Kavunun en güzel zamanındayız. Türkiye’de Coğrafi İşaret almış 13 çeşit kavun var ama almayı hak eden mislisi var. Üstelik bazıları dünyada ün salmış kavunların atası. Türkiye için tam bir kavun cenneti denilebilir. Her bölgenin kendine has kavun çeşitleri var. Hepsi ayrı ayrı güzel. Çoğu sadece yerel olarak biliniyor, yerinde tüketiliyor. En erken Coğrafi İşaret tescili almış olan Manisa’nın Kırkağaç kavunu 2009 yılında kayıt altına alınmış. Artık 25 Temmuz 2025 itibarıyla Avrupa Birliği tescili de almış durumda. Zaten her zaman dünyanın en ünlü kavunları arasında anılıyor. Ama ya diğerleri? Oysa tüm ülkede Edirne’den Van’a kadar o kadar çok çeşidi var ki! Kimisi ünlü, kimisi ise hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. Türkiye’de Coğrafi İşaret almış 13 çeşit kavun var ama almayı hak eden mislisi var. Üstelik bazıları dünyada ün salmış kavunların atası. Fransa başı çekiyor Avrupa Birliği tarafından tescil edilen kavunlar arasına sonunda Türkiye’den bir kavun girmesi sevindirici bir gelişme. Listede Fransa başı çekiyor. En ünlülerinden biri ise Cavaillon kavunları. Top gibi yuvarlak, sanki kesilecek yerleri dilim dilim işaretlenmiş gibi hafif gömük çizgili olan kavunların tadı muhteşem ama asıl kokuları baştan çıkarıcı. Bu kavunlarla ilgili hoş bir hikâye de anlatılır: “Üç Silahşorlar”ın ünlü yazarı Alexander Dumas, yazdığı kitaplar kadar midesine düşkün bir şikemperver olmasıyla da namlıdır. Cavaillon kavunlarını pek sever. Aklına gelen dâhiyane bir fikirle kentin kütüphanesine kitaplarından bir seriyi bağışlar, ama karşılığında minicik bir ricası vardır. Ömür boyu kendisine bir kasa yani tam 12 adet kavun gönderilecektir. Hikâyenin bize bağlanan kısmı ise bu mis kokulu kavunların kökeninin Anadolu’ya dayanması. Van’dan Ermeni papazlarca Vatikan’a götürülen kavunlar, önce İtalya’da pek beğenilmiş. Papa’nın sofrasına eşsiz lezzetler yetiştiren bostanlarıyla ünlü Cantalupo in Sabina kasabasında yetiştirilmiş. Fransa ise bu güzel kavunları keşfetmekte gecikmemiş. Kasabanın adından dolayı Cantaloupe adını alan kavunlar tüm Fransa’da bu sefer de orada yetiştirildiği kasabanın adı olan Cantaloupe di Charentais adıyla ünlenmiş, ama Cavaillon’a gelince bu kasabanın adını almış. Bugün her ikisi de Fransa adına Avrupa Birliği tescilli. Yubari kavunu en pahalı kavun: 2019 yılında bir müzayedede iki adeti 5 milyon Japon Yeni, yani 45.000 dolaraalıcıbulmuş. Kasaba’dan Casaba’ya Avrupa’da bir de meşhur Casaba kavunu var. Adı Türkçe kasaba sözcüğünden geliyor. Peki, hangi kasaba derseniz, istikâmet gene Manisa. Manisa’nın Turgutlu ilçesinin adı eskiden Kasaba imiş. Buradan Avrupa yolunu tutan kavunlar ise geldiği yerin adını taşımış ama bu arada Kasaba’nın adı değişmiş. Bugünse Turgutlu sarı rengi ve tatlı tadı nedeniyle Altınbaş adını alan kavunu ile Coğrafi İşaret almaya çalışıyor. Japonya’da mücevher gibi Kavunlarımız bizim için elbette benzersiz ama acaba kıymetini biliyor muyuz? Hikâyenin başladığı Van’a dönersek, Van kavunları gerçekten eşsiz. Coğrafi İşaret almış Sıhke kavunu meşhur. Erciş yolundaki Alaköy kavunu da ondan aşağı değil. Birbirine benzer bu iki kavuna benzer bir de Balıkesir’in Sındırgı çıtır kavunu var. Özellikle bu sonuncusu ile dünyanın en pahalı kavunları Japonya’nın Yubari King ve Shizuoka Crown kavunları arasında inanılmaz bir benzerlik söz konusu. Bu kavunlar aslında Van kökenli, Cantaloupe türünden türetilmiş, üzeri file gibi ağ görünümünde bir yüzeye sahip, içi ise tam kavuniçi dediğimiz renkte. Kokusu mis, tadı enfes. En pahalı derken Japonya’daki fiyatı bizim üreticileri kedere sürükleyebilir. 2019 yılında bir müzayedede iki adet Yubari kavunu 5 milyon Yen, yani 45 bin dolara alıcı bulmuş. Sıradan standart Yubari kavunlarının tanesi 50 ila 300 dolara kadar, Shizuoka ise 70-150 dolar arasında satılıyormuş. Elbette ki bu kavunların Japonya’da son derece prestijli bir hediye olduğunu söylemeye bile gerek yok. Özel kutularda çok özel bir mücevhermişçesine kıymet görüyorlar. Darısı bizimkilerin başına diyelim! Kışlık kavun Yaz sonu baldan tatlı hâle gelen kavunlardan bazıları kışlık da saklanabiliyor. Kırkağaç kavunu eylül ayında tam tadını aldığı zaman askıya alınıyor. Sapından asılı kalan kavun çürümüyor, kış ortasına kadar nefasetini koruyor. Kavun ağırlığını bir yere verecek şekilde bir noktaya konup saklanırsa değdiği yerden çürümeye başlıyor. O yüzden kavun sapından bağlanarak askıya alınıyor veya file içinde ağırlığı eşit dağılacak şekilde asılıyor.