Lansmanda Yastık Kılıflarından Hallice Bir Kolluk Tercih Eden Öykü Karayel Tarzıyla Dillere Fena Düştü!

Lansmanda Yastık Kılıflarından Hallice Bir Kolluk Tercih Eden Öykü Karayel Tarzıyla Dillere Fena Düştü!

Gupse Özay’ın kaleme aldığı, başrollerini Kerem Bürsin ve Öykü Karayel’in paylaştığı Platonik Mavi Dolunay Oteli dizisinin lansmanı Çeşme’de gerçekleşti. Renkli anlara sahne olan etkinlikte en çok konuşulanlar arasında Öykü Karayel ile Kerem Bürsin’in “platonik aşk” diyaloğu ve Karayel’in dikkat çeken tarzı vardı. Basın sorularını yanıtlayan ekip samimi açıklamalarıyla gündem olurken, sosyal medya da bu anları konuştu. İşte geceye damga vuran detaylar…

Usta sanatçı deniz kenarından paylaştı: Konserler için çalışmalar başladı

Usta sanatçı deniz kenarından paylaştı: Konserler için çalışmalar başladı

HABER MERKEZİ - Sanatçı, sahilde kumların üzerinde verdiği bir pozunu paylaşarak altına “Konserler için çalışmalar başladı” notunu düştü. Bu mesaj sevenleri için adeta müjde niteliğinde oldu. Fotoğraf kısa sürede binlerce beğeni toplarken, takipçileri ünlü sanatçıya “Sabırsızlıkla bekliyoruz”, “Türk sanat müziği sizinle bir başka” gibi yorumlarda bulundu. Sevgilisi Leonardo DiCaprio’yu yalnız bırakmadı! Yine birlikte poz vermediler... EMEL SAYIN KİMDİR? Emel Sayın, 20 Kasım 1945’te Sivas’ta dünyaya geldi. Şu anda 79 yaşında olan Sayın, Türk sanat müziğinin en önemli ve en sevilen isimlerinden biridir. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda eğitim gördükten sonra 1960’lı yıllarda sahne hayatına adım attı. Güçlü sesi ve yorumuyla kısa sürede büyük bir kitleye ulaştı. Sanat yaşamı boyunca pek çok unutulmaz esere imza atan Sayın, “Feride”, “Mavi Boncuk”, “Rüzgar Gibi Geçtin” ve “Dertliyim Ben” gibi şarkılarıyla hafızalara kazındı. Aynı zamanda 1970’li yıllarda Yeşilçam’da da kamera karşısına geçti; Tarık Akan, Münir Özkul ve Zeki Alasya-Metin Akpınar gibi dönemin ünlü oyuncularıyla birlikte rol aldı. Başak Dizer’den 'isyankarlı' paylaşım

Sevgilisi Leonardo DiCaprio’yu yalnız bırakmadı! Yine birlikte poz vermediler...

Sevgilisi Leonardo DiCaprio’yu yalnız bırakmadı! Yine birlikte poz vermediler...

HABER MERKEZİ - İtalyan model Ceretti, kırmızı halıda DiCaprio ile birlikte poz vermedi ancak uzun beyaz elbisesiyle kalabalığın arasında dikkat çekti. Çiftin bu nadir ortak görünümlerinden biri, geçtiğimiz ay İspanya Formentera açıklarında bir yat tatilinde objektiflere takılmalarından sonra geldi. “ÜNLÜ BİRİNİN SEVGİLİSİ OLMAK ETİKET GİBİ” Vittoria Ceretti, ilk kez bu yılın Nisan ayında Vogue France’a verdiği röportajda ilişkisi hakkında konuşmuştu. O röportajda, “Bir ilişkide olduğunuz kişinin sizden daha ünlü olması, otomatik olarak ‘ünlü sevgilisi’ damgası yemenize neden oluyor. Bu çok can sıkıcı. İnsanların, kiminle isterseniz sevebilme hakkınızı etiketlerle gölgelemesi hoş değil” demişti. Ceretti, DiCaprio ile Milano’da tanıştıklarını söylemiş, dünyanın en çok arzulanan isimlerinden biriyle birlikte olmanın getirdiği yoğun ilgiye zamanla alıştığını vurgulamıştı: “Eğer yaşadığınız şey gerçekse, birbirinizi sevdiğinizi biliyorsanız yeterli. Çünkü aşk hem korur hem de güven verir.” Oyuncu Leonardo DiCaprio ile aşk yaşıyor! Vittoria Ceretti'nin plaj tarzı göz kamaştırdı GÖZLERDEN UZAK Çift, genellikle gözlerden uzak yaşamayı tercih ediyor. Ancak geçtiğimiz yaz Jeff Bezos ve Lauren Sánchez’in Venedik’teki düğününe katılarak dikkat çekmişlerdi. Ayrıca bu yılın Met Gala gecesinde de birlikte göründüler; DiCaprio kırmızı halıda yürümeyip Ceretti ile içeride buluşmuştu. YENİ FİLM: ONE BATTLE AFTER ANOTHER Leonardo DiCaprio’nun başrolünde olduğu filmde Sean Penn, Teyana Taylor, Chase Infiniti, Benicio del Toro, Wood Harris, Alana Haim ve Regina Hall gibi güçlü isimler de yer alıyor. Hikâye, eski bir politik devrimci olan Bob Ferguson’un (DiCaprio) ailesiyle birlikte kaçışını konu alıyor. Ferguson’un peşine, askeri lider Steven Lockjaw (Sean Penn) düşünce, gerilim ve dram dolu bir mücadele başlıyor. Bu film, DiCaprio’nun 2023’teki Killers of the Flower Moon’dan sonraki ilk rolü ve yönetmen Paul Thomas Anderson ile ilk işbirliği olma özelliği taşıyor. One Battle After Another, 26 Eylül’de sinemalarda! ‘Kendimi 32 yaşında hissediyorum’

Bülent Ersoy Döner Aşkını Bir Üst Seviyeye Taşıdı: Bu Kez Dönercisine Misafir Oldu

Bülent Ersoy Döner Aşkını Bir Üst Seviyeye Taşıdı: Bu Kez Dönercisine Misafir Oldu

Bülent Ersoy bu kez Ankara konseri öncesinde sürpriz ziyaretiyle gündem oldu. Daha önce canı döner çekince Ankara’dan ustasını evine getirtmesiyle konuşulan Diva, şimdi de dönercisinin evine misafir oldu. Et severliğiyle bilinen ve sofralarıyla da dillere destan olan Bülent Ersoy’un bu ziyareti sosyal medyada hızla viral oldu. Sadece bu da değil; misafirliği sonrası sahneye çıkan Ersoy'un konserde söyledikleri de ayrıca olay oldu.

''Diyabetik gıda'' etiketine yasak: Sandığınız kadar masum değil

''Diyabetik gıda'' etiketine yasak: Sandığınız kadar masum değil

Son dönemde diyabet teşhisi konulan ya da yaşam tarzında sağlıklı değişiklikler yapmayı hedefleyen kişiler için hangi markalara, etiketlere ve ürünlere güvenileceğini bilmek kafa karıştırıcı olabilir. Diabetes UK uzmanları bu konuda önemli uyarılarda bulunarak, “diyabetik gıda” ibaresi taşıyan ürünlerden uzak durulması gerektiğini açıkladı. Uzmanlar, “Bir gıdaya ‘diyabetik’ demek artık yasal değil. Çünkü bu tür ürünlerin, sağlıklı beslenmeden daha fazla bir fayda sağladığına dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu ürünlerin çoğu benzer ürünlerle aynı miktarda yağ ve kalori içerebiliyor ve kan şekeri seviyesini etkileyebiliyor. Hatta bazı durumlarda müshil etkisi bile gösterebiliyorlar. Birleşik Krallık’ta “diyabetik gıda” ibaresi taşıyan ürünlerin pazarlanması yasaklanmış durumda. Bunun nedeni, bu ürünlerin diyabet hastaları için bilimsel olarak kanıtlanmış herhangi bir avantaj sunmaması ve yeni teşhis konulmuş bireylerde kafa karışıklığına yol açması. Aynı yasağın “diyabetiklere uygundur” gibi tanımlamalar için de geçerli olduğu belirtiliyor. Üstelik bu tarz ürünler, benzerlerine kıyasla daha yüksek fiyatlarla satışa sunuluyor. Diabetes UK, “diyabetik” etiketli ürünleri tercih etmek yerine sağlıklı beslenme alışkanlıklarına yönelmenin daha etkili olduğunu söylüyor. Uzmanlar, özellikle şu gıdaların azaltılmasını öneriyor: Tuz Lif oranı düşük besinler (örneğin beyaz ekmek) Kırmızı et İşlenmiş et ürünleri İlave şeker  Alkol Gıda takviyeleri Ayrıca, düşük veya sıfır kalorili tatlandırıcılar, şeker tüketimini azaltmak ve kilo kontrolünü sağlamak isteyenler için iyi bir alternatif olabilir. Uzmanlar, “Vitamin ve mineral takviyelerinin diyabeti yönetmede etkili olduğuna dair bir kanıt yok. Eğer sağlık uzmanınız özel bir durum için (örneğin gebelikte folik asit gibi) önermediyse, takviye almanıza gerek yok” açıklamasında bulundu. Bunun yerine, gerekli besin öğelerini farklı gıdaların dengeli bir şekilde tüketilmesiyle almak en sağlıklı yol. Çünkü bazı takviyeler, kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilir ya da böbrek hastalığı gibi diyabete bağlı komplikasyonları kötüleştirebilir.

Çok Güzel Hareketler Oyuncularının Önceki ve Şimdiki Halleri “Biz Ne Ara Bu Kadar Yaşlandık?” Dedirtti

Çok Güzel Hareketler Oyuncularının Önceki ve Şimdiki Halleri “Biz Ne Ara Bu Kadar Yaşlandık?” Dedirtti

Yıllar önce hayatımıza giren Çok Güzel Hareketler Bunlar, zekice yazılmış diyalogları ve kahkaha garantili skeçleriyle ekran başına milyonları kilitlemişti. O dönem Eser Yenenler, Oğuzhan Koç, Büşra Pekin ve İbrahim Büyükak gibi isimler bu programla parladı, bugünse hepsi kendi alanlarında en çok takip edilen ünlüler arasında yer alıyor. Hem samimi kadrosuyla hem de unutulmaz replikleriyle bir döneme damga vuran program hala hafızalarda taptaze. Sosyal medyada yapılan bir paylaşım ise yıllar öncesi ile bugünü kıyaslayarak herkese “Biz ne ara bu kadar yaşlandık?” dedirtti.

Hayır demenin özgürleştirici hafifliği

Hayır demenin özgürleştirici hafifliği

Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal, sosyal ilişkilerde kişisel sınırları koruyabilmenin önemini ntv.com.tr okurlarına özel yazdı. Günlük hayatın içinde kendinizi ‘’Ben neden buradayım?’’, ‘’Burada olmak istemiyorum ama…’’, ‘’Bunu yapmak istemiyorum ama…’’ diye sorgularken buluyor musunuz? Örneğin, çok yorgunsunuz ancak bir arkadaşınız ısrarla sizinle görüşmek istiyor. Arkadaşınıza durumu açıklayıp başka bir zaman görüşebileceğinizi söyleyebilecekken yine de o buluşmaya gidiyorsunuz. Kendimize zaman ve alan ayırmak için bazı planları ertelemek, bazı davetleri geri çevirmek çoğumuzun zaman zaman ihtiyaç duyduğu bir durumdur. Buna karşın kendimiz için bu alanı açmak bazılarımız için zorlayıcı olabilmektedir. Alışık olmadığı bir kelimeyi kullanma gereksinimi bireyi fazlasıyla kaygılandırabilir: ‘’HAYIR’’ HAYIR MI? EVET Mİ? Bazen “Hayır” demek kendi özgürlüğümüz için attığımız bir adım olabilir. Ancak ne zaman ‘’Hayır’’ ne zaman ‘’Evet’’ diyeceğini bilmekte sorun yaşayan bireyler, sınırlarını çizmekte de zorlanabilirler. Böylelikle yapılan sınır ihlallerini fark etmeseler de ağırlığını üzerlerinde hissederler. Bu özgürlüğün temelleri küçük yaşlarda aileyle kurulan bağa dayanabilir. Sınırların belli ve tutarlı olduğu bir ortamda, güven duygusuyla büyümüş bireyler daha olumlu bir benlik bilinci geliştirirler. Nispeten kendi sınırlarını çizme ve diğer insanlara karşı bu sınırları koruma konusunda sorun yaşamazlar. ''Hayır'' demekte zorlanan bireyler genellikle: Kendi önceliklerini belirlemekte zorlanır, çevrenin beklentilerine ve isteklerine göre hayatlarını şekillendirmeye çalışırlar. Herkesi memnun etmek ve karşılarındaki insanları kırmamak için fazlasıyla çabalayabilirler. Bu beklenti ve isteklerin ağırlığı zaman geçtikçe kara bir bulut gibi üstlerine çökebilir. Gün geçtikçe görünmez hale gelen sınırları ise bireyi psikolojik ve fiziksel anlamda yıpratabilir. ''HAYIR'' DİYEMEMENİN AĞIRLIĞI ‘’Hayır’’ diyememek bireyin ilişkilerinde alma-verme dengesini bozabilir. Özellikle iş hayatı ve özel ilişkilerde buna dikkat etmek önemlidir. İş hayatında “Hayır” diyemeyen birey, kendi sorumluluğu dışındaki işleri de yapmak zorunda kalabilir. Bu durum zamanla bireyin kendi işlerine karşı odağını ve performansını azaltır. Özel ilişkilerde ''Hayır'' diyemeyen birey, ilişkide kendini görünmez hissedebilir. Sürekli bir tarafın isteklerinin göz önünde bulundurulması, tek taraflı bir ilişki dinamiği yaratır. Sınırların silikleşmesi, bireyin tükenmesine yol açabilir. Birey, zamanla kendi hislerini tanımakta ve ifade etmekte zorlanabilir. ‘’Hayır’’ diyebilmek bir güçtür ve bu gücün nerede, ne zaman ve nasıl kullanıldığı önemlidir. Birey, kendi sınırlarını tanıdıkça ve nerelerde esneyebileceğini bildikçe, kendini önceliklendirmenin ne kadar huzurlu olabileceğini keşfedebilir. Kendimizi önceliklendirebilmek sınır koyabilmenin ilk adımıdır. “Ben ne istiyorum?” sorusu bir bencillik gibi görünse de kendi ihtiyaçlarımız ve sınırlarımıza göre hareket etmek, bizi bencil biri yapmaz; kendi oksijen maskemizi taktığımız anlamına gelir. Unutmayalım: Kendi ihtiyaçlarımızı görmezden gelmek, zamanla bizi tüketerek hayatın içinde işlevsiz hale getirebilir.