CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Çatalca mitingi öncesinde buluştuk, konumuz akran zorbalığı ve sosyal medyanın gençler üzerinde etkisiydi. Özel, Avustralya’da dün yürürlüğe giren 16 yaş altı sosyal medya yasağını da takip etmiş, Türkiye’deki 15 yaş altı yasa hazırlığından da haberdar. Dünyadaki benzer tüm uygulama ve yasa hazırlıklarına dair ilgili birimlerden detaylı bir rapor istemiş: “Özay Bey, çocuğun elinden telefonu almak tek başına yeterli olmaz, çocukların şahsi hesaplarının olmaması onları sosyal medyada izleyici olmaktan kurtarmayacak. Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarında 6 ila 9 yaş arasında çocukların ilk kez ‘ahlak’ duygusunu geliştirmeye başladığına dikkat çekiliyor. Bu süreci internet ortamına bırakamayız. Sosyal medya yasağı belirli faydalar sağlayabilir ama ekran süresi meselesini de düşünmemiz lazım. Uzmanlar, ekran başında geçirilen her bir dakika, çocukların anne-babalarından altı kelime daha az duymasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Sonuç olarak gerçek bir çözüm için sadece yasal düzenleme değil aynı anda birden çok önlem almamız gerekir. Bizim için eğitim ve öğretim en öncelikli konulardan biri. Okullarımızı sadece öğretim değil eğitim konusunda da ayağa kaldırmamız gerekiyor. Sosyal medya kullanımı ve harcanan ekran süresi de aslında eğitimin bir parçası olmalı.” Konuşma sırasında konu çocukların şiddetle tanışma ve ekran etkisine de geliyor. CHP Genel Başkanı, bu noktada konuyu ikiye ayırıyor: “Okullardaki akran zorbalığı haberlerini takip ediyorum. Bu meseleyi, organize suç örgütlerinin ağına düşürdüğü gençlerle karıştırmamak lazım. Akran zorbalığında en büyük sıkıntı zorbalığın sistematik olarak devam etmesi. Bu durum zorbalığa uğrayan çocukların okullardan uzaklaşmasına neden oluyor daha kötüsü zorbalığa uğrayan fırsatını bulduğunda zorbalık da yapabiliyor. Milliyet’in bu konudaki hassasiyetini biliyorum. Şunu unutmamamız lazım, çocuklar şiddeti sadece sosyal medyada görmüyorlar. Çocuklarımız aile içerisinde ve sokakta da şiddet örnekleri görüyorlar. Şiddet deyince aklımıza sadece dayak gelmemeli, bunun psikolojik şiddet, ekonomik şiddet gibi ayakları da var. Bu konuda faturayı sadece sosyal medya ya da internete kesmek doğru olmadığı gibi istediğimiz sonuca da ulaşamayız. Eğitim ve öğretim sistemimizi ele alırken okulların sadece lise ya da üniversite sınavlarına hazırlık yeri olmadığını aklımızdan çıkarmamamız gerek. Değerler eğitiminde aile ve okul belirleyicidir, biri diğerinin yerini tutmaz. Organize suç örgütlerinin çocukları ağına düşürmesi konusuna gelince… Organize suçla topyekûn mücadele etmeden çocuklarımızı yasadışı yapılanmalardan koruyamayız. Suç işleyen çocukları, Islah Evleri’ne yollamak kolay asıl önemli olan onları hatalarını fark etmiş, toplumla kucaklaşmaya hazır çocuklar olarak tahliye etmek. Çocuk Islah Evleri’ndeki çocuklar içeriye amatör suçlu olarak girip profesyonel suçlu olarak çıkıyorlarsa başarısız olduk demektir. Bu sorunu, ekonomik tablodan ayırabiliriz ne de şehir sosyolojisini konuşmadan çözebiliriz. Hepsinin özeti olarak şunu söyleyeyim, çocuklarımız ve gençlerimiz bu ülkenin geleceği. Onları yarınlara en iyi şekilde hazırlamazsak biz görevimizi eksik yapmış oluruz. Çocuklar ve gençlerin yaşadığı sorunlar, CHP iktidarı için en ciddi hazırlık yaptığımız konuların başında geliyor.” Konuşma bitti, randevuyu bu başlıklar için almıştım, çocuklara ve gençlere saygımın gereği olarak başka soru sormadan ayrıldım Özel’in yanından...