Bazen yazıyla anlatmak yerine rakamlarla konuşmak daha etkili oluyor. Dün telefonla sohbet ettiğim eski bir CHP milletvekilinin verdiği bilgiye göre; ana muhalefet partisi 2025 yılı içinde tam 1017 kişiyi parti disiplinine uymadıkları gerekçesiyle ihraç etmiş! Gürsel Tekin, Berhan Şimşek, Barış Yarkadaş, Metin Lütfi Baydar’ı tanıyoruz. Peki ya diğerleri? Onların suçu ne ola ki? CHP yönetimine göre onların da suçu büyük… Mesela İstanbul’dan Şengül Yılmaz adlı partiliyi sosyal medyadan “Gürsel Tekin bu partinin öz evladıdır” dediği için ihraç etmişler! Her fırsatta “Biz AKP değiliz, bizde parti içi demokrasi var” diye böbürlenenlerin CHP’yi getirdikleri nokta gerçekten ibretlik. Konuşan, parti yönetimini eleştiren herkes anında kapının önüne konuluyor. Son kurban Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır olacaktı… Adam başına gelecekleri görünce kendisi istifa etti… CHP’nin partiden ihraç ettiği isimlerin ortak noktası ne biliyor musunuz? Kemal Kılıçdaroğlu destekçisi olmaları filan değil. Yolsuzluktan alınan İBB eski Başkanını ve icraatlarını eleştirmeleri. “CHP neden hırsızlıklarla, yolsuzluklarla anılıyor? Neden bu iddiaların odak noktasındaki isimlere parti yönetimi kol kanat geriyor? Bunlar yargıda aklanana kadar partiden ayrılsınlar” dedikleri için kapının önüne konuldular. Yani CHP’de İmamoğlu’na dokunan yanıyor. Bu benzetme size de tanıdık geldi mi? Altaylı’nın tuhaf tehdidi Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklu olan Fatih Altaylı, geçen hafta cezaevinden iş dünyasını tehdit etti! Söz konusu Altaylı olunca pek şaşılacak bir durum değil bu. Adamın mesleki kariyerinde tehdit etmediği, hakarette bulunmadığı kimse kalmadı zaten. Ama bu kez hep arasını iyi tuttuğu iş dünyasını hedefe koyması enteresan. Altaylı diyor ki … “Dışarı çıktığımda iş dünyasının içinden geçeceğim. Türk burjuvazisi filan deniyor, burjuva değiller. Üstü bakırla kaplanmış kasaba esnafı hepsi!” İş dünyasından kimse bu tehdide bir cevap vermedi. Ama verilen mesajı aldıklarından hiç şüphem yok. Altaylı o tehdidi kendi adına mı yapıyor yoksa başkaları adına mı? İş dünyası istedi diye tutukluğunun sona ermeyeceğini biliyor olmalı. Yoksa orada Türk sermayesine verilmeye çalışılan farklı bir mesaj mı var? Elinizdeki gücü siyasi iktidarı hırpalamak için kullanın çağrısı mı bu? Eğer öyleyse...O tehdidi savuran Altaylı değil , başkasıdır. Kim mi o başkası ya da başkaları? Ülkenin Cumhurbaşkanına “Geçmişine bak bu milletin. Uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Az, uz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen” diye aba altından kim sopa göstertmeye kalktıysa onlar… Kim oldukları yeterince açık aslında…