Yoksulluğu gizleme bütçesi

Yoksulluğu gizleme bütçesi

Ekonomik kriz, on milyonlarca yurttaşı sosyal yardıma muhtaç hale getirdi. Siyasi iktidar, sosyal yardıma muhtaçlığa yönelik çarpıcı tabloyu, sosyal yardımlar ile dengelemeye çalıştı. 2025 yılının ocak-ekim döneminde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca, “Yoksullukla Mücadele” adı altında yapılan harcama, 2024 yılının tamamında yapılan harcamayı geride bıraktı. 2025'in Ocak-Ekim döneminde yoksullukla mücadele kapsamında yapılan kamu harcaması, 175 milyar TL’ye dayandı. Bakanlığın yoksullukla mücadele kapsamında 2025’in Ocak-Ekim dönemini kapsayan 10 ayda yaptığı toplam harcama 173 milyar 333 milyon 850 bin TL oldu. Ocak-Ekim 2025 döneminde yapılan yoksullukla mücadele harcamasının 106 milyar 95 milyon 289 bin TL’si, sosyal güvencesi olmayan yurttaşların GSS primlerinin ödemesinden oluştu. Aile Bakanlığı’nın yoksullukla mücadele için harcadığı parada yıllar itibarıyla yaşanan değişim de dikkati çekti. 2021 yılında 50 milyar 781 milyon 566 bin TL olan AKP’nin, “Yoksullukla Mücadele” harcaması, 2022-2025 döneminde yıllara göre şöyle sıralandı: • 2022 : 55 milyar 171 milyon 122 bin TL • 2023 : 97 milyar 181 milyon 711 bin TL • 2024 : 166 milyar 378 milyon 738 bin TL • 2025 (Ocak-Ekim): 173 milyar 333 milyon 626 bin TL Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 14 Aralık 2025 tarihli TBMM Genel Kurul toplantısında kabul edilen 2026 yılı bütçesinin detayları da yoksulluk bütçesinin büyüklüğünü gösterdi. Bakanlığın, 531 milyar 905 milyon 396 bin TL’lik 2026 yılı toplam bütçesinin yüzde 54’ü, “Yoksullukla mücadele ve sosyal yardımlaşma” için ayrılan tutardan oluştu. Bakanlığa 2026 yılı için 284 milyar 470 milyon 466 bin TL’lik yoksullukla mücadele ve sosyal yardımlaşma bütçesi verildi.

Durbay’a hüzünlü veda

Durbay’a hüzünlü veda

Haber Merkezi Tedavi gördüğü hastanede uzun süre yaşam mücadelesi veren, önceki gün hayatını kaybetmesinin ardından milyonları yasa boğan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay binlerce kişinin katılımıyla dün son yolculuğuna uğurlandı. Aynı zamanda Manisa'nın ilk kadın Belediye Başkanı olan ve 37 yaşında hayatını kaybeden Durbay için belediye önünde tören düzenlendi. Törene binlerce Manisalının yanı sıra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AKP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Manisa Valisi Vahdettin Özkan, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik başta olmak üzere çok sayıda isim katıldı. Törende konuşan CHP lideri Özgür Özel, "Gülşah demiş ki, 'Çok acıklı bir hikaye yazdık biz’. En son ağzından çıkan bu. Bu hikaye yazma lafı bitmedi. Burada bitti. Böyle bitti yani. Hepimizin başı sağolsun ve bir yerde dursun artık" dedi. HEPİMİZİN GURURU Durbay'ın ailesini temsilen Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli konuştu. Denizli, "Yıllar geçtikçe hem mücadelemizde yükseldi hem de birçok alanda eğitimini tamamladı. Hangi durumda olursak olalım tüm parti ve hayat yolculuğumuzda bir önceliğimiz diğeri oluyordu. O tüm ailesinin gururu oldu" ifadelerini kullandı. Ardından söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, "Sen yoğun bakımdayken bile zahmet etmesinler dedin. Ne zaman yardıma ihtiyacım olduğunda yanımda oldun. Adildin sevdiğine kıyamazdın, sadece bana değil tüm arkadaşlarına da çok iyi bir arkadaştın. Bu hastalığı öğrendiğin günlerde hangi ahlaksızlarla uğraştığını da hiç unutmayacağım." dedi.

Her şey sermaye için!

Her şey sermaye için!

Bütçe 11 ayda 1,27 trilyon TL açık verdi. Harcamaların yükü dolaylı vergilerle yurttaşın sırtına binerken faiz ödemeleri ise eğitim ve sağlığı da gölgede bıraktı. Bütçeden yapılan 100 liralık harcamanın 15 lirası faize gitti.

Zelenski NATO’ya girme ısrarından vazgeçti

Zelenski NATO’ya girme ısrarından vazgeçti

Dış Haberler Volodimir Zelenski, Rusya ile savaşı sona erdirmek Berlin’de Beyaz Saray temsilcileri ve Avrupalı müttefikleriyle beş saat süren bir görüşme sonrası ülkesinin NATO’ya katılma hedefinden vazgeçmeyi teklif etti. Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff, ABD başkanının damadı Jared Kushner ile birlikte Rusya-Ukrayna savaşını bitirme çabaları kapsamında Zelenski ile bir araya geldiklerini ve “büyük ilerleme kaydedildiğini” söyledi. Görüşmelerden önce Zelenski, Batı’nın güvenlik garantileri karşılığında Ukrayna’nın NATO’ya katılma hedefinden vazgeçmeyi teklif etti. Bu hamle, Rusya’nın saldırılarına karşı bir koruma olarak NATO’ya katılmak için mücadele eden ve bu hedefi anayasasına dahil eden Ukrayna için büyük bir dönüşüm anlamına geliyor.

Gazeteci, gazetecilik, gazete!

Gazeteci, gazetecilik, gazete!

Gazeteci bir meslek erbabı. Gazetecilik, “ doğruyu söyleme mesleği ” olarak tanımlamayı sevdiğim bir meslek. Gazete; radyo, televizyon, internet çağında da farklı biçimler alan ve mesleğinin içinde icra edildiği kurum. Geçen hafta “ memleketin ahvali ve medya ” üzerine düşündüren iki etkinlik ve bir olay vardı. Olay; Habertürk ve M. A. Ersoy konusu. Icığını cıcığını duymuşsunuzdur. Beni ne ıcığı ilgilendiriyor ne cıcığı. Bu, birçok boyutuyla memleketin ahvali ile medyanın ahvalinin içiçeliği; birine bakınca diğerini görmek açısından önemli. Muhafazakârlığın/dindarlığın 23 yıllık AKP ’li iktidar hali, vaaz edilen hayatlarla yaşanan hayatlar arasındaki farkı iyice açtı! İktidarın, bir şeyleri herkesin iyiliğine değiştirmek için değil, kendi hayrına başkaları üzerinde kullanılmak için istendiğini gösterdi. Reşit kadın ve erkeklerin kendi rızalarıyla yaptıkları yalnızca kendilerini ilgilendirir. Bir kurumda güç sahibi olanın, bu gücü/iktidarı kurumun hedeflerine ulaşmak için değil de kendisi için başkaları/kadınlar üzerinde kullanması ise hepimizin reddetmesi gereken bir durum. Ankara ’da Gazeteciler Cemiyeti ’ndeki ilk etkinlikte, Zafer Arapkirli ’nin Özlem Akarsu Çelik ’in sorularıyla gözlerimizin önüne serdiği ahvalimiz, M. A. Ersoy olayından çıkıp kadın meslektaşlarımızın yaşadıkları ve onlara yaşatılanlar konusunda hepimize batırılmış bir çuvaldız oldu. Ne zaman kendi mesleki tarihimizden söz etsek, bugünümüzün dünümüzü arattığını, hep daha kötüye gittiğimizi anlatıyoruz. Gazetecilik tarihinin farklı dönemlerini karşılaştırıp, sürekli gelenin gideni arattığı yakınmamızı şimdilik bırakıp, kötünün üstesinden gelme yolunu gösteren etkinliğe değineyim. TKP ve Nâzım Hikmet Kültür Merkezi ’nin, üstüne asla yapışmayacak bir “ casusluk ” yaftasıyla tutuklanan arkadaşımızla dayanışma için düzenlediği imza gününde, Ş. Aydın , T. Soykan , B. Terkoğlu , B. Pehlivan ve eşi S. K. Yanardağ , Merdan Yanardağ ’ın kitaplarını imzaladılar. Yan yana, omuz omuza, el ele durarak, yeri geldiğinde imza imza büyüteceğimiz bir dayanışma… Gazetecilikte ve hayatın her alanında engelleri aşmanın ve kötülüğü yenmenin sırrı bu tek sözcükte gizli: DAYANIŞMA! Dönemleri birbiriyle kıyaslayıp gazetecilik bugün dünden daha kötü durumda diye yakınmak anlamlı değil. Her dönemin kendine özgü sahiplik yapıları, mecraları, teknolojisi, hızı var. Ve o özgünlüklerden gelen fırsatları, tehditleri… Şimdi yine başlığa döneyim: Gazeteci, gazetecilik, gazete. Bu üçü arasındaki mesafe açıldığı andan itibaren, bu üçünün bir ve aynı oluşunun sona erdiği günden beri gazetecilik kendi zamanlarına özgü sorunlarla boğuşuyor. Kovboy filmlerinin her şeyin kısacık tozlu bir yolun iki kenarına dizildiği küçük kasabalarını hatırlarsınız. Bir tarafta paranın ve her türlü iktidar ilişkisinin mekânı SALOON, biraz ileride o ilişkilerin ve düzenin bekçisi SHERIFF, karşıda da kızıyla birlikte her ikisini de sorgulayan gazeteyi çıkaran gazeteci. Gazetenin sahibi de yazan da basan da o. Gazeteciliğin iktidarın araçsallaştıramadığı, doğruyu söyleyen ve 4. kuvvet hali bu! Tabii artık o kovboy kasabasında değiliz. SALOON artık küresel ve içinde ulusötesi dev şirketler var. Teknoloji multi-milyarderleri yeni medya patronları. Gazeteci de gazetecilik de içinde çalışılan kurum olarak medya da bambaşka. Bütün bu bambaşkalıklar içinde gazeteci-gazetecilik-gazete üçlüsünün (meslek, meslek erbabı ve kurum) birliğini sağlayamadıkça, SALOON’dakilerin hizmetinde olmamak zor. Bunun yolunu bulanlar; misal televizyonu, televizyonculuğu ve kendisi özdeşleşerek “ bir ” olmuş M. Yanardağ veya bir başka yoldan bunları birleştiren F. Altaylı , E. Aysever SHERIFF’in gazabına uğruyorlar. Kısacası; gazeteci-gazetecilik-gazete üzerinde, doğruyu söyleme kaygısı dışında bir gölgenin olmadığı bağımsız kanallarınız yoksa daha kötüsü hep olacak!

