CHP davaları gündemi nasıl etkiliyor?

CHP davaları gündemi nasıl etkiliyor?

KURULTAY DAVASI 24 EKİM'E ERTELENDİ Türkiye gündemi, bir süredir CHP davalarının olası sonuçlarına kilitlenmiş vaziyette. Dün görülen ana kurultay davasının 24 Ekim tarihine ertelenmesi, kamuoyunun bir sürede daha bu davaları konuşacağı anlamına mı geliyor? Görüşlerine başvurduğumuz uzman kişiler Söz Haber'e açıklamalarda bulundu. Siyaset Bilimci, Dicle Uuml;niversitesi Ouml;ğretim Uuml;yesi Prof. Dr. Rüstem Erkan, Türkiye'nin çözüm bekleyen en önemli sorunlarının başında barış sürecinin olduğunu hatırlattı. GUuml;NDEM YARGIDAKİ DAVALAR Erkan, çalışan ve yoksul kesimin hayat şartlarının iyileştirilmesi ile iş dünyasının finansmana erişememesi gibi sorunlarında olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de son bir yıldır gündemin yargıda bekleyen davalar olduğunun altını çizdi. quot;BUNUN DA KİMSEYE YARARI OLMADIĞINI DUuml;ŞUuml;NUuml;YORUMquot; Toplumda giderek artan bir rahatsızlığın bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Erkan, quot;Türkiye'de yaklaşık bir senedir gündem daha çok mahkemeler aracılığıyla belirleniyor. Bu çok sağlıklı bir süreç değil. Mahkemeler aracılığıyla derken de daha çok CHP üzerinden ilerliyor. Burada sanki Türkiye'nin genelinde de giderek artan bir rahatsızlık var. Bu mahkeme kararının da ertelenmesiyle bir ölçüde topa girmeme ve davayı açanların aleyhine bir süreç gibi. Gerçekten Türkiye'nin ciddi sorunları var başta çözüm süreci. Mecliste kurulan komisyon vs. o konuda olduğu gibi bunun dışında da hem iç siyasette hem dış siyasette hem de ekonomide de tartışılması gereken bir çok başlıklar var. Türkiye de çalışanlar yoksul kesimle ilgili değil giderek iş dünyasında da ciddi sorunlar yaşanıyor. İş dünyasının finansmana erişememesinden tutunda fabrikaların giderek kendini döndürememe gibi bir sürece girmiş durumda. Dolayısıyla gerçek sorunlara yoğunlaşmak ve tartışmak varken sanki gizli bir el bunlardan uzaklaştırarak sanal gerçeklik yaratarak onun üzerinden işi götürüyor. Bunun da kimseye yararı olmadığını düşünüyorumquot; dedi. Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek ise, yeni anayasa çalışmalarının önemine ve başkanlık sisteminin bütün kurumlarıyla yeniden düzenlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Şimşek, ülkedeki parti içi demokrasi anlayışlarını eleştirerek, şunları kaydetti: quot;YENİ ANAYASA ŞARTquot; quot;Türkiye'deki siyasi partilerde genelde iç ve dış demokrasi anlayışlarının taşları yerine hala oturmadığından kavga sesleri hiç durmuyor. Partilerdeki liderler ve yöneticiler, kendi partilerinin ve ülkelerinin bilgesi olacağına, kendi koltuklarının kahramanı olmak istiyorlar. Dolayısıyla kahraman olmak isteyenler, birbirlerini kırmaya ve ülkelerini de kargaşaya sürüklemeye müsait unsurlardır. Bu nedenle bizim bu süreçte partilerde karşılaştığımız olaylar, hukuksal olaylardır, parti içi demokratik mücadeledir. Bu eksikler parti içinde tamamlanacağına birbirine çelme çakmaktadır. Yani siyasi partilerde hukuk cambazlığı yapılıyor. Parti içi demokrasi olmadığı için parti dışı hukuksuzluklar dışarı taştığında mahkemeler bu defa kötüleniyor. Oya bunlar birbirlerini içeriden sömüren unsurlar. Demokrasi oturunca, demokrasinin birer zorunlu hali olan, yaşam hali olan siyasi partilerde, elbette ki bu siyasi hukuku özümsemiş olurlar. Türkiye'de hukuk ve demokrasi oturmadığı için ülkenin hukuk ve demokrasisi de oturmamış. Bu kavga başkanlık sisteminin altyapısı, hukuku, yerel yönetimi, genel yönetimi ve parti şekli oturmadığı sürece, Türkiye'de bu kavgalar bitmez. Zaten parlamento da yüz yıldır, bugün git yarın gel mantığıyla hem vatandaşı hem de yöneticileri salıncağı olmuş. Dolayısıyla vatandaşı uyutma taktiği olan parlamenter sisteminden kurtulmanın yolu