Yeni yılda yeni moda terimleri: Glamoratti, Romatizm 2.0, Matchy Mtchy, La Vie en Prose

Yeni yılda yeni moda terimleri: Glamoratti, Romatizm 2.0, Matchy Mtchy, La Vie en Prose

Lüks sektörünün ileriye yönelik stratejilerini ve moda endüstrisinin geleceğini Z ve Y kuşaklarının estetik anlayışının evrimi belirleyecek. Maksimalist anlayışın bazı kodlarının genç neslin merak sınırlarına girdiğini sezen analist ve tasarımcılar kolları sıvamış durumda. Peki Pinterest’in yayınladığı rapora göre, 2026 yılına hangi moda akımları ve terimleri damga vuracak?

Her alandı kötü, savunmada mı iyi?

Her alandı kötü, savunmada mı iyi?

Çeyrek yüzyıla varan Erdoğan yönetiminde Türkiye’nin savunma sanayii, ulusal güvenliği, dış politikası plansız, programsız, öngörüsüz, sağduyusuz biçimde savrulmaya devam etmektedir. Çevremizdeki açık uçlu çatışmaların ötesinde, küresel boyutta da belirsizlikler, sınamalar had safhada sertleşmiştir

Mutlu evliliğin formülü: Biraz nefeslenin!

Mutlu evliliğin formülü: Biraz nefeslenin!

Evlilikte baş gösteren sevgisizliği aşmak için uygulanan terapi yöntemlerinden biri de “tedavi amaçlı ayrılık”. Çiftlere belirli sürelerle ayrı kalmaları öneriliyor, böylece birbirlerini özleyecekleri ileri sürülüyor. Ancak aynı süreçten geçen birileriyle karşılaştıklarında nelerin olabileceğini kestirmek mümkün değil!

