Pax Silica: ABD, teknoloji üzerinden yeni bir küresel düzen mi kuruyor?(1)

Washington’da Trump yönetiminin öncülüğünde düzenlenen ve aralarında İsrail, Japonya, Güney Kore, Singapur, İngiltere, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avustralya’nın da bulunduğu ülkelerin katıldığı “Pax Silica” başlıklı teknoloji işbirliği zirvesi, küresel güç dengeleri açısından dikkatle izlenmesi gereken bir gelişme oldu. ABD yönetimi bu girişimi, yapay zekâ, yarı iletkenler, veri altyapıları ve kritik mineraller gibi alanlarda “güvenilir ortaklar” arasında koordinasyonu artırmayı hedefleyen teknik bir platform olarak tanımlıyor. Ancak kullanılan kavram, bu zirvenin sıradan bir teknoloji toplantısından daha fazlasını amaçladığını gösteriyor. “Pax Silica”, ABD’nin II. Dünya Savaşı sonrasında kurduğu ve son yıllarda belirgin biçimde aşınan liberal hegemonyal düzenin yerine, teknolojiyi merkeze alan yeni bir küresel düzen önerisinin kavramsal ifadesi olarak okunabilir. Bu iddiayı iki bölüm halinde ele alacağız. İlk bölümde Pax Silica kavramının ne anlama geldiği, hangi tarihsel bağlama oturduğu ve nasıl bir hegemonya iddiası taşıdığı incelenecek. İkinci bölümde ise bu düzenin gerçekten kurulabilir olup olmadığı; Çin faktörü, standart savaşları ve yapay zekâ ekseninde ortaya çıkan kırılganlıklar tartışılacak. Bu ayrım bilinçli: Pax Silica’yı anlamadan onun geleceğini tartışmak mümkün değil. Pax kavramı: Barış mı, hiyerarşi mi? Latince “barış” anlamına gelen pax, uluslararası ilişkiler tarihinde çoğu zaman eşit aktörler arasında gönüllü bir uzlaşıyı değil, bir hegemonun tesis ettiği düzeni ifade etti. Pax, çatışmanın tamamen ortadan kalkması değil; itirazın maliyetinin yükseltilmesi anlamına geliyordu. Roma İmparatorluğu’nun Akdeniz havzasında kurduğu Pax Romana, askeri fetihlerin ardından sağlanan göreli istikrar dönemini tanımlar. Benzer biçimde 19. yüzyıldaki Pax Britannica, Britanya’nın deniz gücü ve ticaret ağları üzerinden küresel ticaret yollarını kontrol ettiği bir düzeni ifade eder. Bu örneklerde barış, hegemonun maddi üstünlüğüne dayanıyordu. Modern dönemde bu rolü Pax Americana üstlendi. Pax Americana: Savaş sonrası düzenin omurgası II. Dünya Savaşı sonrasında ABD, askeri gücü, doların küresel rezerv para statüsü, Bretton Woods kurumları ve NATO gibi güvenlik mimarileri üzerinden kendi merkezinde bir küresel düzen kurdu. Soğuk Savaş boyunca bu düzen, Sovyetler Birliği’ne karşı bir denge mekanizması işlevi gördü; 1990’lardan sonra ise “liberal uluslararası düzen” söylemiyle genişletildi. Ancak bu yapı zamanla aşındı. 2008 küresel finans krizi, ABD’nin ekonomik modeline duyulan güveni sarstı. Çin’in üretim ve teknoloji kapasitesindeki hızlı artış, tek merkezli düzeni zorladı. Rusya’nın askeri ve jeopolitik hamleleri, ABD’nin caydırıcılığının sınırlarını görünür kıldı. Pax Americana, askeri ve finansal araçlara dayalı klasik hegemonya modelinin sınırlarına ulaşırken, Washington yeni bir tahkim alanı arayışına girdi. Pax Silica bu arayışın ürünüdür. Tarihsel paralelin sınırı: Katmanlı egemenlik Ancak Pax Romana ve Pax Britannica gibi tarihsel örneklerle kurulan paralelin önemli bir zaafı bulunuyor. Bu önceki pax düzenleri, doğası gereği coğrafi genişleme ve fiziki kontrol gerektiriyordu. Egemenlik askeri varlık, idari yapı ve toprak hâkimiyeti üzerinden görünür biçimde tesis ediliyordu. Pax Silica ise bu anlamda tarihsel örneklerinden ayrılıyor. Bu yeni düzen, coğrafi işgale değil; katmanlı bir egemenlik modeline dayanıyor. Bir ülke fiziksel olarak bağımsız, hukuken egemen ve siyasi olarak varlığını sürdürüyor olabilir. Ancak dijital altyapısı, veri akışları, bulut sistemleri, yazılım ekosistemi ve çip tedariki tamamen dışa bağımlı hale geldiğinde, bu egemenlik büyük ölçüde işlevsizleşiyor. Devlet ayakta kalıyor; fakat devlet kapasitesinin sinir sistemi başka merkezlere bağlanıyor. Bu durum, klasik sömürgecilikten farklı, daha örtük bir mülksüzleştirme biçimi yaratıyor. Toprak el değiştirmiyor, bayrak inmiyor; ancak üretim, iletişim ve karar alma süreçleri dışsal sistemlere kilitleniyor. Silica: Yeni düzenin maddi zemini “Silica” yani silisyum, modern dünyanın temel hammaddelerinden biri. Yarı iletkenler, çipler, işlemciler ve yapay zekâ sistemleri silisyum temelli bir ekosistem üzerine inşa ediliyor. Bugün sanayi üretiminden savunma teknolojilerine, kamu hizmetlerinden finansal altyapılara kadar neredeyse tüm sistemler bu ekosisteme bağımlı. ABD’nin pax kavramını silica ile birleştirmesi, hegemonya araçlarının değiştiğini ima ediyor. Düzen artık uçak gemileri ve askeri üsler üzerinden değil; çip tedarik zincirleri, veri merkezleri, bulut altyapıları ve yazılım yığınları üzerinden kurulmak isteniyor. Bu yönüyle Pax Silica, ABD liderliğinde bir teknoloji egemenliği düzeni öneriyor. Güvenlik dili ve yeni bağımlılık ilişkileri Zirvede ele alınan başlıklar –yarı iletkenler, yapay zekâ, kritik mineraller, enerji altyapıları, veri merkezleri ve ağ güvenliği– ABD’nin uzun süredir dile getirdiği bir yaklaşımı pekiştiriyor: “Ekonomik güvenlik, ulusal güvenliktir.” Bu çerçevede Pax Silica, teknolojiyi serbest piyasa alanı olmaktan çıkarıp, açık biçimde jeopolitik bir güvenlik sahasına dönüştürüyor. “Güvenilir ortaklar” söylemi, kimin sistemin içinde, kimin dışında kalacağını belirleyen bir filtre işlevi görüyor. Bu da teknolojinin artık tarafsız bir üretim alanı olmadığını; küresel güç rekabetinin merkezine yerleştiğini gösteriyor. Açık kalan soru Tarihsel pax düzenleri, genellikle alternatif güç merkezlerinin zayıf olduğu dönemlerde kurulabildi. Bugün ise tablo daha karmaşık. Çin’in yükselen teknoloji kapasitesi, küresel standart savaşları ve yapay zekâ yarışı, Pax Silica’nın önünde ciddi belirsizlikler yaratıyor. Bu yazıda, Pax Silica’yı olmuş bitmiş bir gerçeklik olarak değil, iddialı ama kırılgan bir proje olarak ele aldık. Asıl soru ise henüz cevaplanmış değil: Bu teknoloji merkezli pax gerçekten kurulabilir mi, yoksa çözülen bir hegemonyanın son büyük denemesi mi? Bu soruya, yazının bir sonraki bölümünde odaklanacağız. *Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. Pax Silica teknoloji küresel düzen ABD Dr. Osman Gazi Kandemir, Independent Türkçe için yazdı Dr. Osman Gazi Kandemir Pazartesi, Aralık 15, 2025 - 09:15 Main image:

Fotoğraf: AA

TÜRKİYE'DEN SESLER Type: news SEO Title: Pax Silica: ABD, teknoloji üzerinden yeni bir küresel düzen mi kuruyor?(1) copyright Independentturkish: