2026’da Türkiye: Küresel aktör olmaya bir adım daha

Kıymetli Okurlarım, Geride bıraktığımız yıl, bölgemiz ve dünya için dönüm noktası niteliğinde gelişmelere sahne oldu. 2026, küresel güç dengelerinin daha da belirginleşeceği, bölgesel aktörlerin konumlarını yeniden tanımlayacağı kritik bir yıl olacak. Önümüzdeki yıl da duygusal söylemlerden uzak, veriye dayalı ve çok boyutlu perspektifler sunmak önceliğim olmaya devam edecek. Çünkü stratejik düşünme yeteneğimiz, ancak gerçekleri doğru okuyabildiğimiz ölçüde anlam kazanıyor. Yeni yılda da birlikte düşünmeye, sorgulamaya ve anlamaya devam edelim. 2026 yılı, Türkiye için aydınlık, huzurlu ve stratejik başarılarla dolu olsun. Şimdi, 2026’ya bir göz atalım. Ankara'nın "Zirveler Yılı" olarak tanımladığı 2026, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası arenadaki konumunu yeniden tanımlayacak kritik bir dönem olarak öne çıkıyor. NATO'dan Türk Dünyası'na, savunma sanayiinden bölgesel güvenliğe kadar uzanan geniş yelpazede, Ankara çok katmanlı bir diplomasi ve güvenlik stratejisi yürütecek. NATO Ankara Zirvesi: İttifakın Kalbinde Türkiye 2026 yılının en önemli diplomasi etkinliklerinden biri, Temmuz ayında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşecek 36. NATO Liderler Zirvesi olacak. 2004 İstanbul Zirvesi'nden 22 yıl sonra ilk kez bir NATO zirvesine ev sahipliği yapacak olan Türkiye, ittifakın güneydoğu kanadındaki stratejik önemini bir kez daha ortaya koyacak. Zirvenin gündeminde, müttefiklerin savunma harcamalarını GSYH'nin yüzde 5'ine çıkarma hedefi gibi radikal mali taahhütler bulunuyor. Türkiye'nin 2026 yılı savunma yaklaşık 28,7 milyar dolar olarak öngörülmüş durumda. Bu mali projeksiyon, Ankara'nın jeopolitik riskleri ne ölçüde ciddiye aldığının somut bir göstergesi. Zirve marjında Türkiye, terörle mücadelede özellikle PKK/YPG/SDG bağlamında müttefiklerinden "koşulsuz destek" ve savunma sanayii üzerindeki örtülü ambargoların tamamen kaldırılmasını talep edecek. Bu talepler, Türkiye'nin ittifak içindeki ağırlığını kullanarak kendi ulusal çıkarlarını koruma kararlılığını yansıtıyor. Türk Dünyası Entegrasyonu Derinleşiyor 2026'da Türkiye'nin bir diğer önceliği, Türk Devletleri Teşkilatı'nın 13. Devlet Başkanları Zirvesi'ne ev sahipliği yapmak olacak. Türk Dünyası 2040 Vizyonu çerçevesinde ekonomik, siyasi ve askeri entegrasyonun kurumsallaşması adına kritik adımların atılması bekleniyor. Özellikle enerji ve lojistik hatlarının güvenliğini sağlayan Orta Koridor projesi, TDT'yi sadece kültürel bir birliktelik olmaktan çıkarıp jeopolitik bir blok haline getirme hedefinin merkezinde yer alıyor. Bölgesel Güvenlik: TSK'nın Geniş Projeksiyonu Türkiye'nin 2026 yılındaki güvenlik doktrini, "tehdidi kaynağında yok etme" prensibi ile "istikrar sağlayıcı güç" rolünün birleşimi üzerine kurulu. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'den Somali'ye, Libya'dan Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada operasyonel varlığını sürdürecek. Suriye'de Yeni Dönem 8 Aralık 2024'te Baas rejiminin sona ermesinin ardından, 2026, Suriye'nin yeniden inşası yılı olacak. Ancak önündeki en büyük engel, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG/YPG) yeni kurulan Suriye ordusuna entegrasyonu meselesi. 