başkanlık sistemidir. Fakat başkanlık sisteminin de altyapısının oluşturulması lazım. Yeni bir anayasanın oluşması lazım. Bunlar olmadıktan sonra bizler daha çok partileri mahkeme koridorlarında görmemiz olasıdır.quot; quot;BAŞKANLIK SİSTEMİNİN DE ALTYAPISININ OLUŞTURULMASI LAZIMquot; Parlamenter sisteminin eski sisteminden kaynaklanan sorunların hala var olduğunu anlatan Şimşek, quot;Zaten parlamento da yüz yıldır, bugün git yarın gel mantığıyla hem vatandaşı hem de yöneticileri salıncağı olmuş. Dolayısıyla vatandaşı uyutma taktiği olan parlamenter sisteminden kurtulmanın yolu başkanlık sistemidir. Fakat başkanlık sisteminin de altyapısının oluşturulması lazım. Yeni bir anayasanın oluşması lazım. Bunlar olmadıktan sonra bizler daha çok partileri mahkeme koridorlarında görmemiz olasıdırquot; şeklinde konuştu. quot;SUuml;REÇ DEVAM EDİYORquot; Hukukçu Recep Kandemir de, CHP'nin kamuoyuna yansıyan davalarının kendi içlerindeki rüşvet ve yolsuzluklarla ilgili olduğunu belirterek, gündemin alt sıralarında arasında kalsa da barış sürecinin devam ettiğini dile getirdi. CHP'nin yeni bir kongre yapacağını aktaran Kandemir, quot;CHP kurultayının iptali davasında CHP kongresiyle ilgili adli bir süreç var. Diyorlar ya CHP hukukçuları mahkemede yetkili olmaz seçim sürecinde yetkili olan yüksek seçim kuruludur tezi var, bu tez burada olamaz. Burada adli bir vaka söz konusu çünkü rüşvet ceza hukukunda suçtur. Bu durumda rüşvet iddiası var. Rüşvet iddiası olduğu için mahkeme ceza hukuku anlamında yargılama yapar. Ceza hukuku bağlamında yargılama yapıldığı zaman da İstanbul İl Başkanlığında da gördüğümüz gibi zaten konu daha çok İstanbul üzerinde oluyor. Dolayısıyla İstanbul kongresi Türkiye'yi etkileyen bir kongredir. herhangi bir partinin İstanbul büyük kongreleri de sayısal olarak delegeleri de fazla olduğu için bu anlamda etkiliyor. Onun için İstanbul kongresine geçici bir heyetin atanmış olması bana göre tedbiren bir çağrı heyeti tarafından görevlendirilmesi söz konusu olur diye düşünüyorum. Orta yol gibi bir durum yani yeniden kurultay olacak. Dolayısıyla rüşvetin olmadığı bir kongreye gidilir diye düşünüyorum. Çünkü diğer kongrelerle ilgili iddialar var Kemal Kılıçdaroğlu'nun kongrede Ekrem İmamoğlu yanlılarınca iddialar bulunmaktadır. Rüşvetle iradelerinin satın alınarak sakatlandırıldığını dolayısıyla önce İstanbul kongresinin bu şekilde yapıldığı daha sonra da genel kongrede de Ouml;zgür Ouml;zel lehine Kemal Kılıçdaroğlu'nun da aleyhine bir sonuç çıkmasına sebebiyet verildiği iddiaları var. Dolayısıyla bu da iddia olduğu için mahkeme yetkilidirquot; dedi. quot;SDG'NİN DE SİLAH BIRAKMASI GEREKİYORquot; Gündemin alt sıralarında yer alan barış sürecine de değinen Kandemir, Suriye'deki kritik gelişmeler ışığında devam eden barış süreciyle ilgili, quot;Devam eden süreçle ilgili durumunda tarafların bu süreçten anladığı ile beklentisi farklı olduğu için, tabi birde uluslararası dinamiklerde bu sürecin içerisinde olduğu için henüz net geçmedi. Süreç bu şekilde devam ediyor CHP davasıyla direkt alakalı bir durum değil. Dolayısıyla Suriye özelindeki şartların berraklaşmamasıyla alakalı. Devlet diyor ki Suriye'deki SDG'nin de silah bırakması gerekiyor, onlarda diyor ki hayır burası ayrı bir devlet dolayısıyla burayı kapsamıyor. Bu konudaki netleşme henüz sağlanmadıquot; diye konuştu. Mahmut Şimşek Recep Kandemir Rüstem Erkal

Antep Fıstığı’na ithalat izni geldi

Antep Fıstığı’na ithalat izni geldi

Hem kuraklık, hem de zirai don nedeniyle rekoltenin çok düşük kalması ve fıstık fiyatlarının ani yükselişinin ardından, kamuoyunda Antep Fıstığı ithalatına izin verileceği konuşuluyordu. Edinilen bilgiye göre, Ticaret Bakanlığı fıstığa geçici ithalat iznini verdi. Resmi açıklamanın ve detayların gün içerisinde yapılması bekleniyor.