girmeye başladı. Avrupa Birliği önümüzdeki yıllarda 206 milyon Avro Birlik ülkelerinin ürettiği tarım ürünlerinin tanıtımına pay ayırdı, rekabetten kopmadığını ortaya koydu. AB’de Tuna ve Ren nehrindeki iç suyolu lojistiği Orta Doğu ve Doğu Avrupa tarım ihracatını etkilemeye devam etti. İklim bozulmaları kaynaklı kuzeyde artan güneşlenme süreleri nedeniyle Kanada, Rusya gibi ülkelerin tarım arazileri ve yetiştirilebilir ürün çeşidi artıyor. Tarım da ticarette kuzeye kayıyor. Asya Pasifik pazarları hem tüketici hem de üretici olarak yükseliyor. Kore gibi Asya ülkeleri Alfa kuşağının beslenme kültürünü dizayn etmeye yönelik sosyal medya stratejisiyle, geleceğin tarım/gıda ticaretinde etkili bir aktör olacağının güçlü sinyallerini verdi. Trump’ın gümrük vergilerine yönelik açılan davaları 2026’da kaybetme ihtimaline karşın yüksek cezalarla ABD tarımı zorlanacak. GLP-1 ilaçları başta ABD olmak üzere dünyada gıda satışlarını azaltmaya devam ediyor. 2026 Öngörüler Uzmanlara göre önümüzdeki 10 yıl daha dünya düzensiz iklim gerçekleriyle sınanacak. Güneydoğu Asya-Avustralya daha yağışlı geçecek. Ortadoğu- Avrupa’da kuraklık yaşanacak. Dünyada Karbon çiftçiliği yaygınlaşacak, çiftçiler için ek gelir enstrümanına dönüşecek. Düşük karbonlu bir tarım sistemi kurulacak. Mikroalg gibi alternatif protein pazarı yükselecek. Örtü altı tarım ile kentlerin gıda kırılganlığına mukavemet kazandırılmaya çalışılacak Güneş Panelleri altında tarım yaygınlaşacak. Kakao ve kahve için alternatif ürünler çalışılacak. 2025’te rekor seviyedeki stoklar pazarlarda şişkinlik yaratacak. GLP -1 ilaçlarının getirdiği iştahsızlığı kapatacak kilo kontrollü ürünlerin tasarlandığı yıl olacak. Husi saldırılarının azalması nedeniyle deniz rotaları yeniden Kızıldeniz’den Süveyş kanalına yönelecek Yoğunlukla, Afrika, Asya’nın alıcı ABD, AB ve Avustralya’nın satıcı olduğu tarım piyasalarında bölgesel tarım ticareti merkezleri daha da belirginleşecek. Tayland, Endonezya, Vietnam, Mısır, Paraguay, Peru gibi ülkeler tarım ticaretindeki boşluklardan içeri sızmaya devam edecek Türkiye gibi ülkelerin zorlandığı pazarları elinden alacak. Kore, Hindistan, Singapur, İsrail gibi ülkeler biyoteknoloji, tarım gıdaya dair enzim, takviye gibi ürünlerde gıdanın geleceğinde etkili olacak. Tropikal meyveler pazarı artacak, temiz ambalajlar tarım ticaretinde öne çıkacak. İstilacı hayvan ve bitki türlerinin gerek bitkisel üretime gerekse hayvan varlığına zararı artacak. Mücadele için söz konusu ürünler beslenme kültürüne dâhil edilecek. Çiftçilik karları düşecek, küçük çiftçilik oranı azalırken, Kobi çiftçilik gibi yeni orta büyüklükte çiftçilik modelleri gelişecek. Anadolu Aslanlarından sonra sırada “Anadolu’nun Çiftçi Kaplanları” çoğalacak. ABD’nin MAHA yani “Amerika’yı Yeniden Sağlıklı Yap” programı kapsamında az işlenmiş gıdalar, yapay renklendiricilerden doğal olana geçiş, reçete düzenlemeler üzerindeki baskısını artıracak, biyoteknoloji şirketleri için fırsatlar doğacak. ABD tarımı fazla endüstriyel görünümden uzaklaşıp AB’nin istediği organik gıdaya uygun üretim yapma stratejisini güçlendirecek Olağanüstü hava şartlarına dayanıklı tohum çeşitleri, istilacı türlere yönelik biyolojik mücadele ürünleri ve bitki, toprak ürünleri pazarları gelişecek. Yapay zekâ temelli verimlilik, performans artışı hedeflenecek. Tüm dünyada gelişmiş otomasyon sistemleri tarımdaki makinaların yüzde 45’ini oluşturacak. Nano-biyogübrelerin kullanımı, kimyasal gübreye olan bağımlılığı azaltmaya başlayacak. Askeri çatışmalardan kaynaklı nükleer kış riski devam edecek. 2026’da yıl buğday yüzde 3,6 artarken mısırda kısmi artış yaşanacak. Pirinç stoklarının yüzde 2,2 artması küresel fiyatların aşağı yönlü hareket etmesine neden olacak. Arjantin, Hindistan ve ABD’deki ekim alanlarının azalması, soya fasulyesi üretimindeki düşüş küresel bitkisel yağ fiyatlarını yukarı yönlü baskılayacak. Fao’nun 2025-2034 Tarım görünümü raporuna göre, kişi başına düşen hayvansal ve balık ürünleri kalori alımı 10 yılda yüzde 6 artacak, büyüme orta gelirli ülkelerdeki hızlı yükselişle gerçekleşecek. Küresel tarım ve balıkçılık ürünleri üretimi 2034’e kadar yüzde 14 artacak. Son yıllarda balıkçılık ürünleri ihracatında önemli başarılar elde eden Türkiye için fırsat alanlarından. Ekilmedik Bir Karış Toprak Bırakmayın Devri Kapanıyor, Toprağı Daha Az İşleyen Ülkeler Kazanacak 2025 tarım biliminde pek çok dogmayı yıkacak yeni bilgiler ortaya çıktı. Science’de yayınlanan yeni bir makaleye göre toprağı daha az işlemek gezegenin sürdürülebilirliği için daha doğru. 