Amsterdam'da özel davetli Hanuka konseri protesto edildi: Yüzlerce kişi Filistin için sokağa çıktı

Hollanda'nın başkenti Amsterdam’da 14 Aralık Pazar günü, Amsterdam Kraliyet Konser Salonu’nda (Royal Concertgebouw) düzenlenen Hanuka konseri kentte geniş çaplı protestolara neden oldu. İsrail ordusunun resmî kantoru olarak bilinen Shai Abramson’ın sahne aldığı konser, kamuoyuna açık olmadan, yalnızca özel davetlilere verildi. Aynı saatlerde, yüzlerce kişi Müze Meydanı’nda (Museumplein) toplanarak konseri ve Hollanda devletinin İsrail’e verdiği desteği protesto etti. Göstericiler, Gazze’de süren savaş ve sivil ölümler devam ederken, devlet destekli kültürel kurumların İsrail ordusuyla bağlantılı isimlere sahne açmasını “normalleştirme” ve “aklama” girişimi olarak değerlendirdi. Protestoya katılan gruplar, konserin “sadece dini bir etkinlik” olarak sunulmasını reddederek, kültür ve sanatın siyasetten bağımsız olamayacağını vurguladı. “Soykırıma sahne yok”, “Filistin’e özgürlük” ve “Kültürel aklamaya hayır” sloganları atan göstericiler, Amsterdam Kraliyet Konser Salonu’nun kamusal bir kurum olarak etik sorumluluk taşıdığını ifade etti. Eylemcilerden biri yaptığı açıklamada şunları söyledi: Gazze’de binlerce çocuk öldürülürken, İsrail ordusuyla doğrudan bağlantılı bir ismin Amsterdam’ın en prestijli salonunda ağırlanması kabul edilemez. Bu bir konser değil, siyasi bir tercihtir. Konseri organize eden vakfın sicili ve kapalı davet tartışması Konseri organize eden Stichting Chanukah Concert, Hollanda’da Hanuka konserleri düzenleyen bir vakıf olarak biliniyor. Vakıf, resmî açıklamalarında savaş ya da askerî operasyonlara destek verdiklerini belirtmiyor. Ancak 2025 programında, İsrail Savunma Kuvvetleri yani İsrail ordusuyla bağlantılı bir isim olan Kantor Shai Abramson’ı sahneye çıkarmak istemeleri, bazı gruplar tarafından vakfın dolaylı olarak politik bir pozisyon aldığı şeklinde eleştirildi. Konserin özel davetlilere açık şekilde düzenlenmesi de tepkilerin odağındaydı. Davetli listesi kamuoyuna açıklanmadı. Protestocular, bu tür kapalı etkinliklerin İsrail devletine politik ve ekonomik destek veren elit çevreleri görünmez kıldığını ve kamusal hesap verebilirliği ortadan kaldırdığını savundu. Politik bir itiraz olarak dayanışma Müze Meydanı’ndaki protesto, yalnızca bir konser karşıtı eylem değil; İsrail devletinin savaş politikalarının kültür yoluyla meşrulaştırılmasına karşı açık bir politik itiraz olarak şekillendi. Filistin dayanışma örgütleri, sol ve antikapitalist kolektifler, öğrenci grupları ve antisiyonist Yahudi aktivistlerin bir araya gelmesi, eylemin antisemitizm suçlamalarıyla bastırılamayacağını net biçimde ortaya koydu. “Soykırıma sahne yok”, “Kültürel normalleşmeye hayır” ve “İsrail ordusuna sanatla meşruiyet kazandırılamaz” sloganları, sanatın “tarafsız” bir alan olmadığını vurgulayan güçlü bir reddiye niteliği taşıdı. Protestocular, İsrail ordusuyla bağlantılı bir ismin kamusal bir kültür kurumunda sahneye çıkarılmasını kültürel aklama olarak tanımladı. Bu tür etkinliklerin, Gazze’de süren katliamları ve soykırımı kültürel yollarla normalleştirmeyi amaçladığını ve yaşananları görünmez kıldığını ifade etti. Eylem, kültür alanında yürütülen normalleştirme siyasetine karşı açık bir boykot ve hesap sorma çağrısı olarak kayda geçerken, polis eyleme “kamu düzenini bozduğu” iddiasıyla müdahalede bulundu ve 22 kişiyi gözaltına aldı. İfade özgürlüğü tartışması derinleşiyor Etkinlik öncesinde ve sonrasında Hollanda kamuoyunda antisemitizm suçlamaları, ifade özgürlüğü, Filistin dayanışmasının kriminalize edilmesi ve kültürel boykot tartışmaları yeniden alevlendi. Eleştirmenler, İsrail devletine yönelik politik eleştirilerin sistematik biçimde antisemitizmle eş tutulduğunu savunuyor. Müze Meydanı’ndaki protesto, son aylarda Amsterdam’da gerçekleşen en dikkat çekici Filistin dayanışma eylemlerinden biri olarak kayda geçti.