Kayyum elden para dağıttı!

Kayyum elden para dağıttı!

Haber Merkezi DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu, kayyım yönetimindeki Batman Belediyesinde personele elden para dağıtıldığını iddia etti, görüntüleri paylaştı. Batman Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdür Vekili Murat Sütçü’nün belediye üniforması giyen personele elden para dağıttığını belirten Oduncu şunları söyledi: “Bu kez, görüntülerle soruyoruz. Bu paralar kimin parasıdır? Belediyenin hangi bütçesinden, hangi kalemden çıkmıştır? Bu dağıtımın hukuki dayanağı nedir? Neden elden ve kayıt dışı şekilde dağıtılmaktadır? Bu paralar personele hangi gerekçeyle verilmiştir: ödül mü, teşvik mi, rüşvet mi? Aynı para tüm personele mi, yoksa belirli kişilere mi dağıtılmıştır? Bu dağıtım sırasında muhasebe kaydı, resmi evrak, imza föyü var mıdır? Sayıştay, İçişleri Bakanlığı ya da ilgili denetim birimleri bu durumdan haberdar mıdır?” Oduncu sözlerinin devamında “Belediye bütçesi, kayyımın arka bahçesi değildir. Bu görüntüler, kayyım rejiminin Batman’da yarattığı çürümüşlüğün fotoğrafıdır. Bu usulsüzlüklerin hesabı sorulana kadar bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.

Şili de sağa teslim

Şili de sağa teslim

Latin Amerika’da bir ülke daha sağın eline geçti. Şili’de diktatör Pinochet hayranı Kast, devlet başkanı oldu. Dr. Canan Kışlalıoğlu’na göre sol iktidarın vaatlerini hayata geçirememesi aşırı sağcı Kast’ı iktidara taşıdı.

Avustralya kahramanını Hıristiyan yaptılar: İsrail’in İslamofobik propagandası sosyal medyada

Avustralya kahramanını Hıristiyan yaptılar: İsrail’in İslamofobik propagandası sosyal medyada

Bondi Plajı’ndaki ölümcül saldırıda silahlı saldırganı çıplak elleriyle etkisiz hale getiren Ahmed el-Ahmed’in kimliği sosyal medyada çarpıtıldı. İsrail yanlısı fenomenler, “kahramanın Hıristiyan” olduğunu öne sürdü. Akrabaları ve çevresi, Ahmed’in Suriye’nin İdlib kentinden Müslüman olduğunu doğruladı. Sosyal medya kullanıcıları, bazı İsrail yanlısı fenomenlerin bir Müslümanın “özverili bir kahraman” olabileceğini kabul etmemesini, İslamofobinin bir yansıması olarak değerlendirdi.

Avustralya kahramanının dinini değiştirdiler: İsrail’in İslamofobik propagandası sosyal medyada

Avustralya kahramanının dinini değiştirdiler: İsrail’in İslamofobik propagandası sosyal medyada

Bondi Plajı’ndaki ölümcül saldırıda silahlı saldırganı çıplak elleriyle etkisiz hale getiren Ahmed el-Ahmed’in kimliği sosyal medyada çarpıtıldı. İsrail yanlısı fenomenler, “kahramanın Hristiyan” olduğunu öne sürdü. Akrabaları ve çevresi, Ahmed’in Suriye’nin İdlib kentinden Müslüman olduğunu doğrularken, sosyal medya kullanıcıları, bazı İsrail yanlısı fenomenlerin bir Müslümanın “özverili bir kahraman” olabileceğini kabul etmemesini, İslamofobinin bir yansıması olarak değerlendirdi.