2026 daha az kaynakla daha verimli tarım ürünü üretmek temel hedef olacak. Buğday gibi tek yıllık bitkilerin çok yıllıklarının çalışılması, pamuk gibi ürünlerin örtü altında üretilmesi yeni yılın yeni perspektiflerinden olacak. PNAS’de yayınlanan makaleye göre, “küresel tarım ticaretine entegre olmayan ülkeler gıda güvenliği açısından daha kırılgan.” 2026’de yerel üretip küresel tüketme konusunda farklı bakış açıları gerçek anlamda tartışılmaya başlanacak. Riskler Tarım Ticaretinde Fırsatlar Yaratıyor Afrika ve Asya'da artan ithalat bağımlılığı riskler ve potansiyel olarak büyük fırsatlar yaratıyor. Asya tüm gıda kategorilerinde net ithalatçı bir bölge, Afrika meyve ve sebze hariç tüm kategorilerde dışa bağımlı. İthalat bağımlılığı, Afrika ve Asya'da artan protein, kolaylık, güvenlik ve izlenebilirlik taleplerini güvenilir bir şekilde karşılayabilen tarım işletmeleri için tarihi pazar fırsatları yaratıyor. İkili tarım ticareti akışları değişiyor, Rusya-Avrupa ticareti 2022'den itibaren azalıyor. Tarım ticareti, statik ticaret yollarından, tedarikçilere ve tüccarlara bir sonraki milyar tüketiciye ulaşma imkânı sağlayabilecek daha dinamik, çok koridorlu ticaret ekosistemlerine doğru kayıyor. ABD, Çin’e satamadığı ürünler için Pazar arıyor. Brezilya Çin için yeni ticaret ortağı. Asya, Orta Doğu ve Afrika'daki orta sınıf tüketicilerin artan gıda talebi, şirketler için değer zincirinde yukarı çıkmak, premium segmentlere girme ve bölgesel hâkimiyet kurmak için stratejik bir fırsat sunuyor. Soru şu, Türkiye bu trendlerin tüketicisi mi, üreticisi mi olacak, kırılganlıklarını onarıp fırsatlara odaklanabilecek mi? Tarımda Kimler Kazanacak İklimi doğru anlayıp karbon ekonomisinde doğru konumlanabilenler. Tropikal ürün üretme kabiliyetine sahip olan ülkeler, Rusya gibi ölçek ekonomisini pazarla uyumlandırabilenler, Hollanda gibi güvenilir, ileri teknoloji tarım tedarikçisi algısını yöneten verimli üretim ve ithalat/ihracat dengesi kurabilenler. Gelişmekte olup kırılgan pazarları iyi değerlendiren Mısır, Vietnam, Endonezya gibi ülkeler. Kore, Singapur gibi biyoteknolojiye yatırım yapanlar. Ve Elbette Çin gibi büyük düşünüp toprağa mühendislik ekenler. Bitkisel bazlı et alternatifi geliştirenler. Sağlıklı atıştırmalık kategorisini yönetenler. Evde yemek yapmaya yönelik gıda kitleri geliştirenler. Su ürünleriyle ilgili her türlü teknolojiye, üretime yatırım yapanlar. Ambalaj teknolojisi çalışanlar, private label ürünleri daha profesyonel planlayanlar. Daha taze, daha doğal gıda talebine yönelik otomasyon çalışanlar. Yiyecek kamyonlarına yatırım yapanlar, butik alkol üretimi yapanlar, sosyal medyaya değil de gerçek pazarlara göre pazarlama stratejisi geliştirenler. Türkiye Nerede Kayboldu Velhasıl, Türkiye, hızlı başladığı milenyumda erken yoruldu, hızını derinliğe, üretimini değere, bolluğunu güvenliğe dönüştüremeden metal yorgunluk yaşamaya başladı. Elindeki tüm kozları harcadı. İklim kriziyle birlikte doğal avantajlarını kaybederken, iç pazarda öngörülebilirliği zedeleyen bir güvensizlik iklimi oluştu. Dış pazarda değişen küresel tarım ticaretini doğru okuma refleksini zayıflattı. Türkiye, küresel tarım ticaretinde güçlü bir aktör olmak istiyorsa, hacim yarışından çıkıp değer ligine geçmek, kısa vadeli tepkiler yerine uygulanabilir, ölçülebilir stratejiler geliştirerek küresel sisteme entegre olmalı. 2025’i kayıp yılı olarak değil, karar yılı olarak hatırlamalı. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 2025 tarım Türkiye Mine Ataman, Independent Türkçe için yazdı Mine Ataman Çarşamba, Aralık 31, 2025 - 13:00 Main image:

Fotoğraf: AA

TÜRKİYE'DEN SESLER Type: news SEO Title: Türkiye 2025’te tarımda ne yaşadı farkında mı? copyright Independentturkish: