TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ MİLLÎ DAYANIŞMA BASIN AÇIKLAMASI

TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ MİLLÎ DAYANIŞMA, KARDEŞLİK VE DEMOKRASİ KOMİSYONU İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI Türkiye’nin toplumsal yapısında önemli bir yere sahip olan Kürt vatandaşlarımız, tarih boyunca ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik zenginliğine büyük katkılar sunmuştur. Ancak uzun yıllardır devam eden çeşitli yapısal ve bölgesel sorunlar, bu topluluğun hayatında önemli sosyal, ekonomik ve hak temelli eşitsizlikler yaratmıştır. Bu durum, sadece bir bölgenin ya da bir halkın değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu ve vicdani bir meselesidir. Türkiye’nin doğusunda uzun yıllardır süregelen sosyo-ekonomik eşitsizlikler, sadece bir bölgesel geri kalmışlık meselesi değil; aynı zamanda temel insan hakları, adalet ve toplumsal barış konusudur. Yatırımda, istihdamda, eğitimde ve altyapıda ihmal edilen bu coğrafyada insanlar, yıllar boyunca sadece güvenlik politikalarıyla muhatap olmuştur. Bir dönem “Batıda fabrika, yol; doğuda jandarma, karakol” anlayışıyla şekillenen devlet aklı, toplumun beklentilerini değil, korkularını esas almıştır. Oysa bu topraklarda yaşayan insanlar da kaliteli eğitime, sağlıklı altyapıya, üretime ve huzurlu bir yaşama layıktır. İfade özgürlüğü, anadil kullanımı, kültürel kimliğin tanınması gibi temel haklar, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu çerçevede, ülkemizin bütün vatandaşlarının kendilerini özgürce ifade edebilmeleri, kimliklerini koruyarak ortak geleceğe katkı sunmaları sağlanmalıdır. Bu hakların tanınması ayrıştırıcı değil; birleştirici bir etki yaratır, toplumsal bütünleşmeyi ve barışı güçlendirir. Türkiye, geçmişte çeşitli dönemlerde bu alanda çözüm üretmeye yönelik girişimlerde bulunmuştur. Toplumsal barışa zemin hazırlayan ve diyalog temelli gelişmelerin yaşandığı dönemler umut yaratmış, ancak süreçlerin sürdürülebilir olmaması ve güven ortamının tam olarak sağlanamaması nedeniyle istenen sonuçlara ulaşılamamıştır. Oysa Türkiye’nin tüm toplumsal kesimleriyle birlikte yükselecek bir gelecek vizyonu; farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği, adaletin tesis edildiği, insan haklarına dayalı ve kapsayıcı bir demokratik anlayışla mümkündür. Bu anlayış, hiçbir etnik ya da kültürel grubun ötekileştirilmediği, herkesin eşit yurttaş olarak kabul edildiği bir toplumsal sözleşmeyi gerektirir. Bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için siyaset kurumunun; TBMM’de grubu bulunan veya bulunmayan siyasi partilerin, sivil toplumun, akademik dünyanın ve yerel aktörlerin aktif iş birliği içinde olması büyük önem taşımaktadır. Kalıcı ve onarıcı çözümler; güvene, samimiyete ve ortak akla dayalı bir çaba ile mümkündür. Geçmişin hatalarından ders çıkararak, gelecek nesillere daha adil, barışçıl ve müreffeh bir ülke bırakmak hepimizin sorumluluğudur. Kapsayıcı bir bakış açısıyla ilerleyen, insan onurunu merkeze alan her yaklaşım yalnızca bir kesimi değil, tüm Türkiye’yi güçlendirecektir. Türkiye’nin Sesi Altınçağ Partisi (SES Partisi) olarak; Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun, barışa, eşitliğe ve adalete dayalı bir gelecek için devam ettireceği Terörsüz Türkiye Süreci’ni sonuna kadar destekliyoruz. SES Partisi Genel Başkanı Atıf ÖZBEY