Sözün edebi üzerine

Sözün de bir edebi vardır; hoyratça söylenen hakikat, hakikat olmaktan çıkar. Çünkü hakikat yalnızca doğru olmakla yetinmez, aynı zamanda korunmak ister. Her doğru, her anda ve her şekilde dile gelmez. Söyleniş biçimi, içeriğinden daha yaralayıcı olabilir. İnsan, sözüyle incitmemeyi öğrendiğinde mânâyı korur; susmanın da bir konuşma, beklemenin de bir anlatma olduğunu fark eder. Kelimeler niyetle yüklenir, sesle taşınır ve muhatabın kalbinde anlam bulur. Aceleyle kurulan cümleler, en sahici gerçeği bile zedeler. Oysa edep, sözü yumuşatır; mânâyı incitmeden taşır. Hakikati savunmak, onu sertleştirmek değildir. Bazen en doğru söz, en sakin olandır. Çünkü söz, kırmak için değil; onarmak için vardır. Mânâyı yaşatan da tam olarak budur: incitmeden söyleyebilmek.