2025'in öne çıkan albümleri: 'Bu anın yaşanması gerekiyordu' - Kısaçalar #1

2025'in öne çıkan albümleri: 'Bu anın yaşanması gerekiyordu' - Kısaçalar #1

Yolculuğuna yeni adresinde devam eden Kısaçalar'da bu hafta 2025'in öne çıkan albümlerine kısa bir bakış atacağız. Yurt sathında Onur Özdemir, Sezen Aksu, Aleyna Tilki ve dahası; Edirne'nin ötesinde ise Rosalia, Bad Bunny, Earl Sweatshirt ve Amaarae selam gönderdiğimiz isimler... Yılın o dönemindeyiz... Listeler, 'en'ler, geride bırakacağımız yılı hatırladığımız seçkiler dünyanın dört bir yanında peş peşe yayınlanmakta. Bu sene sağ olsun yaşımızı da ölçen Spotify (metabolizma yaşımdan sonra müzik dinleme yaşım da kimliktekinden büyük çıktı fakat bu seferki -bildiğim kadarıyla- bir sorun teşkil etmiyor) karnelerimizi de dağıttığına göre müzik dünyası için yılın resmen geride kaldığını dile getirebiliriz. O zaman adet yerini bulsun, yolculuğuna yeni adresinde yeniden başlayacak olan Kısaçalar'ın dönüş yazısında 2025'in dikkat çeken (daha doğrusu dikkatimi çeken) albümlerine bir göz atalım. Listenin bir sıralama içermediğini belirtmem ve ayrıca geride kalmak üzere olan yılın, yurt sathında olup bitenler nedeniyle tali meselelere ve ilgi alanlarına duyulan hevesi bir miktar törpülediği tespitini yapmam gerek. Onur Özdemir – Raksedip Yarın Yokmuşçasına “Bir neslin kursağında kalmış bir heves...” Naçizane bu ifadeyle tanımladığım tek albümlük efsane grup Sakin'in vokalisti, şarkıcı-söz yazarı Onur Özdemir, çoğunluğu Sakin demolarından oluşan parçalarla hepimizin ve hatta kendisinin de yıllardır taşıdığı yara izine şefkatle dokundu. Bu anın yaşanması gerekiyordu... Haliyle değerlendirmeleri de manasız kılan bir albüm var karşımızda. Tam da yukarıda bahsettiğim yakıcı gündemin ortasında yayınlanan Raksedip Yarın Yokmuşçasına , aynı sebeple tüm doyuruculuğu ve sarsıcılığına rağmen hak ettiği etkiyi maalesef yaratamadı. Ama olsun, ben bu buluşmadan razıyım. Sezen Aksu – Paşa Gönül Şarkıları Tam da isminin hakkını veren bir albüm. Sezen Aksu, paşa gönlünün keyfine göre bir albüme imza atmış. Popüler müziğin mevcut atmosferinde ortalamanın gayet üzerinde kalan özenli, emek verilmiş bir albüm... Hele ki yeni bir Sezen Aksu albümü bulmuşken tadını çıkarmak gerek kanımca... Eski Sezen'i, yeni Sezen'i, tanıdık tonları, yeni sesleri ve nostalji anlarını bulabileceğiniz bir albüm bu. Elbette eleştirileri de anlayabiliyorum, haklı eleştiriler de mevcut, fakat şunu da vurgulamak gerek: Çıtayı Gülümse 'ye, Sen Ağlama 'ya koymak çok büyük haksızlık. Bunlar bir kıyas noktası ya da bir standart değil; müzik tarihimizin önemli kilometre taşlarından... Albümden Gemiler , Ey Aşk , Abanoz’daki Emine ve Şuh Nefes özellikle altını çizmek istediğim parçalar. Aleyna Tilki – Kırlar Aleyna Tilki, ilk teklisinden şaka değil 9 yıl sonra (Doğru okudunuz, Cevapsız Çınlama çıkalı 9 sene oldu) kariyerinin ilk stüdyo albümünü yayınladı. Hala bir arayış içinde olduğu aşikar. Genç bir şarkıcı-söz yazarının doğru isimlerle yan yana gelmesinin de ne kadar önemli olduğunu düşünürsek geçen süre şaşırtıyor ancak anlaşılamaz değil. Söz konusu yol arayışı kendini albüm boyunca gösteriyor. Aleyna bu arayış içinde özellikle -albümde de peş peşe gelen- Kayboldum Masalında ve Bekleyenim parçalarında parıl parıl parlıyor. Bu meseleye daha geniş bir yazıda değinmek istiyorum ama Aleyna için Levanten pop ve soft rock işbirliklerinden de tanıklık ettiğimiz üzere muazzam bir çıkış noktası olabilir. Simge – Anlatasım Var , Cemiyette Pişiyorum – Endüstri , Mabel Matiz – Aklıselim , Manifest – Manifestival , Eriç – Yerli Yersiz ve Sıktı – Sirk de 2025'te dinlediğim, dikkatimi çeken, bir göz atmanızı tavsiye edeceğim albümler. Biraz da Edirne'den ötesine bakmak gerekirse sizlerle dört albüm paylaşmak istiyorum. Bunlardan ilki Rosalia'nın yıla damgasını vuran albümü Lux . Hem çok sade, hem de olabildiğince ihtişamlı. Dinledikçe sarıp sarmalayan şahane bir albüm. Bad Bunny ise Debi Tirar Mas Fotos albümüyle olgunluk işine imza atmış. Albüm son yılların fenomen “reggaeton” akımına kapılanlara “Bu iş böyle yapılır” diyor. Eğlenceli, güçlü, kendisini tekrar tekrar baştan sona dinleten şahane bir albüm. Bir başka popüler tarz olan rap'te ise işaret etmek istediğim albüm, Earl Sweatshirt'ün Live Laugh Love albümü. Gününde bir Earl Sweatshirt hakikaten başka bir seviye. Kendine has tarzını, nüktedanlığını, hip-hop kültürüne hakimiyetiyle birleştiren rapçinin hikaye anlatıcılığı da bu albümde üst seviyede. Babalığa, hayata, dostluğa dair derin ve tebessüm ettiren anlar yakalamak mümkün. Son olarak Amaarae'nin Black Star albümüne değinmek istiyorum. Fountain Baby ile 2023'ün en özel albümlerinden birine imza atan Gana asıllı ABD'li şarkıcı-söz yazarı Amaarae, hızını hiç düşürmemiş. “Gururla Afrikalı” duruşunu müziğine de tam gaz yansıtan Amaarae, gümbür gümbür bir albüme imza atmış . İşbirlikleri, coşkusu ve insanın aklını alan cüretiyle bittiğinde üzüleceğiniz bir albüm var karşımızda. Amaarae “Bir sonraki albümü nasıl olacak acaba” diye merak ettiğimiz özel isimlerden.

Mesleki eğitim önem kazanıyor

Mesleki eğitim önem kazanıyor

TOBB, TOBB ETÜ ve TEPAV’ın ortaklığında yürütülen Avrupa Öğrenme Deneyimi Platformu (EULEP) Projesi kapsamında düzenlenen “Adana Mesleki Eğitim Konferansı”, Adana Sanayi Odası (ADASO) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İş dünyasının temsilcileri ve eğitimcilerin bir araya geldiği toplantıda, dijital dönüşüm, yapay zeka ve yeşil dönüşüm sürecinde mesleki eğitimin önemi konuşuldu.

Kolektif alanda yüksek frekanslı kalmanın incelikleri

Kolektif alanda yüksek frekanslı kalmanın incelikleri

Modern yaşam, hepimizi görünmez bir akışın içine taşıyor. Herkes kendi hayatını yaşarken aynı zamanda ortak bir duygusal havuza temas ediyor. Bazen sabah hiçbir şey yokken içimizin sıkılması, kalabalıktan çıktığımızda sebepsiz bir yorgunluk hissetmemiz ya da bir anda içimize çöken ağırlık, çoğu zaman doğrudan kendimizle ilgili değildir. Kolektif alanın duygusu, hızla üzerimize siner. Bu nedenle yüksek frekansta kalmak, sadece kişisel bir çaba değil, insanın kalabalıklar içinde kendi sesini kaybetmeden yürüyebilmesi için gereken ince bir ustalıktır. Kolektif alan, birbirine değen düşünceler, kaygılar, özlemler, heyecanlar ve beklentilerden oluşan geniş bir titreşim düzlemidir. Bireyin zihni kolektif alanı sanıldığından daha hızlı algılar. Bir mekâna girip “Buranın havası ağır” dememiz, bazen tek bir konuşmayı dinledikten sonra içimizin sıkılması ya da çok mutlu bir ortamda istemeden neşelenmemiz bu durumun en basit örnekleridir. Kişi, farkında olmadan kolektif titreşimle eşleşir. İşte yüksek frekans dediğimiz şey, bu eşleşmenin kontrolünü ele alabilme halidir. Yani dışarıdaki dalgayı tanıyarak kendi iç ritmini bozmadan durabilmeyi başarmaktır. Bu başarılı duruşun ilk adımı, kişinin kendi ritmini tanımasıdır. Ne zaman toparlandığını, ne zaman dağıldığını, hangi saatlerde açık olduğunu, hangi ortamlarda hızla etkilendiğini bilmek adeta içsel bir pusula gibidir. Kendi pusulasını bilmeyen kişi, her dış etkiyi kendi duygusu sanabilir. Oysa ritmini bilen biri “Bu bana ait değil” diyerek kolektif dalganın etkisini hemen ayırt eder. Bu fark, tam anlamıyla koruyucu bir kalkan gibidir. Yüksek frekansta kalmanın ikinci inceliği, dikkatin nereye aktığını fark edebilmektir. Çünkü zihin neyi izliyorsa, iç alan o yöne akar. Sürekli şikâyet dolu içerikler tüketen, yorucu hikâyeler dinleyen ya da kendini kıyaslama döngüsünün içinde bulan biri, farkında olmadan kolektif ağırlığı üzerine çeker. Oysa seçici odak, duygusal sınırlarımızın en önemli parçasıdır. Ne izlediğimiz, kimi dinlediğimiz, hangi konuşmaları içimize aldığımız frekansımızı belirleyen en somut etkenlerdir. Yüksek frekansın en görünmez ama en güçlü tarafı ise duyguları düzenleyebilmesidir. Kolektif stres, bireysel stresi tetiklerken kolektif umut ise bireysel motivasyonu yükseltir. Bu yüzden kişi kendi duygularının kaptanı olduğunda dış dünyanın iniş çıkışlarından etkilenmez, dalgayı izler ama içinde kaybolmaz. Duygusal düzen, dünyayı yönetmekten çok, kendine eşlik etmeyi bilmektir. Bütün bu sürecin özünde tek bir olgu vardır: Kendi merkezini koruyabilmek. Kişi merkezine dönebildiğinde, kolektif alan ne kadar kalabalık, hızlı ya da karmaşık olursa olsun kendi iç ritmine sadık kalır. Yüksek frekans, uzaklaşmak ya da soyutlanmak anlamına gelmediği gibi dünyanın ortasında dururken kendi sesini kaybetmemeyi sağlar. Kolektif alan zaman zaman dalgalansa da kendi merkezinden kopmayan biri o dalgaların üzerinde durmayı öğrenir. Böyle olduğunda dış etkiler bizi yönlendiremez, sadece etrafımızdan akıp gider.