10 Mart 2025'te imzalanan ve SDG gücünün orduya katılımını öngören mutabakat muhtırasının uygulanması, Ankara'nın 2026'daki en kritik mesai başlığı olacak. Türkiye, SDG'nin özerk bir yapı kurmasına veya silah bırakmadan orduya dahil olmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Irak'ta Kalıcı İstikrar Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe serisi operasyonlar, 2026'da "terörün tamamen bitirilmesi ve kilidin kapatılması" aşamasına evrilecek. Bu askeri başarı, Basra'dan Türkiye sınırına uzanan Irak Kalkınma Yolu projesinin güvenliği için temel teşkil edecek. Afrika ve Doğu Akdeniz'de Genişleyen Varlık Türkiye'nin Somali ile 10 yıllık deniz güvenliği anlaşması, Doğu Afrika kıyılarında kalıcı bir deniz varlığı oluşturma stratejisinin parçası. Libya'da ise Türk askerlerinin görev süresi 2027'ye kadar uzatıldı. Bu operasyonlar, Türkiye'nin deniz yetki alanlarını koruma ve bölgesel istikrara katkı sağlama hedeflerini destekliyor. Balkanlar: İhmal Edilen Coğrafyada Yeni Açılım Ortadoğu ve Afrika'daki operasyonların gölgesinde kalan Balkanlar, 2026'da Türkiye'nin diplomatik ve ekonomik ağırlık merkezlerinden biri olmaya aday. Temmuz 2025'te İstanbul'da kurulan Balkan Barış Platformu, Türkiye'nin bölgeye yaklaşımında yeni bir sayfa açtı. Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya ve Sırbistan'ın katıldığı platform, "Balkan sorunlarına Balkan çözümleri" ilkesiyle hareket ediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın öncülüğünde gerçekleşen ilk toplantıda, altı ayda bir düzenli toplanma ve sürecin liderler zirvesine taşınması kararı alındı. Platformun 2026 gündemi, enerji güvenliği, ulaştırma koridorları, gençlik ve eğitim iş birlikleri ile savunma sanayi ortaklıklarını kapsıyor. Türkiye, bu mekanizma aracılığıyla Sırbistan-Kosova gibi hassas dengelerde arabulucu rolünü sürdürürken, tüm etnik ve dini gruplarla dengeli ilişkiler yürütüyor. Savunma Sanayiinde Teknolojik Atılım 2026, Türk savunma sanayii için "teknolojik olgunluk yılı" olarak tanımlanıyor. Milli savaş uçağı KAAN'ın ilk seri üretim süreçleri başlayacak. HÜRJET'in 2026'da Türk Hava Kuvvetleri'ne teslimatı ile jet eğitimi yerli platforma geçecek. Denizcilik alanında İstif Sınıfı fırkateynlerin üretimi hız kazanırken, milli denizaltı MİLDEN'in inşasına başlanması planlanıyor. Türkiye'nin insansız hava araçları ANKA-3 ve Bayraktar Kızılelma, küresel pazarda artan ilgiyle karşılanıyor. Türkiye, yalnızca silah ithalatçısı konumundan çıkmış, stratejik sistem ihracatçısı rolüne geçiş yapmış durumda. 2025'te savunma ihracatı 8,6 milyar dolara ulaştı. Çok Kutuplu Diplomasi Türkiye'nin BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilişkileri, Batı ittifakına alternatif değil, stratejik tamamlayıcı olarak yönetiliyor. "Ortak ülke" statüsü, Ankara'ya Küresel Güney ile ekonomik bağları derinleştirme imkânı sunuyor. Diplomatik çevrelerde 2026'nın ilk çeyreğinde Ermenistan ile sınır kapısının sembolik de olsa açılabileceği öngörülüyor. Bu adım, Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve Zengezur Koridoru projelerinin hayata geçirilmesi için kritik olabilir. Sonuç: Küresel Aktör Olma Yolunda Türkiye 2026 yılı, Türkiye'nin jeostratejik konumunu, askeri-endüstriyel kapasitesini ve diplomatik ağırlığını birleştirerek küresel aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlediği bir yıl olacak. Ankara Zirvesi'nden Balkan Barış Platformu'na, KAAN'dan Libya'ya uzanan çok boyutlu strateji, Türkiye'nin 21. yüzyılda küresel dengeleri etkileme kapasitesinin altını çiziyor. Bu yazıda riskli alanlara hiç girmedim. Yeni yılın ilk gününde jeopolitik konulara olumlu yaklaşmayı bir dilek/temenni gibi algılayın. Dileriz, hepsi yukarıda yazdığımız netlikte neticelenir. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. Türkiye küresel aktör 2026 Dr. Osman Gazi Kandemir, Independent Türkçe için yazdı Dr. Osman Gazi Kandemir Çarşamba, Aralık 31, 2025 - 14:00 Main image:

Fotoğraf: Reuters

TÜRKİYE'DEN SESLER Type: news SEO Title: 2026’da Türkiye: Küresel aktör olmaya bir adım daha copyright Independentturkish: