Gündem asgari ücret ve Terörsüz Türkiye

Gündem asgari ücret ve Terörsüz Türkiye

Kabinenin sıcak gündeminde Terörsüz Türkiye hedefinde gelinen son aşama olacak. Asgari ücret ile ilgili çalışmaların da Kabine gündeminde ele alınması bekleniyor. Suriye’deki SDG’nin 10 Mart Mutabakatı doğrultusunda orduya entegrasyonu ile ilgili son gelişmeler de gözden geçirilecek. Toplantı sonrasında Erdoğan, Millete Sesleniş konuşması yapacak.

‘Ben Yeşil’ diyen hükümlüymüş

‘Ben Yeşil’ diyen hükümlüymüş

Öztürk’ü arayan kişinin açık cezaevinde bulunan hükümlü C.A. olduğu açıklandı. İçişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Şahsın söz konusu gazeteyi santral numarasından 9 Aralık 2025 günü 3 kez aradığı belirlenmiştir. İlk arama 1 dakika 59 saniye sürmüştür. 2. arama 15 dakika sürmüştür. 3. arama ise 13 dakika 34 saniye sürmüştür. Kişinin tespitine yönelik yapılan çalışmalarda aramanın bir açık cezaevinden yapıldığı; aramayı yapanın ise C. A. adlı hükümlü olduğu tespit edilmiştir. Şahsın, ‘Adam öldürme, kasten yaralama ve mala zara vermekten’ suç kaydı bulunmaktadır.”

Akran zorbalığına karşı yardım hattı

Akran zorbalığına karşı yardım hattı

EVRİN GÜVENDİK / ANKARA - Raporda, son dönemlerde artış gösteren akran zorbalığına karşı önemli ve çarpıcı öneriler yer aldı. Komisyon, akran zorbalığına karşı topyekün mücadele edilmesi gerektiğine işaret ederken Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere 8 bakanlık ve kuruma yapılması gerekenler konusunda ödev verdi. Komisyonun önerilerinden bazıları şöyle: ■ Olayların kolayca bildirebileceği telefon, mobil uygulama veya çevrimiçi platformlardan oluşan özel yardım hatları oluşturulmalı. ■ Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında entegre çalışan dijital bir vaka takip ve yönetim sistemi kurulmalı, zorbalık sonrası destek verilen çocukların takibi yapılmalı. ■ Belediyeler bünyesinde, risk altındaki çocukları izlemek ve onlara doğrudan destek sağlamak amacıyla mahalle düzeyinde Çocuk Destek Merkezlerikurulmalı.

CHP’de CAO Yürütme Kurulu Dönemi

CHP’de CAO Yürütme Kurulu Dönemi

MEHTAP GÖKDEMİR / ANKARA - CHP’den yapılan açıklamaya göre,CAO Yürütme Kurulu iki haftada bir Genel Başkan Özgür Özel’in başkanlığında toplanacak. Özel’e toplantılarda, Politika Kurulu başkanlarının yanı sıra, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve CAO Genel Koordinatörü Bülent Tezcan eşlik edecek. Dışarıdan iki isim CAO Yürütme Kurulu’nda, Parti Meclisi üyesi ya da milletvekili olmayan iki yeni isim bulunuyor. Bu isimler; Milli Savunma Politika Kurulu Başkanı Emekli Koramiral Atila Kezek ve Tarım Politika Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu. İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nden istifa ederek CHP’ye katılan dörtisim de Kurul’da görev aldı. Gölge kabinede yer alan Aylin Nazlıaka, Gamze Taşcıer, Murat Bakan, Suat Özçağdaş, Yalçın Karatepe, Sevgi Kılıç Yürütme Kurulu’nda görev aldı. CAO’nin politika oluşturma süreçlerinin koordinasyonunun ve idari yönetiminin sağlanması amacıyla Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. Kurulda Bülent Tezcan (Genel Koordinatör), Emine Uçak ve Ece Güner yer alıyor. CAO Yürütme Kurulu Ankara Çankaya’da Üsküp Caddesi’nde bulunan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nde görev yapacak. Partili kurmaylara göre, Yürütme Kurulu siyasetteki günlük tartışmave polemiklerden uzak duracak. Hükümet programı ve seçim beyannamesi için çalışılacak. ‘İBRETİÂLEM OLMALI’ CHP lideri Özel, İBB’ye yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan eski Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe’nin “22 Metrekare Gökyüzü” kitabının imza gününe katıldı. Özel, iddianamede Gökçe’nin tutukluluğuna sebep olacak kanıt olmadığını savundu. “TBMM’de stajyer öğrenciye istismar” iddiasına ilişkin soru üzerine Özel, “Bakan konuyu açmıyor, Meclis’ten tatminkar açıklamalar yapılmıyor. Bir sessizlik hakim. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Meclis nezle olursa Türkiye kanser olur. Bu Meclis leke kaldırmayacak bir yer. İbretiâlem olacak şekilde üzerine gidilmeli” dedi. Özel, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından hazırlanacak raporun dün kendisine sunulduğunu belirtip, “Adalet ve Kalkınma Partisi hafta sonuna kadar zaman istiyorsa bu zamanı CHP de kullanacak” bilgisini verdi.● ANKARA Milliyet

‘Örgütün lideri hapishanede gerçeği görmüştür​’

‘Örgütün lideri hapishanede gerçeği görmüştür​’

Bölgesel düzlemde Asya Pasifik’te yapılmasına yönelik bir emare olduğuna işaret eden Fidan, “Avrupa-Amerika ilişkilerinin Türkiye’ye yansıyan kısmı olacak. Avrupa-Rusya ilişkilerinin, Avrupa-Asya Pasifik, Amerika-Çin ilişkilerinin bütün bunların hepsinin Türkiye’ye bir yansıması olacak” dedi. Fidan, Abdullah Öcalan’ın demokratik açılım sürecindeki tutumuna atıfta bulunarak, “Örgütün lideri hapishanede bu gerçeği görmüştü zaten. O gerçeği çok önceden görmüştü. 2013 yılında bu çağrıyı yapmıştı. Ama o zaman Suriye’yi bahane ederek başka bölgesel ülkelerin, dağ kadrolarındaki yöneticilerin zihnine girerek o süreci o dönem bitirdiler. Benim gördüğüm, (MİT Başkanlığı) örgüt kadroları yüzde 100 kendi görüşleriyle örtüştüğü zaman, yönetici kadro, onu ciddiye alıyorlar. Örtüşmediği zaman başka gerekçeler ve tefsirler, yorumlar var” dedi.

Erdoğan gençlerle buluştu! ‘Mağaralar boşaldı silahlar yakıldı’

Erdoğan gençlerle buluştu! ‘Mağaralar boşaldı silahlar yakıldı’

ASLIHAN ALTAY KARATAŞ / ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde düzenlenen “AK Parti Gençlik Buluşmaları Kampüs Programı” kapsamında gençlerle bir araya geldi. Binanın hem kendi siyasi hayatında hem de Türk siyasal tarihinde özel bir yere sahip” olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:“Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane olarak uzun yıllar hizmet verenbu bina aynı zamanda Mehmet Ali Birand’ın32. Gün programının çekildiği mekandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ydım. 1998 yılında bu salonda rahmetli Birand’ın misafiri olmuş, üniversite öğrencilerinin sorularını cevaplamıştım. 27 yıl sonra bu sefer Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yine aynı mekanda üniversite gençliğiyle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşıyorum.”Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi: ‘Bunlara aldanmayın’ “Türkiye’de gençlere hep elde var bir mantığıyla bakanlar olmuştur. Bunlarıtüm darbecilerde ve darbelerde görürsünüz.Bunları gençleri sağcı, solcu, Alevi, Sünni diye bu gençleri kışkırtıp sokaklarımızı alev topuna çevirirken, Gezi Olaylarında ağaç bahanesiyle hükümeti devirmeye çalışırkengörürsünüz. Bunları şimdi de sosyal medyada farklı maskeler altında provokatörlük yaparken görürsünüz. Gençlerimizden bu istismarcılara, bu millet düşmanlarına karşı dikkatli olmalarını rica ediyorum. Bunlara aldanmayın.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Terörsüz Türkiye’ ile ilgili olarak da “Parlamentodaki arkadaşlar görevlerini üstlendiler ve bu çalışmaları süratlendirdik. Mağaralar boşaldı, silahlar yakıldı, yakılıyor ve şu an itibariyle de Güneydoğu’ya, Doğu’ya artık bir sulh-usükun gelmiş vaziyette. Güvenimiz var, eminiz ve artık yaylalara, dağlara herkes rahatlıkla çıkıyor. Çobanlar koyunlarını, kuzularını rahatlıkla otlatabiliyor” ifadelerini kullandı. ‘Hesabını veremeyiz’ Erdoğan, Gazze’deateşkese ilişkin“Her türlü adımı atıyoruz. Bundan sonraki süreçte de kararlıkla yolumuza devam edeceğiz. Geri adım atmak yok. Geri adım atarsak, Allah’a da Gazze’ye de bunun hesabını veremeyiz”dedi.

Suriye saldırısında ‘sipariş’ izleri!

Suriye saldırısında ‘sipariş’ izleri!

ASENA YATAĞAN / Ankara - Uzmanlar, ABD askerinin bölgedeki güvenlik tehditlerini yeterince değerlendirerek önlem almadığı üzerinde de duruyor. Suriye’nin orta kesimlerinde yer alan Humus ilinin Tedmur (Palmira) ilçesinde, asayiş amacıyla devriye faaliyeti yürüten Suriye ordusu unsurları ile ABD askerlerine düzenlenen silahlı saldırı konusunda Milliyet’e değerlendirmede bulunan uzmanlar, özetle şu görüşleri dile getirdi: ‘YPG’ye odaklanmak gerekir ■ Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan: “Saldırı, Palmira gibi, ülkenin neredeyse merkezinde yer alan, çöl karakteristiği taşıyan bir bölgede gerçekleşiyor… Ben, bu tür bir saldırının, DAEŞ ve PKK’nın müşterek faaliyeti olduğunu düşünüyorum.Trump’ın önceki başkanlık döneminde, Suriye’den çekilmeye ilişkin kararı vardı. O dönemde Haseke’de DAEŞ mensuplarıABD’lilere saldırdı. Şu anda PKK-PYD üzerinde, protokolün uygulanması yönünde ciddi baskı var. PKK-PYD, ABD’lilerin bölgede DAEŞ’e yönelik hassasiyetinin farkında. Bu nedenle, büyük ihtimalle sipariş bir saldırı söz konusu... YPG ve PYD’ye odaklanmakta fayda var... Amerikan askerleri, Şam güçleriyle devriyedeyken hedef alındı. Bu da, PYD-YPG’nin ABD için vazgeçilmez olduğu mesajını vermekte.” ‘Güvenlik zaafiyeti var’ ■ Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın kurucu kadrosunda yer alan Emekli Albay Mithat Işık: “Söz konusu güney bölgesi, tamamen Suriye kontrolünde bir bölge değil, oldukça kontrolsüz bir alan... ABD’nin Suriye ile o bölgede bir operasyon ya da operasyon benzeri hazırlık içinde olduğu görülüyor. ABD, 2011’den bu yana Suriye’de... Tedbir alarak hareket etmeleri gerekirdi. Ancak burada ABD’nin, Suriye güvenlik güçleriyle bölgeye hazırlıksız gittiği izlenimi oluşuyor. Bana göre bu şekilde bölgeye gitmek bir hata; ortada bir güvenlik zafiyeti var... Suriye’deki SDG’nin, Mart ayındaki mutabakata uymamakta direnmesi ve bunun için bahaneler üretmesine bakarsak, CENTCOM’un, ABD’nin siyasi otoritesinin bilgisi dışında sahada bazı farklı girişimlerde bulunduğu anlaşılıyor.. Düz bir arazide böyle bir eylemin gerçekleştirilmesi gerçekten düşündürücü. ABD’lilerin kasıtlı davrandığını söylemiyorum; ancak bölgedeki güvenlik tehditleri yeterince değerlendirilmeden, yeterli güçle gidilmemesi düşündürücü. Barrack: Ayrılmıyoruz Suriye’dekisaldırınınardından sert bir açıklama yapan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, failleri bulmak için Suriye yönetimiyle “amansızca” bir takip yürüteceklerini vurguladı, saldırıyı “korkakça bir terör pususu” olarak nitelendirdi. ABD’nin Suriye’deki varlığının tek amacının DAEŞ’i tamamen bitirmek olduğunu belirten Barrack, “DAEŞ tamamen yok edilene kadar bu görevden geri adım atmayacağız” ifadelerini kullandı.

Atina’nın planına meteor düştü

Atina’nın planına meteor düştü

AYDIN HASAN / ANKARA - Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Katar’dan alınacak Meteor füzesi atma kabiliyetine sahip 12 uçak ile ilk Eurofighter Typhoon filosunu 2026’ın ilk aylarında kurmayı planlıyor. Yunanistan’ın, Meteor kullanan Fransız Rafale jetleri ile kuracağı hava üstünlüğünü F-35 tedariki ile pekiştirme planı, daha ilk aşamada bozuldu. F-35 için 2030 yılı Yunanistan, Fransa’dan önemli bir bölümü ikinci el olan 24 Rafale savaş uçağını envanterine kattı. Bu uçakların, 200 kilometre etkili menzili olduğu belirtilen Meteor hava-hava füzesini atma kabiliyeti bulunuyor. Yunanistan, 24 adet F-35 savaş uçağı için de, 2019 yılı sonunda ABD’ye başvuruda bulunmuştu. Yunanistan, F-35 savaş uçaklarını Andravida Hava Üssü’nde konuşlandırmayı planlıyor. Ancak F-35’lerin tedariki ve operasyonel hale gelmesinin 2030 yılından önce olma ihtimali zayıf görülüyor. Dört yıldızlı ziyaret Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, 1-3 Aralık tarihlerinde Katar’a gitti. Kadıoğlu, bu ziyareti sırasında Katar Genelkurmay Başkanı Korgeneral Jassim bin Muhammed Al Mannai ve Katar Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Faisal bin Khalid Ghanim Al-Ghanim’e ziyaretlerde bulundu. 7-9 Aralık tarihlerinde ise Umman’da temaslarda bulundan Kadıoğlu, Umman Genelkurmay Başkanı Koramiral Abdullah bin Khamis bin Abdullah Al Raisi ve Umman Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Khamis Hammad Sultan Al-Ghafri’yi ziyaret etti. Bu ziyaretlerde, Eurofighter tedariki konusunda mutabakat sağlandı. Türkiye ile Katar arasındaki Eurofighter anlaşmasının 2026 ocak ayı içinde imzalanması ve uçakların imzaların atılmasından sonra Türkiye’ye getirilmesi planlanıyor. Katar’dan alınacak ihtiyaç fazlası ve çok az kullanılmış uçaklar Eurofighter’ın Tranche 3A versiyonu. Bu uçaklar, AESA radarı ile Meteor atma kabiliyetine sahip. Eğitimler başladı Hava Kuvvetleri, Eurofighter pilotlarının teorik-sistem eğitimlerine başladı. Eğitimler, simülatör eğitimleri ile devam edecek. Pilotların uçak eğitimleri, bu aşamalardan sonra başlayacak. Deneyimli bir F-16 pilotunun altı-dokuz aylık bir sürede operasyonel kabiliyete sahip bir Eurofighter pilotu olacağı üzerinde duruluyor. Yer bakım ve mühimmat ekiplerinin de, altı ay içinde eğitimlerini tamamlamayabileceği belirtiliyor. Türkiye, Katar’dan alınacak uçaklar ile kuracağı ilk filo ile pilot ve yer ekiplerinin eğitimini 2026 içinde önemli ölçüde tamamlayacak. MİLLİYET YAZMIŞTI Milliyet, 1 Aralık 2023 tarihindeki manşetinde Türkiye’nin 2026’dan itibaren Eurofighter savaş uçağına sahip olarak hava zafiyetine dayalı hesapları boşa çıkarmayı planladığını kamuoyunun gündemine taşımıştı. 2028 YILINDA İKİ FİLO OLACAK Umman’dan alınacak 12 uçak ise İngiltere’de modernizasyona tabii tutulacak. Bu uçaklara, AESA radarı ve Meteor füzesi fırlatma kabiliyeti kazandırılacak. Modernize edilen uçakların, 2028 yılında teslimi öngörülüyor. Böylece Türkiye, 2028’te 24 uçağın olduğu iki Eurofighter filosuna sahip olacak. İngiltere’de yeni üretilecek 20 Eurofighter ise 2030yılında envantere alınacak. F-35, KAAN, KIZILELMA VE ANKA 3... Türkiye’nin F-35 tedariki ile F-35 programına geri dönüş ihtimali de bulunuyor. F-35 dosyası ile ilgili gelişmelerin 2026 yılının ilk iki ayı içinde ABD’de Kongre’nin tutumuna bağlı olarak netleşmesi bekleniyor. 2028’ten itibaren milli muharip uçak KAAN’ın ilk üretimleri de envantere alınmaya başlanacak. Önümüzdeki iki yıl içinde insansız savaş uçakları KIZILEMA ile ANKA 3’ün de hava kuvvetlerinin operasyonel unsurları arasına alınması planlanıyor.

GS’li babayla oğluna ceza

GS’li babayla oğluna ceza

Monako’da 9 Aralık’ta UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında AS Monaco - Galatasaray maçı oynandı. AS Monaco’nun 1-0 kazandığı maçtan sonra II. Louis Stadyumu’ndaki VIP salonunda kavga çıktı. Paris’te yaşayan Galatasaray taraftarı Türk baba - oğul Hasan B. ve Selman B., bu kavgada Monako Prensi Albert’in yeğeni, Prenses Stephanie’nin oğlu Louis Ducruet’i (33) dövmekle suçlandı. Olay sonrası hastaneye başvuran Ducruet ile iki arkadaşına iki ila dört gün arasında değişen iş göremezlik raporları verildi ve dava açıldı. ‘Kendimizi savunduk’ 12 Aralık’ta jet hızıyla duruşma yapıldı. Ducruet aldığı yumruk darbeleriyle yere düşme ve linç edilme riski yaşadığını söyledi. Suçlanan Türk baba oğul ise sadece kendilerini savunduklarını ifade etti. Hasan B. boğazını sıktıklarını söyledi ama mahkeme sanık babayla oğulu suçlu buldu. Bu nedenle Türk baba - oğula ertelemeli ikişer ay hapis cezası, üç yıl boyunca Monako’ya giriş yasağı verildi. Sanıkların ayrıca mağdurlara kişi başı biner euro (50 bin TL) manevi tazminat ödemesine hükmedildi.Serbest bırakılan ve tekrar bir olaya karışırlarsa cezalarını çekecek olan baba, oğul Paris’e döndü.

Sağlıklı yemek ailede başlıyor

Sağlıklı yemek ailede başlıyor

Milliyet Pazar yazarı Zeynep İşman’ın konuğu olan Şirinoğlu, erken edinilen sağlıklı beslenme alışkanlığının bebeklerin hayatlarının ileriki dönemleri için sağlam temel oluşturduğuna dikkat çekti: “Özellikle ilk iki yıl sağlıklı beslenme önemli. Erken yaştan itibaren paketli gıdalardan, abur cuburdan uzak durmak, meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmek çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasında önem taşıyor.” ’İzlerken yememeli’ Ailenin aynı sofrada, ekran olmadan, oyun ve sohbetle yemek yemeyi alışkanlık haline getirmesinin de önemli olduğunu söyleyen Dr. Şirinoğlu, “Bebekler ekran karşısında ne yediklerini anlamadan besinleri tüketiyorlar. Bu da ileriki dönemde yanlış beslenme alışkanlarına yol açabiliyor. Bunun yerine kitap ya da oyuncaklardan faydalanabilir ya da yemekler daha eğlenceli sunulabilir” dedi.

Dünya Kupası'na 'Vize' krizi mi geliyor? FIFA sessiz, gözler Trump'ta

Dünya Kupası'na 'Vize' krizi mi geliyor? FIFA sessiz, gözler Trump'ta

Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Dünya kupası ve olimpiyatlar gibi spor organizasyonları sadece spor severler için değil aynı zamanda birçok sektör için deheyecanı ve hareketliliği zirveye çıkaran etkinliklerin başında geliyor. Bu tarz uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapan ülkeler, turnuvalar süresinde binlerce turisti ağırlıyor ve bu durum birçok sektörde ekonomik olarak canlanma sağlıyor. Birçok ülke tam da bu sebeplerle benzeri etkinliklere ev sahipliği yapabilmek için kıyasıya rekabet ediyor. Ancak bu yıl durum biraz farklı olabilir.2026 yılında 23. Düzenlenecek olan dünya kupası ABD, Kanada ve Meksika ortaklığında gerçekleşecek. İlk kez 48 takımın mücadele edeceği ve futbol branşının en prestijli etkinliklerinin başında gelen turnuvayı stadyumlardan takip etmek isteyen binlerce kişi, Trump engeline takılabilir. Alıntı Metni FIFA'YA BASKILAR SÜRÜYOR Avrupa'daki futbol taraftarlarının haklarını savunmak ve futbolun sosyal, kültürel yönlerini geliştirmek için çalışan bir organizasyon olanFootballSupportersEurope (FSE) genel müdürüRonanEvain, taraftarların vize almak konusunda yaşayacağı olası sorunların kabul edilemez olduğunu ifade ederek "İfade özgürlüğü ve gizlilik hakkı evrensel insan haklarıdır. Hiçbir futbol taraftarı, sadece bir sınırı geçtiği için bu haklarından vazgeçmez." dedi.Bu durumun Dünya Kupası ruhuna aykırı olduğunu ifade edenEvain " Bu politika, Dünya Kupası'nıntemsil etmesi gereken misafirperver ve açık ruhla doğrudan çelişen, ürkütücü bir gözetim ortamı yaratıyorve derhal geri çekilmelidir " diye konuştu. Bu konuda FIFA’nın sorumluluk alması gerektiğini ifade edenEvain “ FIFA'nın turnuvanın güvenlik doktrinini netleştirmesi acil bir gerekliliktir, böylece taraftarlar seyahat edip etmeme konusunda bilinçli bir karar verebilirler " dedi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün küresel girişimler direktörüMinkyWorden, yeni giriş şartlarını 'temel ifade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü haklarını ihlal eden akıl almaz bir talep' olarak nitelendirerek “ Bu politika, FIFA'nın insan hakları politikalarını açıkça ihlal ediyor ve FIFA'nın Trump yönetimini bu politikayı derhal geri çekmeye zorlaması gerekiyor. Dünya Kupası, ABD'nin Trump yetkililerinin beğenmediği görüşlere sahip taraftarları ve gazetecileri dışlaması ve taciz etmesi için bir fırsat değildir .” yorumunda bulundu. Alıntı Metni ‘YANLIŞ İNSANLARA GİRİŞ İZNİ VERMEK İSTEMİYORUZ’ Trump yönetiminin yapmak istediği değişikliklere göre Fransa, Almanya ve İngiltere gibi vizesiz girişimkanıolan ülkelerden gelenler de dahil olmak üzere tüm ABD ziyaretçilerinin sınırdan geçmelerine izin verilmeden önce sosyal medya aktivitelerine ilişkin ayrıntıları sunmaları gerekecek. Bu kapsamda ülkeye giriş yapmak isteyenlerden son beş yılda kullandıkları e-posta adreslerini, telefon numaralarını ve adreslerini de vermeleri istenecek. Yasa, yüz binlerce futbol taraftarının Dünya Kupası'nı izlemek için ABD'ye seyahat etmesinin beklendiği tarihten kısa bir süre önce, önümüzdeki yılın başlarında yürürlüğe girecek. Halihazırda ABD’ye vize almak isteyenlerden bu konuda bilgiler isteniyor ve vize süreçleri daha dikkatli inceleniyor. Konu hakkında konuşan Trump’ın daha önce “ Güvenlik istiyoruz. Emniyet istiyoruz. Yanlış kişilerin ülkemize girmesine izin vermediğimizden emin olmak istiyoruz. ” dediği biliniyor. Dünya Kupasına kısa bir süre kala ABD’ye girişlerde yaşancak olası sorunlara ilişkin tartışmalar alevlenmiş olsa da organizasyondan sorumlu FIFA, konu hakkında henüz bir açıklama yapmadı.

NYT’deki deprem analizi tartışma yarattı; uzmanlar ne diyor? Yeni bir şey yok

NYT’deki deprem analizi tartışma yarattı; uzmanlar ne diyor? Yeni bir şey yok

EREN KOCA - ABD’de basınındanThe New York Times’ta (NYT) olası İstanbul depremiyle ilgili bir analiz yayımlandı. Yazıda “Yakın tarihin en kötü insani felaketlerinden birinin gerçekleşebileceği” uyarısı yapıldı. Volkanoloji Uzmanı Dr. Robin George Andrews’un kaleme aldığı analizde, Marmara Denizi’nden geçen fay hatlarında son dönemde görülen hareketliliğin büyük bir depreme yol açabileceği belirtildi. Yazıdaakademik bilim dergisi Science’ta yayımlanan araştırmaya da gönderme yapıldı. Çalışmada, güçlü depremlerin Ana Marmara Fayı hattı diye adlandırılan kilitli bir bölüme doğru ilerlediğine dikkat çekildi. Bunun da İstanbul’da 7 veya daha üzeri büyüklükte bir deprem riskini artırdığı belirtildi. Cornell Üniversitesi’nden deprem bilimci Judith Hubbard da “İstanbul civarında meydana gelecek çok büyük bir deprem, yakın tarihin en kötü insani felaketlerinden birine yol açacaktır” ifadelerini kullandı. Tartışma yaratan analizi Milliyet’e değerlendiren uzmanlar ise yeni bir şey olmadığını belirtiyor. ‘Benzer sonuç’ İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Affet Yönetim Enstitüsü’nden Prof. Dr. Tuncay Taymaz: 2004, 2021 ve 2025 tarihli makalelerimizde açıkça yazıp ayrıntılı olarak ilksel/öncül makalelerimizde yayınlamıştık. Daha önce yazıp yayınladığımız konular ilk kez söyleniyormuş gibi haber yapılıyor. Büyütülecek bir yayın değil ve bizim yıllardır yazıp yayınladığımız benzer sonuçları içeriyor. ‘Bir hipotez’ Deprem Bilimci-Sismolog Prof. Dr. Bülent Kaypak:Yıllardır yazılıp çiziliyor ama NYT’de haber olunca bu kadar öneme bindi. Herkes, haberin yapıldığı makaleye dikkat kesildi. Science gibi etki değeri yüksek bir dergide çıkan makalenin elbette kalitesi yüksektir. Ancak orada denilen de nihayetinde bir hipotez. Odaklanmamız gereken şey yaklaşan veya olacak olan deprem değil, alınacak önlemler olmalı. ‘Genele uygun’ Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Makaleyi okudum. Yeni bir şey yok. Bilinenleri güzel bir derlemeyle toplamışlar, bazı jeofizik yöntemlerle daha anlaşılabilir bir halde ortaya koymuşlar. Yani Marmara deprem riski devam ediyor, 7 büyüklüğündeki deprem riski var ve risk doğu kollara doğru transfer olmuş. Genel görüşümüze uygun bir makale. Speküle edecek hiçbir durum yok. ‘Er geç olacak’ Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür: NYT ‘Marmara’da deprem’ haberleri yine coştu. Kim ne diyor bilmem. Marmara Denizi’nde tarihten önce, Bizans Dönemi’nde ve Osmanlı Dönemi’nde deprem oldu. Cumhuriyet Dönemi’nde de er geç olacak. Eşeğini sağlamkazığa bağlamak istiyorsan kentini ‘deprem dirençli’ yapacaksın o kadar. Kentsel dönüşümdeprem dirençli kent değildir. İTÜ ARAŞTIRMASI:Uyanış sinyali İTÜ öğretim üyeleri öncülüğündeki bir araştırma ekibi, 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.3 Silivri-Kumburgaz depremi hakkında şimdiye kadarki ilk ve en ayrıntılı bilimsel incelemeyi gerçekleştirdi. 18 Kasım’da yayımlanan araştırma sonuçları, bağımsız bir deprem olmaktan öte daha büyük bir jeodinamik sürecin parçası olan depremin bir “uyanış sinyali” olarak Marmara Denizi altından gelebilecek daha büyük bir tehdide işaret ettiğini gösterdi. Science’ta yer alan makalede6.2’lik depremin doğuya doğru kırılma yayılımı ve artçı deprem dizisi analiz edildi.

Plajı kana buladılar!

Plajı kana buladılar!

Avustralya’nın Sidney kentindeki, dünyaca ünlü Bondi Plajı’nda düzenlenen ve Yahudilerin özel günlerinden biri olan Hanuka Bayramı’nın ilk gecesini kutlayanları hedef alan silahlı saldırıda, saldırganlardan biri de dahil olmak üzere en az 16 kişi hayatını kaybetti, ikisi polis, biri çocuk 40 kişi de yaralandı. Archer Park’ta çimenlik bir alanda yaklaşık 1000 kişinin toplandığı sırada, yerel saatle 19.00 civarında en az 2 silahlı kişi insanların üzerine ateş etmeye başladı. Yahudi topluluğunu hedef aldığı belirtilen saldırıyla birlikte panikleyen kalabalık, farklı yönlere doğru kaçışırken, şüphelilerden biri olay yerinde etkisiz hale getirildi. Sosyal medyada dolaşan görüntülerde ise, bir sivilin, ateş eden saldırganlardan birinin üzerine atlayarak elindeki silahı aldığı, yere yuvarlanan saldırganın, bölgeden uzaklaşmaya başladığı gözlendi. Terör eylemi Diğer şüphelinin yaralandığı ve gözaltına alındığı bildirilirken, polis, üçüncü bir şüphelinin de olaya karışmış olabileceğine inanıyor. Ancak soruşturmalar devam ettiği için spekülasyonlardan kaçınılması gerektiği konusunda uyarıda bulunuldu. Şüphelilerin kimliklerine dair henüz bir açıklama da yapılmazken, saldırganların kullandığı araç ve bir evde arama yapıldı, araçta patlayıcı madde bulunduğu açıklandı. Polis konuya ilişkin basın toplantısında, saldırıyı “terör eylemi” olarak nitelendirdi ve doğrudan Hanuka bayramını kutlayan Yahudi topluluğunun hedef alındığını bildirdi. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, terör saldırısı olarak değerlendirilen olayın ardından sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Yetkililer ile görüştüğünü belirten Albanese, “Polis ve acil müdahale ekipleri sahada hayat kurtarmak için çalışıyor” dedi. Başbakan, İsrailli yetkililerin Avustralya’yı anti-semitizm tehdidiyle yeterince ilgilenmemekle suçlamasına ilişkin soruya da, “Bu tehdidi ciddiye aldık ve harekete geçmeye devam ettik” yanıtını verdi, güvenlik kurumlarının tavsiyelerine uygun şekilde özel önlemler aldıklarını ve almaya da devam edeceklerini belirtti. Başbakanı Albanese’nin Sözcüsü ise, “Bondi’de devam eden bir güvenlik durumu söz konusu. Bölgede bulunanların NSW Polisi’nin yönlendirmelerini takip etmelerini istiyoruz” açıklamasını yaptı. Türkiye dahil pek çok ülke kınadı Dışişleri Bakanlığı, Sidney’deki saldırıya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, olayı en güçlü biçimde kınadığını bildirdi. Açıklamada, “Türkiye olarak, terörün her türü ve tezahürüne karşı ilkeli duruşumuzu ve bu küresel tehditle mücadelede işbirliğine bağlılığımızı yineliyoruz” ifadesine yer verildi. İngiliz ve İrlandalı liderler de, saldırının ardından Avustralya’ya başsağlığı ve destek açıklaması yaptı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, “Avustralya’dan gelen haberler çok üzücü. Birleşik Krallık, Bondi Plajı’ndaki korkunç saldırıdan etkilenen herkese başsağlığı dileklerini ve düşüncelerini iletiyor” ifadelerini kullandı. İrlanda Başbakanı Micheal Martin de, Avustralya’ya desteklerini ileterek, “Saldırıdan dolayı şok içindeyim. Dualarım, ölenlerin aileleri, yaralananlar, ilk yardıma koşanlar ve Avustralya halkıyla birlikte” dedi, bu tür şiddet ve nefret eylemlerinin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini vurguladı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn da, olayı kınarken, başta yaşam hakkı olmak üzere insani değerlerin evrensel ve değişmez ilkeler olduğunu vurguladı, “Gazze’de, Lübnan’ın güneyinde ya da dünyanın herhangi bir yerinde masum sivilleri hedef alan her türlü saldırıyı kınıyor ve reddediyoruz” ifadesini kullandı. Avustralya’daki Müslüman kuruluşları da, saldırıyı kınayarak, etkilenenler ve yakınlarıyla dayanışma içinde olunduğu ifade etti. İki çocuk babası manav Ahmed kahraman Dünya, cesurca müdahalesiyle ölü sayısının artmasının önüne geçen 43 yaşındaki Suriyeli manav Ahmed el Ahmed’i konuşuyor. Yahudi toplumuna yönelik düzenlenen saldırı sırasında, saldırganın üstüne atlayıp elindeki silahı alan Müslüman iki çocuk babası el-Ahmed, kahraman ilan edildi. Ahmed’in, bu sırada kolundan ve elinden olmak üzere iki yerinden vurulduğu belirtilirken, tedavi altına alınmak üzere hastaneye kaldırıldığı, operasyon geçirdiği bilgisi verildi. Bibi: Yahudi kahraman! İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada Suriyeli Ahmed’den “Yahudi kahraman” diye bahsetti. Birkaç saat sonra Kabine toplantısında hatasını düzelten Netanyahu, “Müslüman bir cesur adam olduğu ortaya çıktı. Ona saygı duyuyorum” ifadelerini kullandı. Netanyahu hükümeti suçladı! İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Hanuka Bayramı’nın ilk mumunu yakmak için sahile gelen Yahudilerin “alçak teröristler” tarafından hedef alındığını söyledi. Avustralyalı Yahudi cemaati de, plajdaki saldırıda, Hanuka’nın kutlandığı etkinliğin hedef alındığını bildirdi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise, saldırının ardından yaptığı açıklamada Avustralya hükümetini suçladı. Netanyahu üç ay önce Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’e bir mektup yazdığını ve izlediği politikaların “antisemitizmin ateşine benzin döktüğü” konusunda uyardığını söyledi. Albanese yönetimi geçtiğimiz aylarda Filistin’i devlet olarak tanıyacaklarını açıklamış, bunun üzerine Netanyahu bir mektupla bu duruma tepkisini dile getirmişti.

15 ARALIK 2025 PAZARTESİ-GÜNDEM

15 ARALIK 2025 PAZARTESİ-GÜNDEM

-Hüseyin Abdal Ocağı Evlatlarından İlyas Şimşek, Dersim’in Nazımiye ilçesine bağlı Alevi köyü Hakis’te cami yapılmak istenmesine ilişkin PİRHA’ya konuştu. GÖRÜNTÜLÜ -Ayla Akat Ata, Av. Suzan Akipa, Çetin Arkaş’ın katılımıyla Dersim’de halk buluşması düzenleniyor. GÖRÜNTÜLÜ The post 15 ARALIK 2025 PAZARTESİ-GÜNDEM appeared first on PİRHA .