Formula 1 2026'da bizleri neler bekliyor? Artık 11 takım yarışacak

Formula 1 2026'da bizleri neler bekliyor? Artık 11 takım yarışacak

2025 sezonu sona erdi ve McLaren hem takımlar hem de pilotlar şampiyonluğu elde etti. 2026 için Formula 1'de birçok değişiklik meydana gelecek. 2025 Formula 1 sezonu sona erdi. McLaren takımlar şampiyonu olurken takımın pilotu Lando Norris de birinciliği elde etti. Şampiyonlar kulübünün yeni üyesi olan Lando Norris, 423 puanla adını tarihe yazdırdı. Formula 1 2025 sezonunun sona ermesiyle birlikte 2026 için geri sayım başladı. 2026 sezonu birçok yeniliği de beraberinde getirecek. Audi ilk kez kendi güç ünitesiyle yer alacak. Cadillac ise 11. takım olarak gridde yerini alacak. DRS KALDIRILDI Formula 1'de otomobiller artık daha küçük ve çevre dostu olacak. DRS sollama yardımı kaldırıldı. Bu nedenle, onun yerine belirli bir süre için ekstra elektrik enerjisi sağlayan bir "geçiş düğmesi" olacak. CADILLAC GRİDDE Formula 1'de uzun zaman sonra 11.marka yarışacak. Cadillac için Valtteri Bottas ve Sergio Perez piste yerini alacak. 24 YARIŞ OLACAK Formula 1 takvimi bu yıl 24 yarıştan oluşacak. Mart ayında Avustralya'da başlayıp Aralık ayında Abu Dabi'de sona erecek. İspanya'da ise iki yarış düzenlenecek.

Fenerbahçe'nin Bergen sefası

Fenerbahçe'nin Bergen sefası

Önce şunu hatırlatalım. Bergen şehri, Türk sporu için büyük önem taşıyor. 2004’te bu şehirde, ama bu statta değil, Elvan Abeylegesse 14:24.68 ile kadınlar 5 bin metrede dünya rekoru kırmıştı. Bu şehirde bir sıkıntı olmayacaktı olmadı da. Fenerbahçe için kritik bir maçtı. 8 puan güvenli değildi. Elde kalan tek iç saha maçı Premier Lig’i kasıp kavuran Aston Villa ile oynanacaktı. Soğuktan en az 1 puan çıkmalıydı. Daha 5’inci dakikada Mert’le başlayan Nene’nin incenin incesi pasıyla olgunlaşan atak Kerem Potter’ın harika aşırtmasıyla bitti. Fenerbahçe’ye geldiğinden bu yana bir türlü yüzü gülmeyen Kerem için daha iyi bir rehabilitasyon olamazdı herhalde. Helland’ın 18’inci dakikada atılması Fenerbahçe için rahatlama anlamına geliyordu. Hani bazen takımlar, rakip 10 kişi kalınca şaşırır bocalar ya sarı-lacivertliler tam tersine daha verimli daha iştahlı oynadı. Ne kadar eleştirilen adam varsa katkı verdi. Oosterwolde ve Brown asist yaptı, Talisca 2 gol attı. Devre arasına giderken 3 puan cepteydi. İkinci yarıda Fenerbahçe’nin Bergen sefası sürdü. Aslında ağır Brann savunmasının arkasına hızlı oyuncularını sarkıtan, kanat beklerini öne gönderen Tedesco daha işin başında planını doğru yapmıştı. Tabii ki golün erken gelmesi ve kırmızı kart, bu planın doğru işlediğini gösterdi. Konya maçı öncesinde istediği her değişikliği yaptı Tedesco. Bu tip takımlara karşı en önemli şey aradaki güç farkını ortaya çıkarmaktır. Artı rakibin iyi yapabildiklerine izin vermemektir. Fenerbahçe, bunu başardı. Norveç ekibi, ezberini bozmak zorunda kaldı. Bu tip standart takımlar için en büyük sıkıntı budur zaten. Farklı galibiyet, moral ve ilk 24’ü matematiksel olmasa da neredeyse garantileyerek dönüyor Fenerbahçe.

Sakin ve akıllı!

Sakin ve akıllı!

Maçın kendine özel gerilimi vardı. Ligdeki son maçın kötü performansının üstüne, sakat ve cezalılar eklendi. Bunu Norveç'in soğuğu ve Brann takımının iddiasını da ekleyerek, drama dönüşmesini bekleyebilirdiniz.... Devamı için tıklayınız